+ Konu Cevaplama Paneli
20. Sayfa - Toplam 22 Sayfa var BirinciBirinci ... 10 18 19 20 21 22 SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 191 ile 200 ve 215

Konu: Heey Vakko Eşarplı Bacım

  1. #191
    Dost LUNATİC - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Mesajlar
    16

    Standart

    peki burda vitaliyi ve atatürkü suçluycak ne bulmam?z laz?m ben merak ettim anlamad?m şahsen ltfn aç?klayabilirmisiniz??biide zaten şuanda isteyen tesettürlü isteyen daha hadi onlar?n deyimleriyle diyelim modern değilmi??yani hakko burda şapkayla başlay?p bukadar yksldğini söylüyor ve ozaman şapka zorunluluğu varm?ş şimdide tesettür yayg?nlaşt? o yüzden haliyle eşarp üretcek ticaret değilmi??

  2. #192
    Ehil Üye Şahide - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jan 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    9.193

    Standart

    Anlayana sivrisinek saz gelir, anlamayana davul zurna az gelir. Cenab-? Hak gözlerimizin perdelerini kald?rs?n.Amin...





    Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek
    Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek!

    Mehmed Akif Ersoy


  3. #193
    Dost LUNATİC - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Mesajlar
    16

    Standart

    çok ayd?nlat?c? oldun

  4. #194
    Ehil Üye Sıla-i rahim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2009
    Bulunduğu yer
    DÜZCE
    Yaş
    62
    Mesajlar
    1.280

    Standart

    Alıntı Şahide Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    '' Şapkalı yıllar''

    Türkiye de bir zamanlar''şapka devrimi''yapılmıştı.''Çağdaşlaşma'' yolunda, şapka giymenin kanunla mecburi hale getirildiği bu devirler artık geride kaldı.şimdi şapkayı çok küçük bir azınlık '' iktisa'' ediyor.Fakat o yıllarda,bu devrimden istifade ile köşeyi dönenlerde olmuş.''Moda'' Vakkonun sahibi Vitali Hakko gibi.

    21 Mart tarihli Milliyet'te, bügünlere gelişi için ''Atatürk'e borçluyum'' diyor Hakko.''1925'lerde Kemal Atatürk giyim kuşam reformu yaptığında Türkiye'de bu alanda yeni bir dünya açıldı.Şapka reformuyla çarşafın ve fesin atılmasıyla ilk aklıma gelen şey,şapka yapmak oldu.Kapalıçarşıda bir dükkan açmıştık.şapkaları gece hazırlar,gündüz satardık.Cumartesi günleri kuyruk olurdu.Öyle kuyruk olurdu ki,izdihamı önlemek için polis çağırırdık.''

    Kısaca,''Atatürk bu giyim reformunu yapmasaydı, bu günlere gelmiş olmayacaktım'' diyor Hakko.Fakat şapkanın unutulduğu,tesettürün hızla yayıldığı bugünlerde,Hakko yine işini bildiğini gösteriyor.Nasıl mı? Eşarp üreterek...
    prü,Nisan 1988
    evet neden müslümanlar bu işi ele almıyorlar. 150.000 lira bir başörtüye veritorlar ya başkaları ne düşünür bilmem ama bana göre haram.

  5. #195
    Yasaklı Üye hotmail - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Mesajlar
    53

    Standart

    Alıntı Ahsen Nur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Unutmayalım ki Vakko; zamanında şapka devriminde de şapka üreterek onu kullanmayanların idamına vesile olmuştu.Vakko güç neyi gerektiriyorsa öyle davranıyor.Onlara kendimizi kullandırmayalım ve üzerimizde reklam yapmayalım
    MaşAllah. Mertlik budur işte!

  6. #196
    Gayyur gürseda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2008
    Mesajlar
    95

    Standart

    bu konuya ben de daha önce değinmiştim..nedir bu marka takıntısı diye...kimseyi eleştirme hakkına sahip değilim ama yanlış giden birşeyler var..bazı şeyleri hiç üstünde düşünmeden kabulleniveriyoruz..bu nedir ucu neye dayanır hiç düşünmüyoruz galiba..birilerinin de çıkıp kral çıplak demesi gerekiyor durup düşünmemeiz adına..Allah razı olsn ama eleştirirken daha uygun ifadeler kullansak yani yıkıcı değilde yapıcı olsak...

