Seni beraberimde getirmişim buralara.özlemin beynime titizlikle işlediği fotoğraflar var gözlerimin önünde...heran gözlerinin ummanlarına dalıyor ve onlardan aldığım ilhamlarla sana yazıyorum.vücüdumun figürleri bakışlarındaki sihir ve yüzündeki derin ifadelerein sihirli dili kuşatıyor dünyamı...suskunsun,başka insanlar öğrendim buyüzden sukütün dili yansıyor bakışlarına ve dilin fotoğraflarındaki gözlerinde çiziyor kendisini yumak yumak...an geliyor yetmiyor beynime işlediğin resim.Duyarsız,umarsız ve durgun..karşımdasın dokunamıyorum..neden uzaklardayım senden bilmiorum..paslanmış umutlarım var yüreğimde...masumiyeti bozulmamış...vefasızlıkları bıraktığımız yelkenlerin sarp kayalıklarına çarparak parçalanmış seyretmek korkunç...daha çok unutulmuş dünyalar var keşvedemediğimiz...bize sewimsiz gösterilen limanlşarın adlarına söz söylemek eşya tabiatına aykırı...vuslat okadar uzaklardaki,satırlarında bile ayrılık kokuyor şuan...hasret gönüllleri v-barıştırır derken,katı duygularının hayranı gibi besliyorumözlemlerimi..."DÖN" dememi istiyorsan benden bak işte haykırıyorum yaraladığın yüreğimle sana inadını kırıp dönemezmisin?ayrılığı başlatan sen değilmiydin?ne günahım vardı benim,seni sewmekten başka?ıtır kokularını taşıyan rüzgar sana mı uğradı?hasreti avutan düşler misali,şuan adeta seninle başbaşa hatıralamızı yaşıyorum...sensiz olsam bile bu ruhuma yadırgı şehrini limanlarında,ekranıma senden düşen harfler diriltiyor sewdalarımı...kuytu duygularıma işlemişim seni,sewincimi sewdalarıma ve kahrıma...nokta nokta sarmışsın bedenimi...inan kilit vurduğun kanatlarıma efsunlu gözlerinin şevki vursa,uçardım mesafelere aldırış bile etmeden,sana doğru...benden sadece beni ve sana olan duygularımın derinliklerini iste yeterki...gelirim...yüreğini bana bırakmıştın o günlerde ve senin yerinede ben düşünüyordum.çünkü benim yüreğimde sendeydi ve onu almamak üzere bırakmıştım sana.bahar en çarpıv-cı renkleriyle höykürmüş,çiçekler en çarpıcı desenleriyle açmış mevsim bahar buralarda...gel görki neye yarar.gönlümde hazan var.duygularımı sana özgürce anlatamadım kendimi özgürce ifade edemedim sana.lükatlar yetersizdi...o mükemmel oluşumları anlatabilmeniçin neye yarar?Gönlümdeki doğuşların ihtişamını sana ifade edebilsem...hissedebilsen doğuşlarımı...sezebilsen gönül bahçesinde o günlerin doğuşunu.o doyumsuzluk anının bir nefesini yaşayabilsen,buharlaşıp dudaklarının ucundan uçup giderdi tepkilerin...dedim ya;mevsim bahar,tabiat göz kamaştıran manzaralarda benzenmiş buralarda.güneş en muhabbetli buselerini kondurmakta yeryüzüne.beni güneşim doğarken senden uzakta senin gökyüzün kararmakta "cankuşum"...
Sular bildiğin dilden çağlıyor buralarda,kuşların kanat çırpışları aynı.okyonusun bildik dalgalarıyla köpürmekte.bahçelerde güllerin rengi büyüleyici,efsunlu bestesindei ve yine aymazlığı üzerinde ...kahreden sewdasının sarhoşu...hala,gülüşün açısını görmesine,sabahın mahmurlaştığı gözlerine düşen uykusunun verdiği gaflet mani...uyanmadı bülbül CANKUŞUM,uyanamadı uykusundan.sen hala ordamısın büğlbül gibi?ayrı yaşadığımız günlere yazık derken,gönlümde maneviyat çiçekleri sensiz buruk açmakta,neye yarar?bırak şu bülbül aymazlığını CANKUŞUM.o uykusunu feda etmedikçe gülün açılışını asla göremeyecek...