Faruk ÇAKIR
Her müzeye bir mescid
“?htiyaçtan fazla cami var, her yer cami doldu” denilen bir ülkede, “Her müzeye bir mescid!” talebini dile getirmeyi garip karş?layanlar olabilir; ama böyle bir ihtiyaç olduğuna göre ifade etmek de gerekiyor.
Dinî kavramlar, medyan?n gündeminden hiç düşmüyor. Gün geçmiyor ki gazete ya da televizyonlarda; namaz, tesettür, cami, mescid ve benzeri konulardan biriyle ilgili haber yer almas?n. Ancak bu haberlerin bir k?sm? ‘yalan, yanl?ş ya da eksik bilgi’ye dayan?yor.
Hürriyet’de yer alan bir ‘okuyucu mektubu’nda, ‘lavabolarda abdest alan k?zlar’dan şikâyet ediliyordu. ?stanbul’daki Sak?p Sabanc? Müzesinde aç?lan bir ‘resim sergisi’ni ziyaret eden ‘okuyucu,’ tuvalette karş?laşt?ğ? k?zlar?n lavaboda abdest almas?na tepki göstermiş ve “Buras? bu iş için uygun bir yer değil” demiş. Cevap olarak da, “Başka yer yok, n’apim!” cevab?n? alm?ş. (9 Ocak 2008)
Abdest alanlara itiraz eden “okuyucu,” “Ellerimi hijyenik olmayan bir ortamda y?kamak zorunda kalmam bana haks?zl?k!” demiş. Bununla iktifa etse neyse, al?ş?ld?ğ? üzere ‘fetva’ da vermiş: “Ayr?ca dinimizde şartlar el vermiyorsa abdest almadan namaz k?lmak da mümkün. (...) Yani her yerde bir mescid olmas? m? gerekiyor?” (agg.)
“Ha, bunu bileydin!” demek en iyisi. Tabiî ki; ihtiyaç duyulan her yerde (‘her yer’e; ihtiyaç duyulan ‘heryer’ dahildir) cami ya da mescid aç?lmas? lâz?m. Tabiî ki uygun şekilde abdest alabilmek için ‘şad?rvan’ ile birlikte! (Ad?n?n ‘mescid ya da cami’ olmas? da gerekmiyor. Rahatça ibadet edilebilecek herhangi bir mekân bunun için yeterlidir.)
“Hijyen” sebebiyle itiraz edilmesi mümkündür, ancak buradaki ‘suç’u; o lavabolarda abdest alanlarda aramamak lâz?m. Zaten abdest alanlar güzelce ifade etmiş: “Başka yer yok, n’apim!” Yani orada ya da benzeri yerlerde abdest almak mecburiyetinde kalanlar da bu işten memnun değiller, ama başka yer yok, imkân yok, f?rsat yok! Benzer şekilde biz de zaman zaman ‘hijyen’ olmayan ‘otel lavabolar?’nda abdest almak mecburiyetinde kal?yoruz. Niçin? Çünkü ‘başka yer yok.’ Gerek otellerimiz ve gerek ‘müze’lerimiz ve gerekse al?ş veriş merkezlerimiz, insanlar?m?z?n ihtiyaçlar?na göre dizayn edilmemiş. Yani, otellerde ya da al?şveriş merkezlerinde; ya da bu örnekte olduğu gibi bir müzemizde hijyene uygun şekilde abdest alma yeri var idi de, namaz k?lanlar ‘kas?tl? olarak’ lavaboda m? abdest ald?lar?
Bu konularda ‘sempati’ duyamayanlar en az?ndan ‘empati’ kurabilmelidirler. ‘Hijyen’ lavabolarda el y?kamak onlar?n hakk? ise ki hakk?d?r, ayn? şekilde ‘hijyen şad?rvanlar’da abdest almak da; ezanda kulağ? olanlar?n hakk?d?r.
Çok yanl?ş olan değerlendirme, ‘lavabo’larda abdest alanlar?n bunu gösteriş için yapt?ğ? şeklindeki değerlendirmedir. Ya Hu, daha kolay ‘gösteri yapma’ yollar? varken, insanlar niçin ‘az görünen’ ve ‘zahmetli’ yollar? seçsin ki? ‘Lavabo’larda değil de, müze bahçesinde abdest al?nm?ş olsa belki böyle bir ‘itham’?n anlam? olabilir...
Lüften, yanl?ş bilgilerle mütedeyyin insanlar? incitmeyelim. Önce; ihtiyaç duyulan her yerde cami, mescid ya da hijyen şartlar?na uygun ‘şad?rvan/lavabo’ açal?m, sonra kelâm edelim... Her okula, her müzeye, her al?şveriş merkezine bir mescit ve ‘şad?rvan’ aç?lmas?yla ihtiyaç karş?labilir...
10.01.2008 E-Posta: cakir@yeniasya.com.tr