Yeni bir mevsim tülleniyor az ötelerde;
Geçmişin şevk akşamları gibi perde perde.
Her yanda üfül üfül amber kokulu rüzgâr,
Kış ortasında âdeta sımsıcak bir bahar;
Bayıltan soluklarıyla karşı tepelerde...



Şanlı mâzinin o muhteşem günlerine denk,
Füsunlu Cennet güzellikleri hevenk hevenk.
Her çizgisinde rûhları büyüleyen mânâ;
Her bucakta güzellikler birbirinden rânâ,
Zambaklar, papatyalar, karanfiller rengârenk.


Üst üste doğuşlarla her taraf ağarırken,
Ağardı rûhlarda değişik mânâlar derken;
Canlandıran bir büyü duyuldu kulaklarda,
Şevkin o sihirli şarkısıyla dudaklarda;
Açıldık kendi dünyamıza bir sabah erken.



Önümüzde sır âleminin en tenhâ koyu,
Hülyâ gibi gezinenlerle bir ömür boyu..
Süzülüp göklerin semâvî dalgıçlarıyla,
Soluk soluğa sonsuzun kırlangıçlarıyla;
Zevk ettik -bitmesin- bitmeyen derin tutkuyu...



Bir bu kadar hazza ömürler verilse değer,
Bilmemişiz imandaki Cennetleri meğer..!
Tutsak gibi, hicranlı tahayyüllerle gamlı,
Yaşamışız her günü birbirinden buhranlı;
Artık bir Cennet bahçesi gördüğümüz her yer.