Bir başörtü Hikayesi
Buras? bir kumaş pazar?... Ben de bir zamanlar?n gözde kumaş?yd?m. Ama
şimdi
eskisi gibi bana rağbet etmiyorlar. Modam geçmiş. Renklerim canl? değilmiş.
Yaşl? işiymişim. Bu yüzden diğer parlak renklerin alt?nda kalm?ş, ezilme
tehlikesiyle karş? karş?yayd?m. O karanl?k ve tozlu yerde y?llardan beri
bekliyordum. Üstümdeki top kumaşlar?n parçalar? bitiyor, yenileri
geliyordu.
Ustam kumaşlar? düzlerken bazen bana gözü çarp?yor, esefle "Yer kapl?yorsun
y?llardan beri burada. Seni art?k buradan kald?rmak gerekiyor" diyordu
kendi
kendine. "Hay?r" diye avaz?m ç?kt?ğ? kadar bağ?rmak istiyordum. "Bir gün
elbet beni de alan biri bulunacak" Diğer haval? renkler alay ederek "Komik
olma, art?k senin yüzüne bakan bile yok" dediler. "Bir de bize bak. Ne
kadar
da güzeliz! Renklerimiz şeker gibi. Desenlerimiz göz al?c?. Oysa sen ne
kadar da iç
karart?c?s?n!" Kendimi savunarak "Hiç de iç karart?c? değilim!
Bir zamanlar ben de yok sat?yordum. Aranan bir kumaşt?m!"
"O bir zamanlard? şekerim, şimdi bayanlar kendilerinin fark?na vard?lar.
Daha güzel olmak istiyorlar. Daha çekici, daha göz kamaşt?r?c? olmak
istiyorlar. Ama sen mahkeme suratl?s?n!" dedi uçuk bir pembe kumaş. ?şte
her
gün böyle sözler duyuyor, gittikçe daha derinlere doğru kay?yordum. Doğru
söylüyorlard?. Benim çoktan modam geçmişti. Oysa önceden bayanlar dikkat
çekmemek için beni tercih ederlerdi. Benden genellikle başörtüsü
yaparlard?.
Ben bunlar? düşünürken içeriye genç bir bayan girdi. Ağ?r tav?rlar?yla,
sade
giyimiyle vakarl? birine benziyordu. Ben bütün olanlar? diğer kumaşlar?n
alt?ndaki küçük bir aral?ktan izliyorum. Ustam müşteriyi görünce "buyurun
küçük han?m, yard?mc? olabilir miyim?" dedi. Genç k?z sakin bir
edayla
bak?şlar?n? kumaşlar?n üzerinde gezdirip "başörtülük bir kumaş ar?yorum"
diye bir kuş gibi şak?d?. Bunu duyar duymaz, kalbimden vurulmuştum. Bizim
bulunduğumuz yere doğru geliyorlard?. Üstümdeki uçuk renkli kumaşlar
güzellik yar?ş?na girmiş gibiydiler. Benim duyduğumu onlar da duymuş
üstümde
debelenip duruyorlard?. F?s?ldayarak "susun geliyorlar" dedim.
Portakal rengi bir kumaş "Eee sana ne oluyor? Biz varken senin hiç şans?n
yok!" dedi eğlenerek. "Şans m?, kader mi göreceğiz!" dedim. Genç k?z?n beni
görmesini çok arzu ediyordum. Ama nas?l? O kadar derinlerde kalm?şt?m ki,
ustam beni zahmet edip ç?kar?r m?yd?? Ustam eline f?st?k yeşili bir kumaş?
al?p "Küçük han?m bu renk size çok yak?ş?r. Şimdi genç k?zlar hep bu
renklerden al?yor." dedi. Genç k?z kumaşa göz ucuyla bak?p pek tenezzül
etmedi. Diğer kumaşlar? inceliyor gittikçe gül
yüzüne bir kayg? gelip
oturuyordu. Ustam da genç k?za yard?mc? oluyordu. "Yine siz bilirsiniz ama
bence yaş?n?za şu pembe, turuncu rengi çok uygun." dedi. Renkli kumaşlar
hep
bir ağ?zdan "Eveeet!" dedi. Kendimi göstermek için büyük bir çabaya
girmiştim. Ama diğerleri beni itekliyor, kendileri öne geçmek için beni
eziyorlard?. ?yice bunalm?şt?m. "Ahh boğuluyorum, çekilin üstümden be!"
diye
bağ?rmak istiyordum. Mutlaka beni ar?yordu. Genç k?z hayal k?r?kl?ğ?yla
"Arad?ğ?m burada değil galiba!" dedi.
