Zaman tünelinde tesettüre dair levhalar
Müstehcenlik probleminin kökleri insanlık tarihi kadar derinlere uzanıyor. Tarihî kaynaklar, asırlar boyu tesettürün kadının hür mü, yoksa köle mi olduğuna dair bir “işaret, sembol” anlamını taşıdığını belirtiyorlar. Tarihte, hür kadınlar vücut hatlarını gizleyen örtüleriyle, kendilerini teşhir eden köle kadınlardan ayrılıyorlardı…
Müstehcen giysilerin köle olsun, hür olsun kadınlar arasında revaç bulduğu toplumlarsa hiçbir zaman uzun ömürlü olmadılar. Sözgelimi, tarihin büyük imparatorluklarından Roma’yı yıkan aslî sebeplerden biri de sefahat âlemleri ve kadınlardı. Ünlü filozof Seneca, Romalı kadınların içler acısı halini tarihe şu notla düşmüştü: “Erkekler için kadınların artık çekici kalan hiçbir yanları kalmadı. Nasıl kalsın ki, kadınların artık her şeyleri meydanda…”
21. asrı geçmiş yüzyıllardan ayıran en önemli özelliklerden bir tanesiyse kadının meta olarak kullanılmasının yaygınlaşması. Müzik, sinema, klip, defile, reklâm, magazin dünyasının vazgeçilmez öğesi durumunda kadın.
Hayâ duygusunun giderek aşındığı bu tablo içinde, aile yapısı zedeleniyor, kadına yönelik suçlarda hızlı bir artış görülüyor. Cinsel suçlardaki artış, “Tesettür esarettir!” diyerek Kur’ân’ın tesettür emrine muhalefet eden sefih medenîlerin hayâsız yüzlerine vurulan şiddetli bir tokat değil mi sizce de?
yasemin güleçyüz