Sonbahar...
bir kaç kelime hak ediyor gönüllerimizden dökülen..
buyrun arkadaşlar tefekkür edelim,edebiyat yapalım ve Sonbaharı yaşayalım...
Sonbahar...
bir kaç kelime hak ediyor gönüllerimizden dökülen..
buyrun arkadaşlar tefekkür edelim,edebiyat yapalım ve Sonbaharı yaşayalım...
Görünce Rabbimi gönül gözüyle
Sordum:"Kimsin,ey sen?"
Dedi:"Senim ben"
Hallac-ı Mansur
SONBAHAR
Durgun havuzları işlesin bırak
Yaprakların güneş ve ölüm rengi,
Sen kalbini dinle,ufkuna bak.
Düşünme mevsimi inleten rengi
Elemdir mest etsin ruhunu
Eser rüzgarların durgun ahengi.
Yan yana sessizce mevsimle keder
Hicrana aldanmış kalbimde gezin
Esen rüzgarlara sen kendini ver.
Görünce Rabbimi gönül gözüyle
Sordum:"Kimsin,ey sen?"
Dedi:"Senim ben"
Hallac-ı Mansur
Mevsimlerden son bahardayım..Artık çok geç yalnızlardayımmm..
Hüsn-ü Aşk...
Gayr-ı Meşru Bir Muhabbetin Neticesi Merhametsiz Bir Adavettir.
Hüzünlerin mevsimidir sonbahar,
Ayrılıkların mevsimi,vuslatların son demi.
Hüznü olmayan bir hazan düşünemem ben.
Yada merak ediyorum ediyorum acaba,
Hazanı hüzünsüz geçen varmı beşerden..?
Her hazan mevsimi hüzünlenirim ben.
Ama rüzgar tutar ellerimden.
Hüzünlerimi düşen her sarı yaprakla paylaşırım,
Her gün batımında grupla fısıldaşırım...
İlk yağan güz yağmurlarına karışır gözyaşlarım.
Kimse bilsin istemem hüznü hazanımı,
Sadece hazanla paylaşırım hüznümü.
Sadece Rabbim bilir yüreğimdeki güz yangınını..
Hur bajo,Kur bajo
Ga mêşine...
Kendini tevil et!...
SONBAHAR
fani ömür biter bir uzun sonbahar olur
yaprak,çiçek ve kuş dağılır tarumar olur
mevsim boyunca kendini hissettirir veda
artık bu dağdağayla uğuldar deniz ve dağ
yazdan kalan ne varsa olurken haşır neşir
günler hazinleşir,geceler uhrevileşir,
teşrinlerin bu hüznü geçer ta iliklere
anlar ki yolcu yol görünür selviliklere....
YAHYA KEMAL BEYATLI
Misafirlik tuhaf şey...
Oradasın,ama oralı değilsin...
Önüne sofralar kuruluyor,izzet-ikram görüyorsun ama hiç bir şey sana ait değil...
Rahatın yerinde de olsa kalkıp gideceksin birgün,gitmek zorundasın...
Misafirlik dünya hayatına ne çok benziyor ve dünya hayatı misafirliğe...
Hizmette SINIR ve SİNİR yoktur
Benim görüş alanımda kalan ve her mevsim bilhassa temaşa ettiğim küçük ama verimli bir vişne ağacı var.Bugünlerde yapraklarına veda ederek mahzunlaşır halde görüyorum onu.
Ömrümü ona benzetiyorum..dün çok bedbaht olduğumu hissederken bugün dertlerimden sıyrılmış gibi hafif ve mutluyum..Nisan ayı gelince o da öyle hafif mutlu ve beyaz bir gelin olucak...
Dileğim o ki Rabbim hepimizin sonbaharlarını luzümsuz yüklediğimiz yüklerimizden ayrılış mevsimlerimiz yapsın...
Görünce Rabbimi gönül gözüyle
Sordum:"Kimsin,ey sen?"
Dedi:"Senim ben"
Hallac-ı Mansur
Sonbahar bana Ahmet Haşim'in MERDİVEN şiirini hatırlatır nedense..
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak..
Sular sarardı yüzün perde perde solmakta
Kızıl havaları seyr et ki akşam olmakta..
Eğilmiş arza,kanar,muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisan-ı hafidir ki ruha dolmakta
Kızıl havaları seyr et ki akşam olmakta...
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)