Azala azala tesettür: Yaşmaktan "ibikli şapkaya"
Pierre Loti birebir gerçekliğe tekabül eden roman? Bezgin Kad?nlar'da kendisiyle gizli gizli buluşarak Müslüman Türk kad?nlar?n?n da bir ruhunun olduğunu ispat edici kitaplar yazmas?n? isteyen, ak?c? bir Frans?zca ile konuşan kahramanlar?na, yüzlerini açmalar?n? söyler. ?fade şudur: "Bu derece görülmeyen varl?klarla konuşman?n benim için ne kadar yeni,garip, hatta endişe verici bir şey olduğunu tasavvur ediyor musunuz? Hatta sesleriniz bile üç örtünün alt?nda maskelenmiş gibi.Baz? anlarda size karş? müphem bir korku duyuyorum.(...)Hiç değilse bir şey yap?n, bana aç?k resimlerinizi verin...Şerefimle temin ederim ki,bunlar? derhal iade ederim, yahut da bir dram?n bizi ay?rmas? takdirinde bunlar? yakar?m." Kad?nlar fotoğraflar?n? vaat ederek ayr?l?rlar. Vaatlerinde dururlar.Gönderdikleri pozlarda s?rt? aç?k dekolte bir Frans?z elbisesinin içindedirler. Pierre Loti, peçe'nin aç?lmas?na raz? görünüyordu.Yaşmak ve peçe. Peçenin aç?lmas? "şimdilik" yeterli görünüyordu. Dönemin kad?n yazarlar?ndan Fatma Aliye Han?m da Müslüman kad?nlar?n tesettüre riayet etmeleri şart?yla yüzlerini açmalar?nda bir sak?nca olmad?ğ?n? yaz?p/söylüyordu. Osmanl? kad?n?n baş?ndaki örtü yaşmak idi.Yaşmak yani beline kadar inen büyük örtü. Cumhuriyet, Müslüman kad?nlar?n örtüsünü "başörtüsü" olarak s?n?rlay?p, çarşafa savaş açt?. Çarşaf?n? ç?kar?p manto-başörtüsü giyenler törenler eşliğinde taltif edildi. Yaşmak ve ferace, başörtüsü ve mantoya evrildiğinde kad?nlar?n dindarl?ğ? "k?smen" sak?ncas?z kimliğe büründü. Nas?l m? ? Mantolu ve başörtülü kad?nlar ikiye ayr?ld?: Manto ve başörtüsünü ev d?ş?nda asla ç?karmayanlar. Bu kad?nlar?n hareket alan? en fazla bir evden bir eve idi. O da y?lda bir elin parmaklar?n? geçmeyecek bir hareketlilik içinde. Fakat daha muteber olanlar, yani "necip halk?m?z" başörtüsünü önden bağlay?p gerektiğinde aç?p tekrar kapatanlard?.Başörtüsündeki düğüm emre iteat olarak sembolleşti."Yüksek mercilerin" başörtülerdeki "iğne sevmezliğinin" temelinde bu yatar. Başörtüsüne iki düğüm değil de iğne takanlar mekan?n emrine iteat etmeyeceklerini ilan etmektedirler bir toplu iğne baş? alan içinde. Başörtüsündeki iğnelerin ne kadar?n?n "iteatsizlik" ne kadar?n?n Pratiklik olduğunu başka yaz? için maya niyetine b?rakal?m da "azala azala türban" bahsine geri dönelim. Cumhurbaşkanl?ğ? seçimleri için "azala azala türban" ?n son safhas?na gelindi. Emine Erdoğan'dan baş?n? "Türkiye'nin geleceği için açmas?n? isteyenlerin çağr?s?na koşup birinciliği "göyüsleyenler" oldu. Azala azala türban art?k sadece saçlar? göstermemek safhas?na geldi... Aktüel'den Semin Gümüşel, insan?n akl?na acaba saçlar?n? neden gizliyor sorusunu getiren pozlar eşliğinde röportaj vermiş olan "fedakar eş' in röportaj?n? takdim ederken "önce stüdyoya girdi sonra da sorular?m?z? yan?tlad? diyor.Bu önemlidir, önümüzdeki günlerde haber değeri taş?yacak kad?n olmak için "önce stüdyo'ya" girmek gerekecek. Yeni dönem, önce stüdüyo'ya giren eşler üzerinden siyaset yapanlar ile Türkiye için söyleyecek sözü olanlar?n kap?şacağ? bir dönem olacak. ÖDP lideri Hayri Kozonoğlu'na "stüdyoya" girmeyecek bütün kad?nlar?n oyunu alabilecek projeler üretmelerini öneriyorum. Başörtüsüne hürriyet'i sosyal demokrat bir iktidar?n getirebileceğini y?llard?r söylüyorum. Belki duyan olur. Bütün kad?nlar?n oyunu alabilmek demek zaten pek çok gerilimin ortadan kalkmas?na vesile olacakt?r.Her kesimden samimi, akl? baş?nda yapt?ğ? işi iyi yapm?ş, meşrebi değil gönlü geniş kad?n? bir araya getirmeyi amaç edinirlerse ortaya müthiş bir sinerji ç?kacakt?r.