Bahar ve İstanbul

Irmakların altında başka ırmaklar akar
Pervane olur gökler bir kerre görmek için
Bu şehre dalga dalga nice bayraklar akar
Uçuşur kubbelerden bir zerre görmek için

Erguvanlar sabırsız ve laleler mağrurdur
Sümbüller mütebessim, menekşeler yorgundur
Gül her zaman taptaze ve daima vakurdur
Gönüller yârden önce İstanbul’a vurgundur

Kucaklayıp nice gül güler Süleymaniye
Abdest alan kulların gözyaşı kubbe olur
Nasib olmaz elbette böyle aşk her faniye
O küçük türbesinde Sinan’ım habbe olur

Bırak biraz ağlasın başını eğip yere
Kaç asır kan damlatan muhtedi Ayasofya
Şahiddir Sultanahmed ondaki bu kedere
Cennet Gül’ü Fatih’in mabedi Ayasofya

Güvercin duaları yükselen Eyyüb Sultan
Hakk’a teslim olarak tevazu üzre bekler
Eğilir huzurunda her cülusda bir Hakan
Tarihi tesbih gibi dizerek gelecekler

Uzakta Çamlıca’yla yarışır Yeni Cami
“O senin iki tepen bir kubbeme dar gelir”
Gün olur deryalara karışır Yeni Cami
Ezan sesi duydukça sanki bana yâr gelir

Hâlâ terlemektedir ayakta Yavuz Selim
Kim bilir beklediği Ol Resul-i Zîşan’dır
Feyz almaz mı ’ım o mes’ud kuldan dilim
İbret verip ümmete bir an olsun utandır

Fatih’in medresesi yıkılır hicran ile
Ne kuş vardır damında ne Kuşçu göğe bakan
Buluşmaz kaç asırdır Sada-ı Kur’an ile
Her hücresi karanlık bulunmaz kandil yakan

Özletir ahireti yemyeşil mezarlıklar
Eskimez yazıların altında kimler yatar
Hükümsüzdür toprakta her türlü pazarlıklar
İmanlı gönüllere dem-be-dem ibret katar

Cehennem korkusu mu ağlatır çeşmeleri
Kalmamış bir damla yaş o â’mâ gözlerinde
Hangi sevda gönülden dağlatır çeşmeleri
Kesilmiş sineler taş, o â’mâ gözlerinde

Çeşmelerin gözüne sürünsün bir gonca gül
Bağrındaki yarayı râyihası kapatsın
Açılsın ufuklarda sulara doyunca gül
Ve gidip ol Ravza’da Pa-yi Resûl’e yatsın

Gözleri ufuklarda aşkı arar Mihrimah
Sarılıp ağlayarak Celi Sülüs hatlara
Yeniden doğar belki güneş gibi her sabah
Bırakıp gitmez bizi binip iyi atlara

Bekler Şeyh Hamdullah’ı elinde hokka ile
Bir ibadet zevkinde Veli Sultan Bayezid
Sığmamış hiçbir zaman ondaki sevda dile
Kalem gibi yaralı ağlayan Can Bayezid

Bu güzel mabedleri cennete al Ya Rabbi
Savrulmasın o günde hallaç pamuğu gibi
Cennetlik kullarını zikrine Sal Ya Rabbi
Sen’sin elbet güzelin, güzelliğin Sahibi

Ekrem Kaftan