İrâde-i ezelde nûr-u Sübhân Efendim,
Bezm-i elest deminde şems-i cinân Efendim.
Şerefine seyreder ebede doğru zaman,
Mânâ-yı Kur’an ile arza sultan Efendim.
Hizmetine âmâde yeryüzü ve âsuman,
Sırr-ı hilkat mâdeni dürr-ü mercân Efendim.
Aşkınla dönmektedir gökyüzünde küreler,
Kitabı-ı kâinâtı şerhe lisân Efendim.
Gelmedi yeryüzüne bir benzerin, bir eşin,
İnsanlık âlemine lûtf-u Rahman Efendim.
En karanlık çağını yaşarken doğu, batı,
Tevhit gülistânında bâd-ı imân Efendim.
Yanık gönüllere su, mahzun ruhlara şifa,
İdrâklere sığmayan kutbu irfân Efendim.
Melekler imrenirdi kemâl-ı ahlâkına,
Muhâtab-ı İlâh’i hıfz-ı Furkân Efendim.
Sensin sebep halkına on sekiz bin âlemin,
Adın dillerde her an vird-i zebân Efendim.
Yalnız Sana verildi “Levlâke levlâk” sırrı,
Aşkınla döner ecram devr-i devrân Efendim.
Beşeriyet ufkunu münevver etti nûrun,
Güzellikler aynası, câna cânân Efendim.
Hâdisat-ı âtiyi iş’âr eden sözlerin
Kıyamete dek süren hükm-ü fermân Efendim
Rabb’ın terbiyesiyle ahlâk-ı azîm idin,
Hayatının her anı ayn-el Kur’ân Efendim.
Ey hürriyet güneşi, âdâlet meşalesi,
Sadakat semâsında rüknü insân Efendim.
Bir altın çağ yaşattın bütün çağlara bedel,
Yetim kaldık edince tayy-ı mekân Efendim.
Gönül ne cânân ister, ne gözünde dünya var,
Canım, tenim uğruna olsun kurbân Efendim.
Yokluğundandır bunca çektiğimiz ızdırap,
Âlem-i mânevinden eyle dermân Efendim.
Firkâtinle her seher akar gözlerimden yaş,
Mülk-ü beden harâbe, gönül virân Efendim.
Umudumdur mahşerde şefaâtin ola yâr,
Şefaâtin reddetmez elbet Mennân, Efendim.
Kerem eyle lûtfunla ben garibe kıl nazar,
Ol nazarın hürmeti olam şâd-mân Efendim.
Mümkün olsa da görsem bir kere gül yüzünü,
Firkât işledi câna ey Âli-şân Efendim.
Sunup havz-u kevserden kefil ol cennetlere,
Sevgili ümmetini eyle şâdân Efendim.
Bende-i hakirine lûtfeyle şefaâtin,
Sensin mahşer gününde şefaât kân Efendim.
İbrahim SAĞIR
SELAM VE DUA İLE...