"Buraday?m küçük han?m, ne olur devam edin!" diye bağ?rmak istiyordum. O
kadar altta kalm?şt?m ki, gördüğüm tek şey karanl?kt?. "Allah'?m ne olur
bana yard?m et!" dedim debelenerek. Genç k?z kumaşlara üzgün bir şekilde
bak?p "Teşekkür ederim." dedi ustama. ?şte, gidiyordu. Ustam desen beni
unuttu. "Usta! Duymuyor musun beni? Bak ben buraday?m!"
dedim çaresizlikle.
Biliyordum ki beni duymayacakt?. Kaderimin gül yüzü gidiyordu işte. Ustam
üstümdeki kumaşlar? düzlerken bir şey hat?rlam?ş gibi birden "Küçük han?m
bir dakika!" deyip üstümdekileri boşaltmaya başlad?. Aman Allah'?m, giderek
rahatl?yordum. Ferahl?yordum. Diğer kumaşlar m?zm?zlan?yordu. K?vrak bir
hareketle beni h?zla çekip "Seni tamamen unutmuşum" dedi kendi kendine
yine.
"Al?şt?k usta art?k buna" dedim. Genç k?z beni görünce h?zla yan?m?za
geldi.
Gözleri ?ş?ld?yordu. Bana sevgiyle dokundu, işte birbirimize ilk
sevdaland?ğ?m?z an. Gözlerini benden alam?yordu. Ben de onun gül yüzünden.
Kader bizi bir araya getirmişti sonunda. Diğer kumaşlar bize g?ptayla
bak?yordu. Bilge bir kumaş "Eyvah" dedi. "Eyvah, çok gözyaş? göreceksin!"
"Evet," dedim, "mutluluk gözyaşlar?..."
Eve geldiğimizde genç k?z dakikalarca aynan?n
karş?s?nda benden gözünü
alamad?. Y?llardan beri böylesine değer verilmemişti bana. Beni baş?na
örtüp
namaz k?l?yor, Kur'ân okuyordu. Hiç böyle duygular yaşamam?şt?m. D?şar?da
gül yüzlümü bir kalkan gibi koruyor, kem gözlerden sakl?yordum. Onunla çok
güzel günlere şahit oldum. Arkadaşlar? taraf?ndan çok sevilen bir k?zd?.
Bazen dostluklar?n? k?skan?yordum. Benim onu sevdiğim gibi acaba o da beni
seviyor muydu? Sürekli ders çal?ş?yor, kitaplar okuyor, uzun uzun
düşünüyordu. Baz? geceler masan?n baş?nda uyuyakal?yordu. Kimi zaman
uzaklara dalar, akşam olduğunda bir nilüfer gibi kendini iç dünyas?na
kapat?rd?. Sonra gözleri bana kayar, gül yüzü gerçekten bir gül rengini
al?rd?.
Bir gün ikimiz de korkunç bir şeyle sars?ld?k. Mutlu günler sona ermişti
art?k. Gül yüzlüm art?k okuyamayacakt?. Okuluna devam edemeyecekti. Okuma
hakk?n?
elinden alm?şlard?. Çünkü beni tercih etmişti. Başörtüsünü...
Olmad?k hakaretlere uğruyor, herkes geleceğini bilir gibi karanl?k masallar
uyduruyorlard?. Art?k bizim için yeni bir süreç başlam?şt?. Gül yüzlüm
bask?lara direnecek, kendisiyle ayn? yasaklara maruz kalanlarla yeni ve
anlaml? dostluklar kuracakt?.. Zulme, sürgüne duçar edilmişti. Bu bir
başörtüsü sevdas? olmal?. Sabret gül yüzlüm, sabret! Şu an karanl?k. Belki
gecenin en koyu olduğu bir vakit. Şafak yak?nd?r gül yüzlüm, şafak
yak?nd?r. Başak başak olacak bir gün ümitlerimiz. Allah'?n rahmet kanad?n?n
alt?nda buluşacak bir gün ellerimiz...
ALINTI