HERKESİN BİR FİYATI VAR

YIL 611,yer Mekke. Biri çıkmış adı Muhammed,Ben Allahın peygamberiyim diyor insanlara. Bundan sonra Allahı ilah kabul edeceksiniz,O'nun gönderdiği emirlerle yöneteceksiniz Mekke'yi. O emirlerde yalan,adam kandırma,hortumculuk,rüşvet,adam satma,zulüm yasak. Mekke'nin yöneticisi olan o zamanın holding sahipleri Ebu Cehil.Ebu Lehepler hemen itiraz ediyorlar. Tıpkı günümüzdeki gibi halkın çoğu aç ve bu halk bir avuç kişiyi zengin etmek için kimi kölelik yapıyor onlara,kimi üç kuruşa değirmenlerine su taşıyor onların düzeninin devamı için. Onlarda da bize yakın bir sistem var,malen,bedenen güçlü ve kabilesi çok olanların sözü geçiyor bu sistemde. Bütün kararları bunlar alıyor,bütün cinayet ve soygunları bunlar yapıyor. Zulme uğrayan mağdur, bu kadar insanın hangisinden nasıl intikam alabilecek. Nitekim Peygamberi öldürmeye karar verirken, kırk kabileden kırk kişi birden yapacak bu işi. O zaman Peygamberin akrabaları kırk kabileden intikam almayı göze alamazlar.

Tıpkı devrimizdeki gibi. Sistemin sahibi siyasi iktidarlar,medya,holding sahipleri,asker,polis,hakimler ve burokratlar. Siyasileri halk seçse de, iktidara geldiklerinde tamamı hemen onların emrine giriyor. Bizdeki sistem de aynı onlardaki gibi çalışıyor. Bundan beş yıl önce Uzanlar 20 katrilyonu hortumladılar. Hortumlamasına müsade edenler kim. AKP Hükümetine bağlı TMSF,BDDK,SPK. Müşriklerde güçlü olanlar suç işlediklerinde ceza görmezlerdi. Bizdekilerin de yargılanmalarına AKP müsade etmedi. Mağdurların bir kısmına 5 kuruş haklarına 2 kuruş verilirken, bir kısmına siz paralarınızın üstüne bir bardak soğuk su için dendi. Mağdurlar yargıya gittiler. Yargı mağdurların 5 kuruş haklarına 3 kuruş verilsin dedi. Ama siyasi iktidarın yargının kararına uyma zorunluluğu olmadığından,kimine bir kuruş verdi,kimine hiç vermedi,kimini de daha borçlu çıkardı devlete. İşte bu sömürü düzenlerini yıkmak için gelen Peygambere karşı çıkıyorlardı müşrikler.

Ama bu sömürü düzeninden mağdur olanlar Peygamberin etrafında çoğalmaya başlayınca,Müşrikler-Herkesin bir fiyatı vardır- diyerek Peygambere - seni Mekke'nin en zengini yapalım,en güzel Mekke kızını sana verelim,seni kendimize kral yapalım dediler. Ama Peygamberimiz -Güneşi sağ avucuma,ayı da sol avucuma koysanız ben bu davadan vazgeçmem - dedi. İşte dünyalık bir fiyatı olmayanların başlattığı,sömürüye,köleliğe,zulme karşı yürüttüğü bu hareket 22 yılda başarıyla tamamlandı.

Şimdi bizim 80 yıldır bu sömürü düzenini kaldıracağımıza,her gün daha da bu düzenin ülkemize hakim olmasını anlamak zor değil. Çünkü hocamızın bir fiyatı var,siyasetçimizin bir fiyatı var, Medyamızın bir fiyatı var,çoğu seçmenimizin bir fiyatı var. Zaten bu kurtuluş hareketi dünyalık bir fiyatı olanların harcı değil,dünyalık bir fiyatı olmayanların yapabileceği bir iş bu.

Beş yıldır bu mağdurların ve AKP'nin bu mağdurlara yaptığı zulmü dile getirmeye çalıştım dilimin döndüğünce. Zaten Medyanın bu zulümleri gündeme getirmesi beklenemez. Çünkü onlar holdinglerin malı. Yani dünyalık bir fiyatları var hepsinin. Allahtan ki internette mağdurların seslerine kulak veren siteler var. Ama bir çoğu dünyada bir fiyatı olanlardan. Bunlardan biri de ANAFİKİR sitesi. Bu zamana kadar 60-70 arasında mağdurların mağduriyetlerini dile getiren makaleler yazdım bu siteye. Eften püften yazıları yayınlarken, benimkilerini yayınlama zahmetine girmediler. Ben de olsun,yayınlamazsa yayınlamasınlar,hiç olmazsa gönderilen yazılar kısmın da dursun da, bu kısma girenler nasıl olsa okurlar diye düşünüyordum ki, Bu gün sitenin içeriği tamamen değiştirilmiş. Tabi benim gönderdiğim makaleler de GÜME gitmiş haliyle. Aradım, taradım bulmak ne mümkün. Eski şifremle siteye girmeye kalktım. LÜTFEN ŞİFRENİZİ İPTAL EDİN diye ikaz geldi. Demek ki onlar da istedikleri fiyatı almışlar ki, site düzenleme bahanesiyle istikamet değiştirmişler. Madem düzenleme yapıyorsunuz arşiv diye bir bölüm açın,kişilerin makalelerini o bölüme koyun,kişiler makalelerini bu bölümden alabilsinler.

