Necm, 18. Ayet: Andolsun, o, Rabbinin en büyük alametlerinden bir kısmını gördü.
"Âyetlerimizden bir kısmını ona göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haramdan alıp, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâya seyahat ettiren Allah, her türlü noksandan münezzehtir. Şüphesiz ki O herşeyi hakkıyla işiten, herşeyi hakkıyla görendir." İsrâ Sûresi, 17:1 "O ancak kendisine vahyolunanı söyler. Onu muazzam kuvvetlere sahip olan öğretti ki, kendisine gerçek suretiyle görünmüştür. O, ufkun en yukarısında idi. Sonra indi ve yaklaştı. Nihayet kendisine iki yay kadar, hattâ daha da yakın oldu. Sonra da vahyolunacak şeyi Kendi kuluna vahyetti. Onun gördüğünü kalbi yalanlamadı. Şimdi onun gördüğü hakkında onunla mücadele mi edeceksiniz? And olsun ki, onu bir kere daha hakikî suretinde, Sidre-i Müntehâda gördü ki, onun yanında Me'vâ Cenneti vardır. O zaman Sidre'yi Allah'ın nuru kaplamıştı. Göz ne şaştı, ne de başka birşeye baktı. And olsun ki Rabbinin âyetlerinden en büyüklerini gördü." Necm Sûresi, 53:4-18
Sidretül münteha ve Kab-ı kavseyn. Terimleri anlaşılırsa , Mühim mesafe alınır miracı anlamakta...
Hak ile iştigal etmezsen
batıl seni istila eder...
İ. Şafii.
Mİ'RÂC: Merdiven. Süllem. Yükselecek yer * En yüksek makam * Huzur-u İlâhi. Peygamberimiz Hz. Muhammed (A.S.M.) Efendimizin, Cenab-ı Hakkın huzuruna ruhan, cismen, hâlen çıkması mu'cizesi ki; en büyük mu'cizelerinden birisidir.
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)