  7. #197
    Ehil Üye hicap - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jan 2008
    Mesajlar
    1.035

    Standart

    Moda Rüzgârına Dikkat Edin, Cereyanda Kalmayın!...

    Son yıllarda, yurt üzerinde batıdan gelen esintilerle artarak devam eden moda rüzgârlarına karşı, tüm vatandaşlarımız teyakkuz durumunda olmalılar. Etkisi ileriki zamanlarda kendini daha fazla belli eden bu sinsi rüzgârların en belirgin özelliği, hızlı esmesine karşın, yine hızlı bir şekilde yön değiştirmesi ve hızlı eskimelere yol açması.

    Bundan yıllar önce giyim kuşamımızı hava durumuna göre ayarlar, evden öyle çıkardık. Yağmur yağacaksa şemsiyemizi alır, rüzgar varsa, atkımızı ya da şalımızı takardık. Ama artık durum değişti. Şimdi ise tüm yurdu etkisi altına alan moda rüzgarına bakarak giyinişimizi belirler olduk. İşin kötü tarafıysa, farkında olarak ya da olmayarak bu rüzgarın bizi savuruyor olması.

    Bahsini ettiğimiz bu rüzgar, sadece giyimimizi değil, yiyeceğimizi, içeceğimizi, alacağımızı, düşüneceğimizi, fikrimizi, rengimizi, kitabımızı, dilimizi, kısacası hayatımızın her yönünü etkisi altına almakta. Aynı şekilde rüzgar olma özelliği gösterip, hayatımıza hızla giren, hızla esen ve hızla çıkan bu moda rüzgarı, çeşitliliğimizi ortadan kaldırarak, tek düze bir dayatma ile hayatımızın renklerini de zedelemekte.

    Sağınıza ve solunuza bir dönün ve bakın. Ne görüyorsunuz? Evet, evet, aynı şeyleri görüyoruz. Aynı giyinen insanlar, aynı müziği dinleyen gençler, aynı kitabı alanlar, aynı renkte olanlar, aynı “kafe”de aynı şeyleri yiyenler, aynı içecekleri içenler, aynı kutlamaları yapanlar, neredeyse birbirinin aynı olanları görüyoruz. Buna çok şaşırmamak lazım, çünkü tüm bunlar, o rüzgarın yönlendirmesiyle olmakta.

    Yansıma

    İnsanlık için en büyük tehlike moda.

    Çünkü çeşitliliği ortan kaldırmakta.



    Hayatımızın rotasını kendimiz değil, moda rüzgarı belirlemekte. Hâlbuki kendimiz belirleyecek olsak, yağmur yağmasına rağmen şemsiyesiz yürüyor olmaktan ne biz, ne de çevremiz rahatsızlık duyar. Ama kendimizi aynileştirme yolundaki çabamızı destekleyen moda rüzgarı, farklı olmayı, yabancılaşma olarak gösterip, farklılıklarımızı gizlememizi istemekte. Farklı olmayı “ayıp” olarak göstermekte.

    Bir düşünün bakalım, bu akşam kızınız ne istedi sizden? Sınıf arkadaşı Özge’nin spor ayakkabısının aynını… Neden? Çünkü sınıfındaki bütün kız arkadaşlarında aynı ayakkabı varmış. Kızınıza o ayakkabıyı almayacağınızı söylediğiniz zaman ise, ard arda sıralanan cümleler ezberlenmiş gibi aynı. “Bugüne kadar sizden ne istedim de aldınız? Benim onlardan ne eksiğim var? Bu ayakkabılarla onların yanında olmaktan utanıyorum. Neden beni hiç düşünmüyorsunuz? Hani beni çok seviyordunuz? İstediğin bir ayakkabıyı bile almıyorsunuz? Neymiş ayağımda varmış. Ama ben onunkinden istiyorum…” Görüyorsunuz ya, kızgınlıklarımız bile aynı. Bunun için, bu şekilde devam eden şikâyet sızlanmalarına yabancı olmayan anne babaların sayısı oldukça fazla. Sebep, moda rüzgarının etkisi altında kalan kızınızı bu rüzgara karşı savunmasız ve güçsüz bırakmış olmak. Peki, o zaman ne yapabiliriz? Öncelikle bu rüzgardan haberden olacak, etkilerini ve zararlarını iyi bilecek, korunma yolları için gerekirse hiçbir tedaviden taviz vermeyeceğiz.