Yine asrı saadetten bir olayla makalemi bitirmek istiyorum. Tabiki dünyalık bir fiyatı olmayanların olayı bu.

Peygamber, Ben dünyada güçlülerin zayıfları ezmediği,zenginin fakirle malını bölüştüğü bir düzen kurmak istiyorum,fakat sömürenler Mekke'de kalmama müsade etmiyorlar. Onun için beni ve ashabımı Medine'ye kabul eder misiniz diyordu Akabe'de Medinelilere? Onlar da Şartın Nedir söyle dediklerinde - Bu düzeni beraber kuracağız,bu düzeni kurarken bana yapılacak saldırılarda canınızı, malınızı ve ailenizi korur gibi beni koruyacaksınız. İş zor,mücadele edecekleri Arabistanın en güçlüleri. Peki bunun karşılığında ne alacağız diye soruyorlar,Peygamber CENNET dediğinde,oldu tamam anlaştık,Ne karlı bir alış veriş bu. diyorlardı. İşte sömürü düzenini kaldıran onlarla,kaldıramayan bizlerin farkını gördünüz mü? Onların niye kaldırdığını ve bizim niye kaldıramadığımızı anladınız mı şimdi?

İşte medyadan bir örnek; S.Fatik Kısaparmak eski şarkılarıyla mazlumlardan taraf mesajlar veriyordu. Şimdi Kayıtsız şartsız AKP yandaşı Kanal 7'nin S.Şrebnem kısaparmakla müdavimi oldu. İtikafa girmiş müslüman misali çıkmıyorlar hiç oradan. Yataklarınıda oraya getidiler herhalde orada yatıp kalkmak için. Kim bu AKP 600 bin insanı İmarbankasına gömen parti. Eeeee ne diyelim onlarda istedikleri fiyatı almışlar anlaşılan.
Bizde camilerde zalimler şunlardır,zalimlerin ahirette işi zordur,zulüm yapmayın diye güya islamı anlatırlar hocalar. Ama nereye,tabiki havaya anlatırlar. Neden havaya anlagtıyorsun. Önünde Başbakan oturuyor. Havaya anlatacağına Başbakana İmarzedelere yaptığın zulümdür diye anlatsana. Asrı saadette Hz.Ömer konuşurken, Cemaatten haksızlığa uğrayan Hz. Ömer'in yüzüne söylüyordu yaptığı zulmü.İşte İslam öyle anlatılmaz böyle anlatılır. Bizdeki hocaların kulakları çınlasın diye söylüyorum.

Siyasilerden sömürü düzenini kaldırmak niyetiyle gidenler de olmuştur mutlaka. Ama bir fiyatları olduğundan,o fiyatları ödenince iş bitmiştir. Tıpkı medya gibi. Biraz halkın yoksulluğunu gündeme getirirler,emekçi edebiyatı yaparlar,zenginleri yerden yere vururlar,ama fiyatları ödendi mi hemen dümen kırp onların tarafına geçerler. Sadece fakirli edebiyatını amaçlarına ulaşmak için araç olarak kullanırlar. Yaptığı bazı işlerle halkın az buçuk tanıdığı kimseler de halkın bu teveccühünü iyi bir fiyat alabilmek için kullanırlar. Ya bakanlık isterler,yahut devlet ve belediyelerin ihalelerini. Veyahut onlardan kendilerine kıyak kanunlar çıkartmasını isterler. Onun için önce kafa yapmızı değiştirmemiz lazım. Dünyalık bir fiyatmızın olmaması lazım bu sömür düzeninden kurtulabilmemiz için. Öncelikle sahabe kafasına ihtiyacımız var bizim. Onlar dünya menfaati için Allahın hükümlerini gizlerler,dünya malına değişirler. Halbuki yaptıkları ne kötü bir alışveriştir.Ucuzla pahalıyı değişirler buyuruyor Cenabı Allah Kur'anda bir fiyatı olanlar için. Selamlar.