Ülfet peyda eden yönlerimiz ve tavırlarımız neler ve nasıl tedavi edilir?
Ülfet peyda eden yönlerimiz ve tavırlarımız neler ve nasıl tedavi edilir?
“cehl-i mürekkebin hemşiresi ve nazar-ı sathînin annesi olan ülfet, mübalâğacıların gözlerini kapatmıştır. Böyle gözleri açmak içindir: Me’lûf olan âfâk ve enfüste dikkat-i nazara, Kitab-ı Hakîm emreder.
Evet, gözleri açan, yalnız nücûm-u Kur’âniyedir. Öyle nücum-u sâkıbedirler ki, cehlin zulmünü ve nazar-ı sathînin zulümatını def ettikleri gibi; âyât-ı beyyinat, yed-i beyzâyla, ülfet ve sathiyetin hicaplarını ve zahirperestliğin perdesini parça parça ederek, ukulü, âfâk ve enfüsün hakaikine tevcih edip irşad etmişlerdir.” Muhakemat.
Ülfet:Alışkanlık haline getirme, hadiseleri normal karşılayıp adiyattan sayma hali..
Ülfetin ortaya çıkmasına sebeb olan; bilmediğini bilmemek ve yüzeysel yada sathi olarak meseleye bakmaktır.
Bundan kurtulmak için gerek enfüsi daire dediğimiz dairede, gerekse de harici dediğimiz afaki alemdeki marifet delillerinde ciddi bir tefekküre yoğunlaşmamız gerekir. Kur’an’ın ayetlerinin sonundaki akletmezmisiniz, düşünmez misiniz gibi tabirlerin hepsi bu ülfet perdesinin yıkılması ve hakikatın ortaya çıkmasıdır. Mesela: Fındık ağacında fındığın olması bize normal gelir. Zira ömrümüz boyunca bu böyle olagelmiştir. Aynı şekilde yumurtanında tavuktan gelmesi gayet aşina olduğumuz adiyattandır adeta.
Fakat meseleye şöyle baksak ki; bir gün fındık ağacında yumurta, tavuğun altında da fındık . Hemen şaşırır ve deriz ki birisi bunları ağaca takmış, tavuğun altına koymuş. Zira ağacın yumurta yapması , tavuğun fındıklaması imkansızdır. Niye bu karara vardık hemen? Zira ilk defa karşılaşıyoruz da ondan. Ama şöyle düşünsek normalde ağaç fındığı yapabilir mi, ya da tavuk yumurtayı yapabilir mi? İşte sorulara cevap vermek ülfetten kurtulup taharriye işaret ederken, bunları normalmiş gibi karşılamak ise ülfette olduğumuzu gösterir..
Sürekli iman gözlüğüyle dolaşmak gerekiyor demek ki..
ben şunu gördüm. afaki mes'elelere çok bakmak, dalmak insana hakikatlere yabani bakt?r?yor. insan da kesrete mübtela olunca kesret insan? sar?yor vahdete takarrub etmesi zorlaş?yor. insan bu zamanda hadisat?n kesretine ülfet etmiş. hatta bazen oluyor ki nurlardaki ifadeler insana yavan gelebiliyor.
nazar?n? afakta boğmamak dar dairedeki vazifelere kuvvet vermek benim akl?ma gelen çözümler. bizler için de ayr?ca nurlara vesile olan şeylerden ziyade bizzat nurlar?n kendisiyle meşgul olmak..
birde akl?ma şunlar geldi: insan caha şöhrete, lezzete zevke, rahata çok çabuk ülfet edebiliyor.
selmunaleykum...
tavsiyesi doğru tespit...Üstad da nazarlar? hep risalelere çekmiyor mu!bizler için de ayr?ca nurlara vesile olan şeylerden ziyade bizzat nurlar?n kendisiyle meşgul olmak..
Hiç olmazsa işleri ve vazifeleri olmadığı vakitlerde, beş on dakika dahi olsa Risale-i Nur'u okumak veya dinlemek veya yazmak cihetiyle bir miktar meşgul olsalar, hakikî talebe-i ulûmun sevaplarına ve şereflerine mazhar oldukları gibi, İhlâs Risalesinde yazılan beş nevi ibadete de mazhar olurlar. Hakikî ilim talebeleri gibi, onların maişetlerini temin hususundaki âdi muameleleri de bir nevi ibadet hükmüne geçebilir"
Yirmi sene risale-i nur derslerine kat?l?rs?n,ama yirmi dakikada bir olay yaşars?n,o yirmi senede göremediğn hakikati görürsün...
Ülfet peyda edince birşey,k?ymetini de idrak edemiyoruz.
Kainattaki gidisati izlesek ve israfin ve intizamsizligin olmadigini gorsek,sanirim bu bizim icin en buyuk tahkik egitimi olacaktir.
''Meselâ, en câmi’ bir mu’cize-i kudret olan insanın hilkatini âdi deyip lâkaydlıkla bakar. Fakat insanın kemâl-i hilkatinden hurûc etmiş, üç ayaklı yahut iki başlı bir insanı, bir velvele-i istiğrabla nazar-ı ibrete teşhir eder. Meselâ, en latîf ve umumi bir mu’cize-i rahmet olan bütün yavruların hazîne-i gaybdan muntazam iâşelerini âdi görüp, küfran perdesini üstüne çeker.'' (Sözler'den)
manasında galiba...
Açay?m
Şimdi mesela ''Bismillah her hayr?n baş?d?R'' dersini ele alal?m...
Genelde sohbet ortam?nda ''Hadi 1.sözü yapal?m'' denildiğinde sanki bizde şu oluyor''Çok yap?lan bir ders vs..''..Oysaki besmele ile ne denizler geçilmiş,neler aş?lm?ş.O seviyeye gelebildik mi?Kainatta bir çekim kvveti var ve dua ile inan?şla nice şeyleri yapabilecek kapasiteye ulaşabiliyoruz ve o kabiliyet bize verilmiş değil mi?Kabiliyetlerin inkişaf etmesi için de biraz s?k?nt? ve zorluk görmek gerekiyor.Nas?l ki bir kelebek,uçabilmek için biraz s?k?nt? çektiği gibi...
?şte bizler de iman hakikatlerinde ''Ülfet Peyda'' etmişiz...Derslerde bahsedilen mevzular bize normal gelirken,Amerikada ''Haşir risalesini ''okuyan bir kaç ateist grup,''Tekrar dirilecekmişiz'' sevinciyle kap? kap? haşir risalesini dağ?tmas?ndaki o şevk o iştiyak o inan?ş?...aras?nda farklar gorunmesi...
1.lem'a olsun 2.lem'a olsun ne ince hikmetler gizli ve hepsi ayr? ayr? hikmetlerin olduğu göremiyoruz.?lmelyakin da tak?l? kal?yoruz.Aynelyakin-hakkalyakin mertebelerine ç?kmam?z? engelliyor.
Ancak şu da var.Risale-i nurun biliyoruz ki beş devresi var.Ülfet peyda etmesi de bir imtihand?r asl?nda.Bunu aşmak için de sebatla her gün 1-2sayfa dahi olsa risale-i nur okumak laz?m ve de bu devirde cevşen okumalar?m?z? ,virdlerimizi artt?rmal?y?z.
Kainattaki gidisati izlesek ve israfin ve intizamsizligin olmadigini gorsek,sanirim bu bizim icin en buyuk tahkik egitimi olacaktir.
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)