NurAsya Medya Grup Olarak Yeni Asya Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular'la Özel Bir Röportaj Yaptık.
Yeni Asya Neşriyatın Çıkartmış Olduğu Yeni Tanzimli Risale-i Nur Külliyatıyla İlgili Sorumuza Aldığımız Cevabı Sunuyoruz.
Soru: Risale-i Nur Eserlerine Koymuş Olduğunuz Dipnot ve Lügatce Kısmına Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin ve Sonraki Zamanlarda Talebelerinin Bakışı Nasıl Olmuştur?

İzlemek İçin:
http://www.seyrinur.com/19d22b51c680...--Dipnot,Lugat

Bahsi Geçen Asay-ı Musa(Orjinalden Çekim)




Asay-ı Musa'nın Lügat Kısmı


Asa-yı Mûsa’nın Lügatçesi başındaki Mehmet Feyzi Ağabey’in Takdimi

Asa-yı Mûsa mecmuasındaki Arabî kelimelerin kısaca tercümelerine dair bir lügatçedir. Bu lügatçeye bakan kardeşlere bir ihtar ve beyan-ı maruzat.
Bediülbeyan olan Risale-i Nur’un müellifi Üstadımız Allâme-i Said Nursî Hazretleri evvelâ mücahede-i nefsaniyeyi her şeye takdim ve sıfât-ı mezmumeyi mahv, alâik-ı dünyeviyeden inkıta, hakikat-i himmet ile Cenab-ı Hakka teveccüh ettiğinden kalb-i münevverinden hicab-ı zulümat inayet-i Hak ile inkişaf ve rahmet-i İlâhiyeye feyezan ve nur-i Samedanî lemaan edip, “Efemen şerraha’llâhü sadrihî lilislâmi fehüve alâ nûri min rabbihî” sırrına mazhariyetle sadr-ı şerifi münşerih olup, rahmet-i Sübhaniye ile sırr-ı melekût mir’at kalbine münkeşif ve hakaik-ı imaniye ve Kur’âniye tele’lü ettiğinden, şüphesiz Risale-i Nur doğrudan doğruya ilham-ı İlâhî, ihsan-ı Rahmanî, ikram-ı Rabbanî, feyz-i Samedanî , intak-ı Sübhanî, hem i’caz-ı maneviye-i Kur’ânî, hem makbul-i Şah-ı risalet (ASM), hem memduh-i Şah-ı Velâyet, hem mergub-i Şah-ı Geylânî, hem Kur’ân-ı Mu’cizülbeyan’ın sema-i manevîsinde parlayan hidayet ve tevfik güneşlerinin nurlarının in’ikâsı, hem sırr-ı veraset kâmile-i Nebeviye (aleyhissalâtü vesselâm) cihetiyle Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma ihsan olunan cevamiü’l-kelim gibi, Üstadımıza dahi kalîlü’l-lâfız, kesîrü’l-mana kelimat-ı camia ikram olunması, hem Üstadımız Esmaü’l-Hüsnadan ism-i Bedîa mazhariyetinden telifi olan Risale-i Nur, kelimat-ı bedia ve tabirat-ı garibe ile müzeyyen olması, hem tercüme olunacak kelimat-ı Arabiyede Üstadımız yalnız lügatçe sathi manaları düşünmeyip, belki gayet geniş ve pek kudsî olan iman ve Kur’ân hakikatlerini nazara alarak gayet harika deliller, zahir bürhanlar, kat’î hüccetler ispat ve beyan ettiğinden, o kelimat, ifade edip baktıkları küllî hakikatlerden, kudsî manalardan birer ulviyet, birer külliyet kesbetmesi, hem Üstadımız eskiden beri fesahat-i âliye ve belâgat-i fevkalâde sahibi olduğundan, Risale-i Nur, belâgat ve edebiyatça pek yüksek bir mevkide bulunması gösteriyor ki, o nurlu kelimatı tercüme etmek imkânsızdır. Fakat madem kudsî Üstadımız, aczimizi ve liyakatsizliğimizi bizden daha fazla bildiği hâlde, tercüme ile emir etmesinde elbette nice hikmetler vardır diye naçizâne ve fakat mübarek Üstadımızın affına ve tashihine itimaden bu mecmuadaki kelimat-ı Arabiyeyi bir liste hâlinde tertip ettik. İnşaallah ileride Risale-i Nur’dan tam ders alarak müdekkik allâmeler o kelimata mühim birer şerh yazarlar. Hem rahmet-i İlâhiyeden temenni ederiz
Kastamonu Risale-i Nur Şakirtlerinden Mehmed Feyzi

***********

Üstadımızın Emirdağ Lâhikas’ında yer alan lügatçeli Asa-yı Mûsa hakkındaki ifadeleri.

Kastamonu nun Hüsrev’i ve Rüştü’sü olan Mehmed Feyzi ve Emin’in gönderdikleri benim Kastamonu’da kalan bir kısım risaleler emanetlerini aldım. Size gönderdiğim Asa-yı Mûsa’nın lügatnamesini hasta olduğu hâlde çok güzel ve âlimâne yazan, lügatnamenin başında güzel bir fıkra derç eden ve bana da ayrı mektup yazan Risale-i Nur’un serkâtibi Mehmed Feyzi’nin, oraca çok müşkülât ve mânialara rağmen harika sadâkatini ve Nurlara faik alâkasını, sarsılmadan imana hizmetini birkaç cihette yapması gösteriyor ki, o küçük bir Hüsrev olduğu gibi, tam bir Hasan Feyzi’dir.
(
Emirdağ Lâhikası s. 196; Yeni Asya Neşriyat, 1997)