HASAN CANDAN-OSMAN SÖĞÜTLÜ(Zaman gzt-ailem dergisi)
Osmanl? hükümdarlar? aras?nda, devletin bürokrasisini oluşturacak kanunlar ç?karmas?yla tan?nan Kanuni, hem şair hem de kudretli bir padişaht?. Osmanl?, onun döneminde geniş bir alana yay?lm?şt?.

Osmanl? Devleti’nin onuncu padişah? olan Kanunî Sultan Süleyman, 46 y?l süren padişahl?ğ? süresince Orta Avrupa’dan Akdeniz’e, ?ran’dan Kuzey Afrika’ya kadar büyük bir coğrafyay? hâkimiyet alt?na alm?ş, saltanat? s?ras?nda Osmanl? Devleti’ne en parlak dönemini yaşatm?şt?r. Askerî ve siyasi dehas?n?n yan?nda edebi yönü de çok kuvvetli olan bu Osmanl? padişah? zaman?nda Osmanl? Devleti hemen her alanda Bat?’ya üstünlüğünü kabul ettirmiştir. Yapt?klar? sayfalara s?ğmayacak bu büyük kahraman?n hayat kitab?ndan size birkaç yaprak sunmak istiyoruz:

B?Z SEN? UYANIK B?L?RD?K!
Kanunî Sultan Süleyman devrinde bir gün ?stanbul’un kenar semtlerinden birinde oturan yaşl? bir kad?n, saray görevlilerine gelerek padişah?n huzuruna ç?kmak istediğini bildirir. Kad?n?n bu isteğini hemen sultana ileten saray görevlileri sultandan onay al?nca onu sultan?n karş?s?na ç?kar?rlar. Yaşl? han?m, sultana evinin h?rs?zlar taraf?ndan soyulduğunu söyler ve h?rs?zlar?n bir an önce yakalanmas?n? ister. Padişah, kad?n?n söylediklerini can kulağ?yla dinledikten sonra:
-Bre han?m, bu ne kadar derin uyku ki evin soyuluyor da duymuyorsun? der.
Kad?n gayet sakin ve rahat bir şekilde şöyle cevap verir:
-Padişah?m! Kusura bakmay?n, biz sizi uyan?k bilirdik, onun için evimizde rahat uyuyorduk! Bu cevap üzerine Kanunî utanarak:
-Hakl?s?n, der ve kad?n?n çal?nan mallar?n?n bedelini kendi şahsi mal?ndan öder.

KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN VE KARINCA
?stanbul’da güneşli bir günün sabah?nda Topkap? Saray?’n?n avlusunda bulunan Has Oda’n?n kap?s? aç?ld?. Uzun boylu genç bir adam arka bahçeye doğru ilerliyordu. Bu kişi, Avrupa’y? titreten, koca Akdeniz’i hâkimiyet alt?na alan Osmanl? Devleti’nin kudretli hükümdar? Kanunî Sultan Süleyman’dan başkas? değildi. Devlet işlerinden vakit buldukça soluklanmak için arka bahçeye ç?kar, ağaçlar?, kuşlar?, denizi seyrederdi.
O gün deniz, ağaçlar bir başka güzeldi, yaln?z ağaçlardan birkaç tanesinin yapraklar?n?n buruştuğunu fark etti. Hemen yanlar?na yaklaşt? ve eliyle tutup incelemeye başlad?. Biraz sonra ağaçlar?n neden buruştuklar?n? anlam?şt?. Kar?ncalar sarm?şt? o güzelim dallar?n?. Akl?na bir çözüm yolu geldi. Ağaçlar? ilaçlatacakt?. Böylece ağaçlar kar?ncalardan kurtulacak ve rahat bir nefes alacaklard?. Fakat birkaç dakika daha düşününce bu fikrin o kadar da iyi olmad?ğ?n? anlad?. Kar?ncalar da can taş?yordu, ağaçlar? ilaçlat?rsa onlar ölebilirdi. ?şin içinden ç?kamayacağ?n? anlayan Kanunî, bu konuyu dan?şmak için hocas? Ebussuud Efendi’yi aramaya koyuldu. Hocas?n?n odas?na gitti. Ama hocas? odada yoktu. Hemen orac?kta bulduğu kâğ?t parças?na kafas?na tak?lan soruyu edebî bir üslupla yazd? ve hocas?n?n rahlesi üzerine b?rakt?.
Birkaç saat sonra hocas? odas?na gelmiş ve rahlenin üzerinde el yaz?s? ile yaz?lm?ş kâğ?d? görmüştü. Eline hat kalemini alan Ebussuud Efendi, talebesinin soruyu yazd?ğ? kâğ?d?n alt?na bir şeyler yazd? ve kâğ?d? rahleye b?rakt?.
Kanunî bir ara tekrar hocas?n?n odas?na uğrad?. Hocas? yine yerinde yoktu; ama rahlenin üzerine b?rakm?ş olduğu kâğ?d?n üzerine kendi yaz?s? d?ş?nda bir şeylerin daha yaz?lm?ş olduğunu gördü. Merakla kâğ?d? eline ald? ve okumaya başlad?. Yaz?y? okuyunca yüzünde bir tebessüm belirdi. Kâğ?d?n üst k?sm?nda Kanunî’nin hocas?na yazd?ğ? sual vard?. Kanunî şöyle diyordu hocas?na:
Meyve ağaçlar?n? sar?nca kar?nca
Günah var m? kar?ncay? k?r?nca?
Hocas? Ebussuud soruyu şöyle cevapl?yordu:
Yar?n Hakk’?n divan?na var?nca
Süleyman’dan hakk?n al?r kar?nca


B?R ŞA?R OLARAK KANUNÎ
Kanunî Sultan Süleyman, iyi bir devlet adam? olman?n yan?nda ayn? zamanda iyi bir şairdir. Şiirlerinde ‘Muhibbi’ mahlas?n? kullan?rd?. Yazd?ğ? aşk, heyecan, kahramanl?k ve tefekkür şiirleriyle Osmanl? padişahlar? aras?nda mühim bir değer kazanm?ş, şairlik yönü en kuvvetli padişah olarak göze çarpm?şt?r. Hatta kaleme ald?ğ? şu m?sralar hâlâ dilden dile dolaşmaktad?r:
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes s?hhat gibi

Kanunî, gerek kulland?ğ? edebi dil olsun gerekse kelime haznesinin zenginliğiyle olsun Osmanl? dönemi şairleri aras?nda müstesna bir yere sahiptir.



KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN Kanunî Sultan Süleyman 27 Nisan 1495 Pazartesi günü Trabzon’da doğmuştur. Babas? Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa Hatun’dur. 15 yaş?na kadar babas? Yavuz Sultan Selim’in yan?nda kalan Şehzade Süleyman, önce Şarki Karahisar’a oradan da Bolu, k?sa bir süre sonra da Kefe Sancakbeyliği’ne tayin edilmiştir (1509). Babas? Yavuz Sultan Selim’in ölümü üzerine, 30 Eylül 1520’de 25 yaş?ndayken Osmanl? taht?na geçmiştir. Kanunî, Belgrad’?n fethi ile Orta Avrupa’n?n, şövalyelerin üssü olan Rodos’un zapt?yla da (2 Ocak 1523) Akdeniz hâkimiyetinin kap?lar?n? açm?şt?r. Osmanl? ordular? Avrupa seferinde Macar ordusunu yenerek, Viyana’y? kuşatm?şt?r. Kanunî Sultan Süleyman, Zigetvar kuşatmas?n? idare ederken, 7 Eylül 1566 y?l?nda 71 yaş?nda vefat etmiştir.
Allah onlardan raz? olsun bizide onlara lay?k torunlardan eylesin inşallah...