ZAMANE GENÇLERİNİN GAFİL AŞK ANLAYIŞI" ;
(İSLAM BİLİNCİ DIŞINDA) / "FLÖRT"
Her seferinde aynı senaryo sahnelenir öyle değilmi ?
Çiftler yeni tanışmıştır,görsel bir çekim söz konusudur genelde,anormal bir heyecan vardır,keşfedilmemiştir karşı tarafta saklı olan bir çok şey henüz,her yeni gün farklı bir güzelliğe şahit olmak ve bu yeni duyguların verdiği amansız,karşı konulmaz mutluluklar..
Sonra yarım yamalak hissedilip söylenen "Seni Seviyorum" sözcüğü çıkar meydana.
Gülüşler,utangaç tavırlar,şaşkın ama sevinçli bir yüz ifadesi vardır hemen sonrasında sırada.
Sonra mesajlar başlar telefonların tuşları silininceye dek yazılan,gecenin sabaha dayandığı saatler refakatinde sürüp giden ve yepyeni itiraflarla dolu güya birbirinden güzel zaman dilimleri.
Hemen evlilik konularına girilir,nasıl olsa aşk ve heyecan vardır öyle değilmi ?
Hayaller kurulur en şaşalı ve en kocamanından,Bir çocuk peydah edilir o hayallerde kesin,kız olursa şu erkek olursa bu olsun adı muhabbetleri pek meşhurdur.
Yedi düvel duyar neredeyse,mutlu çift kafasına göre kendi aralarında iki yüzük geçirir parmağına işaret olsun diye..Sanki onlar gökyüzünden inmişlerdir dünyaya ve anne/ babaları yoktur kendilerini büyütüp hissetme yaşına getiren..
Günler akıp giderken daha bir yakınlaşır ve daha fazla tanıdık gelmeye başlarlar birbirlerine,İlk elini tutuş,ilk dokunuş ve dahada ileriye gidenler olur içlerinde kimi zaman.
Daha sık buluşmalar başlar,Daha çok "Seni Seviyorum"lar,Ve yakın bir zaman sonra her fırsatta söylenecek olan muhtemel "Seni Seviyorum"lar.
Tüm bunlar zamana yenik düşer oysa,heyecan diplere vurmaya başlar her istediğini aldıkça insanoğlu.Çünkü nefsinin isteklerine dur diyemez,zayıf düşer,mağlup olur eninde sonunda..
Ve huylar çıkar ortaya değişik türde,İlk zamanlar kaybetme korkusu ile gizlenen gerçek düşünceler yerini açık sözlülüğe ve sabırsızlığa bırakır.Hatta"aman be biterse bitsin" tarzında bir rest seçeneğide olur zamanla.
Ve zorla değiştirilmeye çalışan yapısal dengeler,bazı özellikler,alışkanlıklar vs.
Yıpranış süreci vardır sırada,ayakta kalma çabası,sabır,direniş. Peki ama nereye kadar?
Heyecanlı ve çoşkulu günlerinde eş ve dostlarının saatlerce kafasını ütüleyen ve ballandıra ballandıra aşık olduğu kişiyi anlatan o heyecan katsayısı tavan yapmış insan,günlerden birinde "Nasıl gidiyor sizin ilişki ? "
diye sorulduğunda "Biz ayrıldık " haberin yokmu der hüzünlü bir surat ifadesiyle..
Sonra acı veren şarkılar başlar,bazıları içki şişelerinde arar teselliyi,kimisi yalnızlık ve gece arasına sıkışmış kadersiz bir aşkzededir kendi fikrince.Ölüm bile gelir akla bu derinden yaralayan ayrılık sonrası.Ama her seferinde hayatta ve ayaktadır nedense insanoğlu.
Peki ama neden her seferinde bu kadar kısa ömürlü ve tutarsız olur bu tür aşklar ?
Ben söyleyeyim !
Çünkü kendisini bile tam olarak tanıyamazken başkalarını ezberlediğini düşünür insanoğlu.
Çünkü hissettiklerinin ne olduğunu ve hayattan ne istediğini bilmiyordur henüz.
Çünkü yıkılmayan tabuları yoktur,olmazsa olmazları yoktur,prensipleri yoktur,sonuna kadar emin oldukları iradeleri yoktur,idealleri,hedefleri,planları ve dayanma güçleri yoktur..
Ve en önemlisi ALLAH'ın rızası (c.c) yoktur !
ALLAH'ın (c.c) haram kıldığı bir hususta nefs'lerine esir olup mutluluğu arayanlar ;
Tüm hayatı boyunca en büyük ihaneti kendilerine yaparlar !
Ve final cümlemiz ;
"İÇİNDE ALLAH'IN (c.c) OLMADIĞI HERŞEY BOŞ VE KİFAYETSİZDİR