Sizce cehennem yaratılmıs mıdır?
Su an vardır diyebilir miyiz?
Sizce cehennem yaratılmıs mıdır?
Su an vardır diyebilir miyiz?
Konu Meyvenin Zeyli tarafından (30.05.07 Saat 13:36 ) değiştirilmiştir.
A.ORUC
Peygamberimiz Mirac da gördüğüne göre vard?r . Zaten zaman kavram? bizler için geçerli, yani cehennemin bizim gözümüzle görülmesi için zamana ihtiyaç var yani sadece sebepler dairesinde oluşmas? için zamana ihtiyaç var
1.mektubda izah? vard?r..mektubat kitab?nda..
iman insanı insan eder, belki sultan eder..
Yunusum kardeşimin dediği gibi işi kaynağ?ndan öğrenmek daha iyi olur
Sual : Cehennem şimdi mevcut olduğu takdirde, yeri nerededir?
Cevap : Biz Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat, el'an Cehennemin vücuduna itikad ediyoruz, ama yerini tayin edemiyoruz. http://www.risaleara.com/oku.asp?id=2684&a=cehennem
iman insanı insan eder, belki sultan eder..
Sual : Baz? hadislerin zahirine göre, Cehennem tahtel-arzd?r; yani yerin alt?ndad?r. Ve keza, bir hadise nazaran, Cehennem ateşinin dünya ateşinden iki yüz derece fazla harareti vard?r. Bu noktalar?n izah??
Cevap : Kürenin taht?, merkezinden ibarettir. Buna binaen, arz?n taht?, merkezidir. Nazariyat-? hikemiyece sabit olduğu vecihle, arz?n merkezinde, harareti iki yüz bin dereceye baliğ bir ateş vard?r. Çünkü, her otuz üç z?ra' derinliğinde, tahminen bir derece hararet artar. Buna binaen, merkeze kadar iki yüz bin dereceli bir hararet meydana gelir. ?şte bu nazariyeye, mezkur hadisin meali mutab?k gelir. Buna binaen, küre-i arz?n merkezinde bulunan iki yüz bin derece hararetli bir ateş, Cehenneme bir çekirdek hükmünde olup, k?yamette, kabuğu hükmünde bulunan tabaka-i türabiyeyi çatlat?p, bütün dehşetiyle ç?kar, tevessü etmeye başlar ve tam teçhizat?yla Cehennem meydana gelir, denilebilir. Ve keza, bir hadise nazaran, "Zemherir" nam?nda, burudet ile yakan bir ateş vard?r. Bu hadis de, o nazariyeye mutab?kt?r. Zira, merkez-i arzdan sath?na kadar derece derece artan veya tenakus eden ateş, Zemherir de dahil olmak üzere, ateşin bütün mertebelerine şamildir. Hikmet-i tabiiyede takarrur ettiği gibi, ateş, bazen öyle bir dereceye gelir ki, yak?n?nda bulunan şeylerden hararetleri tamamen celp ve cezb etmekle, onlar? bürudet ile yakar ve suyu incimad ettirir.
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=2685
iman insanı insan eder, belki sultan eder..
Sual : Mezkur hadise göre, Cehennem, arz?n merkezindedir. Halbuki arz, Cehenneme nisbeten bir yumurta kadard?r. O kocaman Cehennem, arz?n karn?nda nas?l yerleşir?
Cevap : Evet, alem-i mülk, yani alem-i şehadet, yani bu görmekte olduğumuz aleme göre, Cehennem, arz?n içindedir diye, Cehennemi küçük gösteriyoruz. Amma alem-i ahirete nazaran, Cehennem öyle azamet peyda eder ki, binlerce arzlar? içine al?r, doymaz. Bu alem-i şehadet, bir perde gibi, onun tevessüüne mani olmuştur. Binaenaleyh, arz?n içindeki Cehennemden maksat, Cehennemin kalbi ve Cehennemin çekirdeğidir. Ve keza Cehennemin arz?n alt?nda bulunmas?, arz?n karn?nda veya arz ile muttas?l, yap?ş?k olmas?n? istilzam etmez. Zira şems, kamer, y?ld?z, arz gibi küreler, hep şecere-i hilkatin meyveleridir. Malumdur ki, meyvenin alt?, bütün dallar?n aralar?na şumulü vard?r. Binaenaleyh, Allah'?n mülkü pek geniştir. Pecere-i hilkatin dallar? da her tarafa uzan?p gitmiştir; Cehennem nereye giderse, yeri vard?r. Ve keza, bir hadise göre, Cehennem matvidir, yani bükülmüştür, yani tam aç?k değildir. Demek Cehennemin, bir yumurta gibi, arz?n merkezinde mevcut ve bilahere tezahür edeceği, mümkinattand?r.
iman insanı insan eder, belki sultan eder..
