Muctehitlerce, İstikbal-i kıble namazın sartlarındandır ve sart ise namazın butun erkanlarında bulunmasını iktiza eder.... O halde rukuda ve secdede kıblemiz neredir cunku karsımızda olmuyor egildigimiz icin???
Muctehitlerce, İstikbal-i kıble namazın sartlarındandır ve sart ise namazın butun erkanlarında bulunmasını iktiza eder.... O halde rukuda ve secdede kıblemiz neredir cunku karsımızda olmuyor egildigimiz icin???
Bu millet cennete giderse bizde cennete; eger bu millet cehenneme giderse bizde cehenneme!!!
Ahmet Husrev Altınbasak
kimsenin aklına bisey gelmiyor galiba!!!
Bu millet cennete giderse bizde cennete; eger bu millet cehenneme giderse bizde cehenneme!!!
Ahmet Husrev Altınbasak
Risale-i Nur bu çeşit mesâili halletmiş. Küreviyet-i arz, ulema-i İslâmca kabul edilmiş; dine muhalefeti yok. âyetteki satıh demesi, kürevî olmadığına delâlet etmiyor. Müçtehidlerce, "istikbâl-i kıble" namazda şart olması ve şart ise bütün erkânda bulunması sırrıyla, secde ve rükûda istikbal-i kıble lâzım geliyor. Bu ise, yerin, zeminin küreviyetiyle ve şer'an kıble Kâbe-i Mükerremenin üstü tâ Arşa kadar ve altı ferşe kadar bir amûd-u nuranî olması, küreviyetle istikbal-i erkânda bulunabilir.
Said Nursî
Marifet ufku....
Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir
"Kıble ve Kâbe öyle bir amud-u nurânîdir ki, semavatı Arşa kadar takmış ve nazm edip,küre-i arzın tabakatını ferşe kadar delerek kâinatın muntazam bir amud-u nurânîsi olmuştur.
Eğer gıtâ ve perde keşfolunsa, hatt-ı şâkul ile senin gözünün şuâsı, namazın herbir hareketinde ayn-ı kıbleyle temas ve musafaha edecektir." muhakemat
Marifet ufku....
Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir
Kabe bir nurani direk gibidir..arşı ferşe bağlar..sadece mekke de bulunan bir ev misali değildir...o evin içinden geçen ve arşı ferşe bağlayan nurani bir direk düşünürsek..rukudada , secdede insanın gözleri şakul gibi o nurani direği görecek ve rabbisine karşı rüku ve sücutda niyazda bulunacaktır
Marifet ufku....
Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir
peki;
_binek üzerinde arabada namaz kılsa gittiği yöne doğru kılabiliyor
_korku anında tehlikenin gelmesini umduğu cihete doğru kılabiliyor
_kıble cihetini bilemese içtihad edip aksi cihete dursa kabuldür
_bilyor sansa ve devamlı durduğu cihette ~%30 a kadar hata etse namazı sahihtir
Bu dört durumda Kabenin ne aynına nede nurani hattı amudisine yönelmemiştir ?
Niyettir...Malum ameller niyete göredir..demiş.. Resul-i Ekrem(a.s.m)..bu mananın paralelinde bediuzaman hazretlerinin niyetle ilgili şu manaları akla der hatır olur..
Arkadaş! Bu niyet meselesi, benim kırk senelik ömrümün bir mahsulüdür. Evet, niyet öyle bir hâsiyete mâliktir ki, âdetleri, hareketleri ibadete çeviren pek acip bir iksir ve bir mayedır.
Ve keza, niyet ölü ve meyyit olan hâletleri ihya eden ve canlı, hayatlı ibadetlere çeviren bir ruhtur.
Ve keza, niyette öyle bir hâsiyet vardır ki, seyyiatı hasenata ve hasenatı seyyiata tahvil eder. Demek, niyet bir ruhtur. O ruhun ruhu da ihlâstır. Öyleyse, necat, halâs, ancak ihlâsladır. İşte bu hâsiyete binaendir ki, az bir zamanda çok ameller husule gelir. Buna binaendir ki, az bir ömürde Cennet, bütün lezaiz ve mehâsiniyle kazanılır. Ve niyetle insan daimî bir şâkir olur, şükür sevabını kazanır...m.nuriye
Marifet ufku....
Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)