Mesnevi-i Nuriyede şöyle denilir: “Vaktin evvelinde, Kâ’be’yi hayalen nazara almakla namaz k?lmak mendubdur ki, birbirine giren daireler gibi Beyt’in etraf?nda teşekkül eden saflar? görmekle, yak?n saflar Beyt’i ihata ettikleri gibi, en uzak saflar?n da âlem-i ?slâm? ihata etmiş olduğunu hayal ile görsün.”
Rahmetli Bayram Yüksel, Üstad?n namaz?yla ilgili şöyle anlat?r:
"Üstad?m?z, namaz? çok huşu içinde k?lard?. Sûreleri okurken tane tane okurdu. Namaza dururken, tam huzura vard?ğ?nda, niyet ederken, `Allahü Ekber` dediği zaman, bizler arkas?nda korkard?k. Mübalağa olmas?n, ahşap bina sars?l?rd?.
"Üstad?m?z namaz vaktine çok dikkat ederdi. Namaz? vaktinde k?lard?. Meselâ, Isparta`dan ç?kt?ğ?m?zda, Emirdağ`a beş dakika sonra varacak olsak bile, Üstad?m?z saate bakar, k?ş, f?rt?na olsa beklemez, hemen namaz? vaktinde k?lard?. K?rlarda olsun, yolculukta olsun, namaz? vaktin evvelinde k?lard?. Bu mevzuda kendisi şöyle der:
"Namaz? vaktinde k?lman?n ne derece tükenmez, uhrevî bir sermaye olduğu anlaş?l?yor ki, her namaz vaktinde âlem-i ?slâm denilen muazzam camide, yüz milyondan fazla cemaat-? kübra namaz k?l?yor. O cemaatte her bir adam umum cemaate dua ediyor."?hdina`s-s?rata`l-müstakim` (Bizi doğru yola hidayet eyle) diyor. Her biri umum cemaate hem şefaatçi, hem duac? olur.
"O vakit, namaza iştirak etmeyen hissesini alamaz. Kaynayan mirî ve askerî kazan?na karavanas?n? götürmeyen, tayinat?n? alamad?ğ? gibi, cemaat-? kübrân?n mânevî matbah?nda kaynayan mânevî erzak?n? alamaz. Belki namaza iştirakle o cemaat?n ordusuna iştirak etmiş olmakla ve dualar?na amin demek olan namaz? vaktinde k?lmakla alabilir.`