Üçüncü Sual: Cehennem nerededir?
Elcevap: Lâ ya'lemul gaybe illallah -1- Gul ?nnemel ?lmu ?ndallah -2- Cehennemin yeri, baz? rivâyatla, "tahte'l-arz" denilmiştir. Başka yerlerde beyan ettiğimiz gibi, küre-i arz, hareket-i seneviyesiyle, ileride mecma-? haşir olacak bir meydan?n etraf?nda bir daire çiziyor. Cehennem ise, arz?n o medar-? senevîsi alt?ndad?r demektir. Görünmemeleri ve hissedilmemeleri, perdeli ve nursuz ateş olduğu içindir. Küre-i arz?n seyahat ettiği mesafe-i azîmede pek çok mahlûkat var ki, nursuz olduklar? için görünmezler. Kamer, nuru çekildikçe vücudunu kaybettiği gibi, nursuz çok küreler, mahlûklar, gözümüzün önünde olup göremiyoruz.
Cehennem ikidir. Biri suğrâ, biri kübrâd?r. ?leride, suğrâ kübrâya ink?lâp edeceği ve çekirdeği hükmünde olduğu gibi, ileride ondan bir menzil olur. Cehennem-i Suğrâ, yerin alt?nda, yani merkezindedir. Kürenin alt?, merkezidir. ?lm-i tabakatü'l-arzca malûmdur ki, ekseriya her otuz üç metre hafriyatta, bir derece-i hararet tezayüd eder
http://www.risaleara.com/oku.asp?id=718
iman insanı insan eder, belki sultan eder..
Demek, merkeze kadar n?sf-? kutr-u arz, alt? bin küsûr kilometre olduğundan, iki yüz bin derece-i harareti câmi, yani iki yüz defa ateş-i dünyevîden şedit ve rivayet-i hadise muvaf?k bir ateş bulunuyor. Şu Cehennem-i Suğrâ, Cehennem-i Kübrâya ait çok vezâifi, dünyada ve âlem-i berzahta görmüş ve ehâdislerle işaret edilmiştir. âlem-i âhirette, küre-i arz nas?l ki sekenesini medar-? senevîsindeki meydan-? haşre döker. Öyle de, içindeki Cehennem-i Suğrây? dahi Cehennem-i Kübrâya emr-i ?lâhî ile teslim eder.
Ehl-i ?tizâlin baz? imamlar? "Cehennem sonradan halk edilecektir" demeleri, halihaz?rda tamam?yla inbisat etmediğinden ve sekenelerine tam münasip bir tarzda inkişaf etmediğinden galatt?r ve gabâvettir.
Hem perde-i gayb içindeki âlem-i âhirete ait menzilleri dünya gözümüzle görmek ve göstermek için, ya kâinat? küçültüp iki vilâyet derecesine getirmeli, veyahut gözümüzü büyütüp y?ld?zlar gibi gözlerimiz olmal? ki, yerlerini görüp tayin edelim. -1- , Ahiret âlemine ait menziller bu dünyevî gözümüzle görülmez. Fakat, baz? rivâyât?n işârât?yla, âhiretteki Cehennem bu dünyam?zla münasebettard?r. Yaz?n şiddet-i hararetine -2- denilmiştir.
