TESEV’in “Değişen Türkiye’de din, toplum, siyaset” araşt?rmas?n?n yer yer birbiriyle çelişen sonuçlar? nas?l yorumlanmal??
Bu sonuçlara göre, Türkiye’de irtica tehlikesi bulunmad?ğ?n? ve laikliğin tehdit alt?nda olmad?ğ?n? düşünen büyük bir çoğunluk, laikliği korumak için ordu desteğine ihtiyaç olmad?ğ?na da inan?yor ve askerî rejime karş? ç?k?yor, ama diğer taraftan TSK’n?n hükümete karş? görüş bildirmesini doğal karş?l?yor.
Dindarl?k artarken bağnazl?ğ?n azald?ğ?na dair sonuç, normal şartlar alt?nda, olmas? gereken sağl?kl? bir gelişmenin işareti iken, ayn? bağlamda dinî hoşgörünün azald?ğ? bulgusu çelişki oluşturuyor.
Hem bağnazl?k, hem hoşgörü ayn? anda azalabilir mi? Bağnazl?k azal?yorsa hoşgörünün de çoğalmas? gerekmiyor mu?
Burada as?l üzerinde durulmas? gereken noktalardan biri, artt?ğ? söylenen dindarl?kla, azald?ğ? ifade edilen bağnazl?ktan nelerin kast edildiği olmal?.
Eğer dinin haram-helâl ölçüleriyle belirlenen “k?rm?z? çizgiler”in aş?nd?ğ?, modernize edilerek dünyevîleştirilmiş, “light” bir “dindarl?ğ?n” yükselişinden söz ediliyorsa—ki, o yöndeki işaretler son dönemde giderek art?yor ve s?klaş?yor—asla geçiştirilmemesi gereken çok ciddî bir problemle karş? karş?yay?z demektir.
Nitekim Kenan Evren’in çok yeni bir beyan?nda imam hatiplilerin hepsinin “yobaz” olmad?ğ?n? söylerken, eski bir rektör için kulland?ğ? şu ifadeler son derece dikkat çekici:
“?lâhiyatç?yd?; içkisini de içer, eğlenmeye de giderdi.” (Can Dündar, Milliyet, 23.11.06)
Baz? çevrelerin “?çkisini de içer, Cuma’s?na da gider” sözüyle çizmeye çal?şt?ğ? “Türk tipi Müslüman” profili de böyle birşey değil mi?
Bunlar gösteriyor ki, bağnazl?ğ?n azalmas?yla kast edilen, dinin emir ve yasaklar?na uyma konusundaki hassasiyetin aş?nmas?.
Öte yandan, yine TESEV anketinin “Örtünenler azal?yor” sonucu, bu çerçevede, evvelce yap?lm?ş başka anketlerin de önümüze koyduğu, dikkatle üzerinde durulmas? gereken bir husus. “K?z?n?z?n üniversite için baş?n? açmas?n? onaylar m?s?n?z?” sorusuna verilen “evet” cevaplar?n?n yüzde 65’e ulaşmas? da.
Büyük çoğunluğun din ad?na teröre ve işgal alt?nda olunsa bile intihar sald?r?lar?na karş? ç?kmas? ise, önemli bir sağduyu işareti.
Asl?nda bu çeşit anketlerin, aralara s?k?şt?r?lan maksatl? tuzak sorular?yla, toplum mühendisliği projelerinde kullan?lmak üzere veri toplamak için yap?ld?ğ?na dair kuşkular var.
Ancak böyle bile olsa, TESEV anketinden ç?kan genel sonucun, baz? konulardaki kafa kar?ş?kl?klar?na rağmen sağl?kl? ve sağduyulu bir toplum yap?s?na işaret ettiği bir vâk?a.
Ama bizatihî bu araşt?rman?n içerdiği baz? ipuçlar?n?n, söz konusu yap?y? belirli maksatlar istikametinde “dönüştürme” niyetlerini ele verdiğini de gözard? etmemek gerekiyor.
Dolay?s?yla, bunlara karş?, Bediüzzaman’?n “önce iman”?n takviyesini öngören hizmet modelinin, geçerliliğini her zaman artan bir önemle koruduğu çok daha iyi anlaş?lmakta Anket sonuçlar?n? bu gözle okuyup, hizmetlerimizi ona göre yönlendirmemiz lâz?m.