"Elhasıl, Sultan Selim'e bîat etmişim. Onun ittihad-ı İslamdaki fikrini kabul ettim. Zîra, o, vilayat-ı şarkiyeyi ikaz etti; onlar da ona bîat ettiler. Şimdiki Şarklılar, o zamanki Şarklılardır. " demiş Üstad-ı Bedi .
Bugün Cuma Namazından önce , bir şekilde hidayetime de vesile olan ve kalbimin derinliklerinde önemli bir yere sahip olan Yavuz Sultan Selim Han Hazretlerinin türbesini ziyaret ettim .Aman Ya Rabbi.
Selam verdim , biatımı bildirdim , Alem-i İslam olarak sıkıntıda olduğumuzu , bunun sebebinin de sizin gibi değerli Sultanlarımızın yolundan ayrılıp Frenge muhabbetimiz olduğunu söyledim ve İnşallahur Rahman kurtuluşa ereceğimize ümitvar olduğumuzu ve görevi devraldığımızı söyledim , manevi himmetlerini taleb ettim ve bir parça Nurlar dan okudum .
Ve kendilerinin Alem-i İslam adına ne kadar değerli olduklarını , belki toprağı başlarına çekmiş olsalar bile , yine de başımızın tacı olduklarını Üstadımızın Osmanlı Devlet-i Alisinin yıkılmasına bir nevi ağıt olarak söylediği şu sözleriyle kendilerine bildirdim.
İşte Hint, düşman zannederek, halbuki pederini öldürmüş, başında oturmuş bağırıyor.
İşte Tatar, Kafkas, öldürülmesine yardım ettiği şahıs, biçare valideleri olduğunu, "ba'de harabi'l-Basra" anlıyor. Ayak ucunda ağlıyorlar.
İşte Arap, yanlışlıkla kahraman kardeşini öldürüp, hayretinden ağlamayı da bilmiyor.
İşte Afrika, biraderini tanımayarak öldürdü, şimdi vâveylâ ediyor.
İşte âlem-i İslâm, bayraktar oğlunu gafletle bilmeyerek öldürmesine yardım etti, valide gibi saçlarını çekip âh ü fîzar ediyor.
Elhasıl :
"İhtilaf ü tefrika endişesi,
Kûşe-i kabrimde hatta bîkarar eyler beni.
İttihadken savlet-i a'dayı def'e çaremiz;
İttihad etmezse millet, dağdar eyler beni. "
Yavuz Sultan Selim