Şimdi sahilde aheste yürüyor ve denize çak?l taşlar? at?yorum avare...
Hoşuma gidiyor...
Kimi zaman yeterince uzağa f?rlatamasam da...
Ve bazen yorgun koluma münasebetsiz sanc?lar girse de...
Gözüme kestirdiğim taşlar? eğilip almak...
Sonra o taş? olmas? gereken bir yer varm?ş gibi büyük bir ciddiyetle ait olduğu yere yollamak...
Suya temas?yla ç?kan şlap sesi...
Sonra minnac?k halkalar sonsuz maviliğin içinde...
Hoşuma gidiyor...
Ciddiyeti b?rak?p kendimle eğleniyorum sonra...
Çünkü ben...
Bir zamanlar bu deniz kadar büyük bir boşluğa, dolduracağ?m zannederek s?rt?mda dağlar taş?m?şt?m...
Hakikat; boşluk deniz kadar büyüktü...
Ama dağlar şimdi f?rlatt?ğ?m çak?l taşlar?ndan daha küçükmüş...
Bu anlams?zl?ğ?n fark?na vard?ğ?m zaman...
Neyin fark?na vard?ğ?m? anlayamad?m...
***
Çal? süpürgesini at zannettim...
Elimdeki tahta parças?n? k?l?ç...
Ve fakat aln?mdaki boncuk boncuk terin...
Kalayc? körüğü gibi galeyana gelmiş ciğerlerimin...
...
Bir savaş meydan? yok muydu burada?
Bana ne oldu?
***
Şimdi sahilde aheste yürüyor ve denize çak?l taşlar? f?rlat?yorum avare...
Kimi zaman gayretli bir dalga ayaklar?ma kadar yetişiyor; tatl? serin bir ürpermeyle ?slan?yorum...
Duru bir huzurun kucağ?nda...
Cevaps?z sorular?m? savaş meydan?nda b?rak?p...
Çak?l taşlar? seçiyorum, kaybettiğim günler için...
Kimi zaman sesler duyuyorum; savaş ç?ğl?klar?, dalga seslerine kar?şan...
Umursam?yorum...
Her seferinde güzel bir çak?l taş? daha görüyorum.
Al?p f?rlat?yorum...
***
Biliyorum...
Bu boşluk dolmayacak muhtemelen...
Doldurmaya çal?şm?yorum...
Murat Başaran