+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 3 ve 3

Konu: Her Kim Zevcesine El Kaldırırsa...

  1. #1
    Ehil Üye yasemenn - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    2.468

    Standart Her Kim Zevcesine El Kaldırırsa...

    1453'te İstanbul'u fethederek Türk ve dünya tarihinde yeni bir çığır açan II. Mehmet fethin hemen ardından İstanbul halkından altı temsilciyi şehrin durumunu öğrenmek için huzuruna çağırmıştı. Temsilcilerle görüştükten sonra şehirde boşanan çiftlerin ve intihar eden kadınların oranını öğrenen Fatih, Bizans'ın Kostantinapolis Valisi Takilitipos'dan bu konuyla ilgili resmi rakamları kendisine getirmesini istemişti. Yapılan tespitin sonucunda intihar eden evli kadınların sayısının şehrin üçte birine yakın olması genç padişahı ürkütmüş, bunun üzerine Fatih, 13 Haziran 1453 de “Zevce-i Taalluk”isimli fermanla Osmanlı ve Türk tarihindeki ilk kadın haklarını savunan belgeyi yayınlamıştı. Çağına göre devrim niteliği taşıyan bu fermanı nedeniyle, ünlü tarihçiler Abdi, Avnizade Mahmut Efendi, Nikola Yorga, Phillips Marko, James Michelle “Zamanının ilk feminist hükümdarı” olarak tanımlıyor.



    HER KİM ZEVCİNE EL KALDIRIRSA…
    Fatih Sultan Mehmet fermanında kadınların haklarını şu cümlelerle savunacağını bildiriyor: “Hane-i mülkümde kimse zevcesine el kaldırmaya… Her kim ki nesne-i saadetimde zevcesini incitir; onun kadrine mülkümde yer yoktur. Ta ki zevcesi zevcini sine-i hakikatinde affeder. Zinhar ben yaşadıkça kimse kimsenin hakkını gasp etmeye… El şeriat ki, göze (kadının iffetine) yapılanı görmeye ancak Allah (c.c) kafidir.”
    Bu sözleriyle günümüzde sosyal toplumun kanayan en büyük yarası olan kadınlara yönelik şiddete karşı şiddetli bir tavır alan Fatih, sadece tavır almakla yetinmiyor, eşine şiddet uygulayan erkeğe eşi affedene kadar sürgün cezası vermesiyle kendisine atfedilen unvanının hakkını veriyor.
    Bu fermanın ardından başta Bizans ahalisi olmak üzere İstanbul'daki kadınların büyük bir feraha kavuştuğu da yine tarihçiler tarafından kaydediliyor. Kadınların haklarını böylesine koruyan fermanın peşinden çeşitli uygulamalar da gündeme gelmiş. Fatih Sultan Mehmet Fatih Medresesi müderrisi Numan Efendi'nin eşine şiddet uygulaması üzerine tarihte ilk kez Beşiktaş 'ın Kabataş semtinde “İhsaniye” isimli bugünkü anlamda ilk rehabilitasyon ve kadın sığınma evi kurulmuş.. Bu merkeze Padişah tarafından bugünkü anlamda bir uzman hekim (Sururizade Abdurrahman Efendi), ve “Psikolog” diye adlandırabilecek 1 hekim (Tayyibe Kalfa) tayin edilmiş. Numan Efendi'nin eşi Nefise Hatun bu eve sığınan ilk muhtaç kadın olarak tarihe geçerken, Numan Efendi bu olayın ardından Rodos Adası'na daimi ikâmetle sürgüne gönderilerek kadın hakları konusunda tarihte bir ilke imza atılmış.

    Fatih Sultan Mehmet ölümünden birkaç ay önce 1481 yılında batılı hükümdarlara örnek teşkil etmesi için Latince yazmaya başladığı “Şeriat-ı Manâ” isimli eserinde Eski Yunan tarihinde, Bizans tarihinde ve İslam Tarihinde Kadının teşkil ettiği yeri dini, sosyolojik, psikolojik hem de analitik felsefeyle açıklamaya çalışsa da; eserini bitirmeye muvaffak olamadan vefat etti. Hastalığı sırasında tamamlayamadığı bu eserini tamamlaması için Müderris Ali Molla'ya emanet etmesine rağmen, eserin günümüze sadece adı ulaşıyor.
    Murat Kiremitci
    Yeni Şafak
    Cihan dolu bela başında varken ne bağırırsın küçük bir beladan, gel tevekkül kıl;
    Tevekkül ile bela yüzüne gül, ta o da gülsün. O güldükçe küçülür, eder tebeddül...

  2. #2
    Vefakar Üye mealebrar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2009
    Bulunduğu yer
    cibal-i toros
    Yaş
    48
    Mesajlar
    426

    Standart

    adâvet ve muhabbet, nur ve zulmet gibi zıttırlar. İkisi, mânâ-yı hakikîsinde olarak beraber cem olamazlar.
    Eğer muhabbet, kendi esbabının rüçhaniyetine göre bir kalbde hakikî bulunsa, o vakit adâvet mecazî olur, acımak suretine inkılâp eder. Evet, mü'min, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslahına çalışır. Onun için, nass-ı hadisle, "Üç günden fazla mü'min mü'mine küsüp kat-ı mükâleme etmeyecek."
    السلام عليكم و رحمة الله ابدا دائما

  3. #3
    Vefakar Üye mealebrar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2009
    Bulunduğu yer
    cibal-i toros
    Yaş
    48
    Mesajlar
    426

    Standart

    Kuranı kerimde nüşuz tabiride geçer müfessirler naşizeliği beyan etmişler lakin şimdiki nüşuza cevab olan kısmı ifrat ile dolu fakat bazen öyle oluyor ki kin ve öfke hissiyatı sağır gönülleri kör ediyor iletişimi koparıyor sonrada gelip bana hocam biz hanımla kavga ettiydik .....fetva soruyor keşki hiç olmasa hanımefndi sussa aileler müdahelede bulunmasa... hatta bir yakınım hanımı ile haklı olduğu halde kavga etmiş br tokat aşketmiş hanımı soluğu karakolda almış oradan da cumhuriyet savcılığına intikal etmiş kız tarafının aile efradı zanneder ki damadı terbiye edecek edeplendirecek farknda değil bindiği dalı kesiyor sonra deniyor biz ne yaptık ki hamiyetine dokunduğu için erkek tarafıda artık biraraya gelmiyor şimdi kıztarafı sıkıntıda aman damad iyiydi filan vs. vs.İŞTE Hamiyeti Milliyeyi sarsan izzet-i islamiyeyi kıran durumlar
    السلام عليكم و رحمة الله ابدا دائما

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0