Yani risale-i nurlar çok okundukça ülfet peyda etmek yerine her daim yeni bir tefekkür sayfas? açmal? insan?n hayat?nda..Ama şu da var galiba kolay nurlara sahip olanlar pek fazla k?ymetini bilemiyorlar sanki.
Yani risale-i nurlar çok okundukça ülfet peyda etmek yerine her daim yeni bir tefekkür sayfas? açmal? insan?n hayat?nda..Ama şu da var galiba kolay nurlara sahip olanlar pek fazla k?ymetini bilemiyorlar sanki.
Hatta risale-i nurlar? çok geç tan?yan biri derslerde o kadar dikkatli dinliyor ve hakikatler karş?s?nda adeta irkiliyorken sürekli dinleyen insanlar esneme ve uyku aras? dinleme şeklinde geçirebiliyor..bunu önlemek gerekiyor herhalde.
Şimdi kardeşim,kolay nurlara sahip olan tam anlayam?yor dersek de hoş olmaz.Dedik ya başta,bu de bir imtihand?r.Her an yenilenmek için bizim için bir kamç? vesilesidir...?kinci bahsettiğiniz grup ise,20 dakikada bir olay yaşar,20senede idrak edemediği hakikati anlar meselesine giriyor biraz.Açl?g?n? derinden hissediyor,yaras? okadar fazla ki,ufac?k bir merhem bile ona dünyalar? vermek gibi oluyor...
Ben dershanede kald?g?m bir devir,ülfet peyda etmeye başlam?şt?m.Daha sonra bir günah ortam?nda bulundum ve oradan ç?kar ç?kmaz dershaneye koştum,göz yaşlar? içinde.Dershaneye sar?las?m geldi..Bazen günahlar?m?z,Allah'a yak?nlaşma vesilesi k?l?yor...
Kainattaki gidisati izlesek ve israfin ve intizamsizligin olmadigini gorsek,sanirim bu bizim icin en buyuk tahkik egitimi olacaktir.
Ülfet edip ,tokat yedikten sonra , sanki akl?m baş?ma geldi , ilac?n tesir-i hakikisini hissetmeye başlad?m.
Hem ben diyorum ki sizin bulunuğunuz ortam GÜNAH ORTAMI değildi diye tahayyül ediyorum , günahlar?n çok olduğu bir ortamd?r diye tasdik edebilirim ancak , mesela okullar , sokaklar vs.
Evet, hakiki imanı elde eden adam, kainata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre, hadisatın tazyikatından kurtulabilir. AMENNA
Evet okul ortam?yd?.Bir konser verilmişti.Türk sanat musikisi idi.Hem de imam hatip lisesiydi.Yani okadar da vahiv bir ortam değildi.Ancak risale-i nur hakikatleri oyle ç?kt? ki karş?ma...
Oyuzden de derste öğrenilen ,duyulan herşey boş değil.Ülfet peyda edildiğinde öğrenilen bilgi,acil durumlarda yetişiveriyor
Kainattaki gidisati izlesek ve israfin ve intizamsizligin olmadigini gorsek,sanirim bu bizim icin en buyuk tahkik egitimi olacaktir.
Risale-i nurlar?n da şöyle bir özelliği var onu gelişigüzel rastgele okuduğunuzda size hiçbir katk?da bulunmuyor adeta kendini gizliyor,izzetini muhafaza ediyor,beni okuman için bana değer vereceksin diyor,ne zaman ki o değeri veriyorsunuz o zaman sizinle bar?ş?yor.Çok yaş?yorum bunu ben.
?badet iki k?s?md?r: bir k?sm? müsbet, diğeri menfi.Şu dâr-? dünya, meydan-? imtihand?r ve dâr-? hizmettir. Lezzet ve ücret ve mükâfat yeri değildir. Madem dâr-? hizmettir ve mahall-i ubudiyettir. Hastal?klar ve musibetler, dinî olmamak ve sabretmek şart?yla, o hizmete ve o ubudiyete çok muvaf?k oluyor ve kuvvet veriyor. Ve herbir saati bir gün ibadet hükmüne getirdiğinden, şekvâ değil, şükretmek gerektir.
Evet, ibadet iki k?s?md?r: bir k?sm? müsbet, diğeri menfi. Müsbet k?sm? malûmdur. Menfi k?sm? ise, hastal?klar ve musibetlerle, musibetzede zaaf?n? ve aczini hissedip, Rabb-i Rahîmine ilticâkârâne teveccüh edip, Onu düşünüp, Ona yalvar?p hâlis bir ubudiyet yapar. Bu ubudiyete riyâ giremez, hâlistir. Eğer sabretse, musibetin mükâfât?n? düşünse, şükretse, o vakit herbir saati bir gün ibadet hükmüne geçer. K?sac?k ömrü uzun bir ömür olur. Hattâ bir k?sm? var ki, bir dakikas? bir gün ibadet hükmüne geçer. Hattâ bir âhiret kardeşim, Muhacir Haf?z Ahmed isminde bir zât?n müthiş bir hastal?ğ?na ziyade merak ettim. Kalbime ihtar edildi: "Onu tebrik et. Herbir dakikas? bir gün ibadet hükmüne geçiyor." Zaten o zat sab?r içinde şükrediyordu.
Lemalar | ?kinci Lem´a | 16
Kainattaki gidisati izlesek ve israfin ve intizamsizligin olmadigini gorsek,sanirim bu bizim icin en buyuk tahkik egitimi olacaktir.
''İşte, kardeşlerim, hakikaten bugün, Siracü’n-Nur’un başındaki Münâcâtı tashih niyetiyle okudum. Kuvve-i hâfızam tam söndüğü için, birden o münâcâtın hakikatlerine karşı, güya seksen yaşında iken yeni dünyaya gelmişim gibi, birden ülfet ve âdetleri bilmiyor gibi, o malûm âdetler perde olamadı. Kemâl-i şevkle tam istifade edip okudum. Pek harika gördüm.'' (Emirdağ L.)
burasını arıyordum bulamamıştım yeni bulabildim
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)