Buğün haberlerde izledim israilin dünkü katliamdan kalan kalıntılar idi...
Hastanede bir bebek karınında bir yazı MEÇHUL
Diğer yandan bir karton parçasına baba bebeğinin ölmüş bedenini sarmış bir karton parçasına şefkatli elleriyle okşayan bir baba..
Meçhul bebeğin minicik kafasının sağ tarafına isabet etmişti zalim füzenin parçası.Kulağına ezan okuyanı bile olmamıştı meçhul bebeğin o ezanki milyonlarca insanı bir araya getiren şerefli nameleri duymak nasip olmamıştı...
Görseydi anlarmıydı acaba keşke onunda babası onu bir karton parçasına sarsaydı o şefkatli ellerin tadına oda varsaydı varsın minik bir tabutu olmasayıd bir kağıt parçası kefeni olsaydı.Zulme karşı dilinden dökülen kelime-i şehadet ile sıkılan bir yumruklu el onunda yüzünü şefkatle okşasaydı.Halepçe katliamındaki anne gibi bedenini üstüne siper eden bir anne olsaydı ama sadece meçhuldu...
Bir isim bile ağır geliyordu fazlaydı iki gün sonra karınından silinecek bir boya ile yazılmış meçhul ismi bile olmayacaktı...
Yüzüne dikkatlice baktım meçhul bebeğin masum yüzünde hala güller açıyor,dünyanın en güzel sevgisi olan şefkat timsali o sözcüğü "anne"demeden kapanan minik dudaklar melekleri andıran bir tebesüm içerisinde.Bir şefkatli dokunuş görmeden,sevgi dolu bakış görmeden kapanan boncuk gözlere toprak saçılmış...
"Sana doyamadık bebeğim" diyecek bir ana babası bile yoktu yanı başında "seninle oyunlar oynamanın tadına varamadık kardeşim" diyerek arkasından ağlayacak bir kardeşide oracıkta yoktu meçhul bebeğin.Yüzündeki kan bile kurumamıştı nasipte kundak yüzü görek yokmuş bebeğim..Bir avuç toprak nasip oldu ve zulum altında senin olmayan bir avuç toprak
Rahat uyu bebeğim diyecek bir dili bile yoktu meçhul bebeğin..Ben sana diyorum kabul et bebeğim rahat uyu melekler alemine giderken.Bir sen değilsin bebeğim yaşam hakkı alınan bu zalim katliam listesine adı yazılan.
Rabbim intikamını alır elbet bebeğim rahat uyu
Duy bebeğim bak yüzlerce dil yüzlerce yürek sana sesleniyor burdan..Utancımızla sana sesleniyoruz
"RAHAT UYU BEBEĞİM EMİ"