İki duvarım var..
İkisini de yıkıyorum ara ara…
Biri mazi diğeri ati endam…
Harabelerindeyim şimdi..
Elan yıkıntılarındayım…
Enine çizgili bir üstlük..
Boyuna hatlı bir atlık…
Bir istasyon çekiyorum düşünce desteden…
Beyaz bidonum haznedar...
Kirli bir bardak üleşiyor gezginliğimi
Çocuk cebimin suculuğunda hatıralar…
Kuruşa metelik atıyor arz-u halim…
Az iş çok oyundu işin adı o zamanlar…
Bu kadar çatık ve çatılı değil kaşlarım…
Ucundan tutuyorum bazı valizlerin…
Türkü gibiydi sanki her şey..
Eski hal vardı burada..
Ve yeni sebze hali ..
Ya yeni haldi..
Ya izmihlal…
Sıkışmışlık varis arası varsayımlarda…
Yer yer kırılıyor ışıklar..
Sırtımı yasladığım kapılar kör olmuşlar…
Yüksünmeden dururdum..
Köşenin omuz başında..
Merdivenden inip sağa dönünce..
Çamurlanmaktan çekinmeden..
Tiksinmeden yani..
Yani aynı musluktan yağmur içerken…
Yamru yumru yuvarlanıyorum..
Kitap arası…
Eski bir hikâye eski bir roman…
Enikonu böyle işte…
Bayat simit kokuyor tablalar..
Susamlar simsar genizde…
Küflenmiş ayak ızgaraları
Tepiniyor kül aşırı serlikte…
Ve felek müşteki olduğum davalım…
Belki ben değilim artık..
Ne idiğü belirsiz koşuşturmanın
Terlemiş hayali…
Artık kara trenlerde yok
Buralar oralara benzemiyor…
Ele avuca yâd’a gelir bir şey de kalmamış pek…
Ya da ben bitmişim fitil gibi o yıllarla…
Ulu orta bağırmamalıydım belki..
Duyulmamalıydı sesim peronda…
Belki de hep lan kalmalıydım..
Bir açın açlığında aç açına..
Bir susuza sakacı…
Korkmalıydım karartının fark edilmeyeninden..
İtten ve enikten encikten…
Erkenden dönmeliydim eve ezan okurken…
Susmalıyım belki vaktin berrinin berisinde..
Dökülmeden yüzsuyum..
Kalmadan susuzluğum susuz…………..
m_safiturk