Demek, bu dünyevî, küçücük ve sönük ak?l gözüyle o büyük Cehennem görülmez. Fakat ism-i Hakîmin nuruyla bakabiliriz. Şöyle ki:
Arz?n medar-? senevîsi alt?nda bulunan Cehennem-i Kübrâ, yerin merkezindeki Cehennem-i Suğray? güya tevkil ederek baz? vezâifini gördürmüş. Kadîr-i Zülcelâlin mülkü pek çok geniştir; hikmet-i ?lâhiye nereyi göstermişse Cehennem-i Kübrâ oraya yerleşir. Evet, bir Kadîr-i Zülcelâl ve emr-i Kün fe Yekün -3- mâlik bir Hakîm-i Zülkemal, gözümüzün önünde, kemâl-i hikmet ve intizamla kameri arza bağlam?ş; azamet-i kudret ve intizamla arz? güneşe raptetmiş; ve güneşi, seyyârât?yla beraber, arz?n sürat-i seneviyesine yak?n bir süratle ve haşmet-i rububiyetiyle, bir ihtimale göre şemsü'ş-şümus taraf?na bir hareket vermiş; ve donanma elektrik lâmbalar? gibi y?ld?zlar? saltanat-? rububiyetine nuranî şahitler yapm?ş, onunla saltanat-? rububiyetini ve azamet-i kudretini göstermiş bir Zât-? Zülcelâlin kemâl-i hikmetinden ve azamet-i kudretinden ve saltanat-? rububiyetinden uzak değildir ki, Cehennem-i Kübrây? elektrik lâmbalar?n?n fabrikas?n?n kazan? hükmüne getirip âhirete bakan semân?n y?ld?zlar?n? onunla iş'âl etsin, hararet ve kuvvet versin. Yani, âlem-i nur olan Cennetten y?ld?zlara nur verip, Cehennemden nar ve hararet göndersin; ayn? halde, o Cehennemin bir k?sm?n? ehl-i azâba mesken ve mahpes yaps?n.
1- Gerçek bilgi Allah kat?ndad?r.
2- Cehennem s?cağ?ndand?r. Hadis-i şerif. Keşfü'l-Hafa, 29, Buharî,1:142,162.
3- "Ol der; o da oluverir." Yasin:82.
iman insanı insan eder, belki sultan eder..
Hem bir Fât?r-? Hakîm ki, dağ gibi koca bir ağac?, t?rnak gibi bir çekirdekte saklar. Elbette, o Zât-? Zülcelâlin kudret ve hikmetinden uzak değildir ki, küre-i arz?n kalbindeki Cehennem-i Suğrâ çekirdeğinde Cehennem-i Kübrây? saklas?n.
Elhas?l: Cennet ve Cehennem, şecere-i hilkatten ebed taraf?na uzan?p eğilerek giden bir dal?n iki meyvesidir. Meyvenin yeri ise, dal?n müntehâs?ndad?r.
Hem şu silsile-i kâinat?n iki neticesidir. Neticelerin mahalleri, silsilenin iki taraf?ndad?r. Süflîsi, sakîli aşağ? taraf?nda; nuranîsi, ulvîsi yukar? taraf?ndad?r.
Hem şu seyl-i şuûnât?n ve mahsulât-? mâneviye-i arziyenin iki mahzenidir. Mahzenin mekân? ise, mahsulât?n nevine göre, fenas? alt?nda, iyisi üstündedir.
Hem ebede karş? cereyan eden ve dalgalanan mevcudat-? seyyâlenin iki havuzudur. Havuzun yeri ise, seylin durduğu ve tecemmu ettiği yerdedir. Yani, habîsât? ve müzahrefât? esfelde, tayyibât? ve sâfiyât? âlâdad?r.
Hem lütuf ve kahr?n, rahmet ve azametin iki tecellîgâh?d?r. Tecelligâh?n yeri ise her yerde olabilir. Rahmân-? Zülcemâl ve Kahhâr-? Zülcelâl nerede isterse tecellîgâh?n? açar.
Amma Cennet ve Cehennemin vücutlar? ise, Onuncu ve Yirmi Sekizinci ve Yirmi Dokuzuncu Sözlerde gayet katî bir surette ispat edilmiştir. Şurada yaln?z bu kadar deriz ki: Meyvenin vücudu dal kadar ve neticenin silsile kadar ve mahzenin mahsulât kadar ve havuzun ?rmak kadar ve tecelligâh?n, rahmet ve kahr?n vücutlar? kadar katî ve yakindir.
iman insanı insan eder, belki sultan eder..
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)