    Bu rüzgarın zarar ve hasarlarına karşılık, kendi hayat tarzımızı iyi benimsemeliyiz. Özellikler çocuklarımıza bunu, önce örnek model olarak kendimiz benimseyerek göstermeliyiz. Çocuklarımızın özgüvenlerini geliştirmeli, farklı olmanın zevklerini tattırmalıyız. En başta kendi değerlerimize sahip çıkmasını ve dış etkenlerden etkilenmemesi gerektiğini öğretmeliyiz.

    Eğer bu rüzgarın etkisini azaltmak ve yok etmek için elimizden geleni yapmazsak, ne tuhaf ki, benzer şeyler yaşadığımızın da farkında olmadan, aynı şeyler yapan tek fabrika ürünü insanlar haline geleceğiz. Kısacası tek tip model olmaya başlayacak, farklılıklarımıza tahammül edemeyeceğimiz için birbirimizin kurdu olacağız. Aman bu rüzgara dikkat edin. Özellikle cereyanda kalmayın, çok daha fazla çarpar.

    “Ne şöhretten hastayız, ne de candan hastayız,

    Ne ruhça, ne vücutça, ne de kandan hastayız,

    Avrupa’ya bir değil, iki pencere açtık,

    Uzun zamandan beri cereyandan hastayız.”

    Haydi hanımlar, size çok iş düşmekte. Çünkü evinizdeki pencereler açık olabilir. Onları kapatmayı unutmayın. Aileniz cereyanda kalmasın. Emanet edilmesi gereken en “Emin”e emanet olunuz.
    selam ve dua ile...

    Mine İzgi


    s.a.

    TAİF' TE TAŞLANMAK;MEDİNE'DE AÇ KALMAK; UHUD'DA YARALANMAKDA SÜNNET...


  8. #198
    Ehil Üye nezafet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2009
    Mesajlar
    1.270

    Standart

    reklama bak gayelerinin ne olduğunu anla!...Örtünmek moda mıdır?...Bu mevsim ört diğer mevsim aç...Aç kapa, aç kapa, artema değil vakkoooo...


  9. #199
    Pürheves Sürur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Mesajlar
    179

    Standart

    Tesettürün moda haline gelemsi ne kadar doğru defileler bunlar sizçe doğru mu tanıtılması v.ss

  10. #200
    Vefakar Üye büşra58 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2009
    Yaş
    32
    Mesajlar
    352

    Standart

    tesettür asla moda olamaz.bunu bizlere böyle dikte etmeye çalışıyorlar ve bazı güzel kardeşlerimizde onlara uyuyor... yazık....
    SENDEN BAŞKA HİÇ BİRŞEYİ OLMAYAN BEN,SENDEN BAŞKA HERŞEYİ OLANLARA ACIYORUM YA RAB!!

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Sen Utanma Bacım
    By AsiL_NuR in forum İnanca ve Düşünceye Özgürlük Platformu
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 17.08.19, 11:48
  2. Vakko'nun Sermayesi Nerden Geliyor?
    By hafız halime in forum Tesettür
    Cevaplar: 39
    Son Mesaj: 29.04.14, 10:11
  3. İçersen Nur-u Cemali Hz. Muhammedin Yanındasın Heey
    By karathy in forum Klip, Video, Film ve Animasyon
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 29.02.08, 20:05
  4. Sınav Dünyasında Sabır Bacım
    By mesnevice in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 01.02.08, 16:24

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0