Rabbin sana ne darýldý, ne de seni
býraktý...Bu ayet beni çok etkiliyor
Diyelim baþýnýza istemediðiniz bir olay geldi.
Yýkýk, periþansýnýz. Kimse
ile
görüþmek istemiyorsunuz. Çoðunluk size küsmüþ gibi. Yalnýzsýnýz. Herkes
benden uzak, herkes bana kýrgýn
düþüncesi içinde çöküntü yaþýyorsunuz.
Yalnýzlýðýnýzýn karanlýk maðarasýna þu ayet bir güneþ gibi doðuyor:
"Rabbin
sana ne darýldý, ne de
seni býraktý"(Duha-3)
Kim
kýrýlýrsa kýrýlsýn, kim darýlýrsa darýlsýn, kim terk ederse etsin.
Rabbim terk etmiyor, kýrýlmýyor ya,
ne gam! .. Bu ne büyük ferahlýk deðil
mi? ..
.........
Baþýnýzda aðýr bir dert var. Sanki hiç
bitmeyecek gibi geliyor. Sanki bu
sorun hayatýnýzýn sonunu hazýrlýyor gibi. Ýþte o an ayet yetiþiyor
imdada:
"Demek ki, zorluðun
yanýnda bir kolaylýk mutlaka var! Zorluðun yanýnda bir
kolaylýk muhakkak var! " (Ýnþirah-5/6)
Garantiyi veren Allah! .. Hem de ne
garanti, her zorlukla beraber bir de kolaylýk geleceði
"mutlaka" ifadesi ile
pekiþtirilip ikna olalým diye iki kere tekrarlanýyor.
Ayet; kolaylýðýn zorluk içinde saklý olduðunu,
çözümün sorunda gizli
olduðunu da
fýsýldýyor. Bu manayý duymuþ olan Niyazi Mýsri(k.s) þöyle demiþ:
"Derman aradým derdime, derdim bana derman
imiþ"
.........
Yakup, oðlu Yusuf'u yitireli 40 yýl olmuþ.
Bedeni bu ýstýraba dayanamamýþ da
gözleri kör olmuþ. Ama hala ümit içinde evladýný bekliyor.
Kardeþler
Mýsýr'dan kervanla
dönünce: "Kervanda Yusuf kokusu alýyorum" demiþ Yakup.
Oðullarý acý acý gülerek:
"Baba, 40 yýl geçti, hala mý ümit, hala mý Yusuf?
. Geç bunlarý geç" demiþler.
Yakup'un cevabý ümit dolu: "Allah ýn
rahmetinden ümit kesmeyiniz;
çukurundan çýkamayacak gibi hissediyorsunuz kendinizi. Ýþte hem
teselli hem
ümit size:
"Ey kendilerinin aleyhine aþýrý giden
kullarým! Allah'ýn rahmetinden
ümidinizi kesmeyin. Þüphesiz Allah bütün günahlarý affeder. Çünkü
O, çok
baðýþlayan, çok merhamet
edendir." (Zümer-53)
.........
Maddi sýkýntýnýz hat
safhada. Yoksul düþtüðünüzü hissediyorsunuz. Ýflas
ettiniz..
Sýfýrý tükettiniz yani. Nasýl ayaða kalkarým düþüncesi içinde
boðulurken
ayet size yeni bir ümit
veriyor: "Eðer yoksulluktan korkarsanýz, Allah
dilerse lütfuyla sizi zengin kýlar. Þüphesiz
Allah hakkýyla bilendir, hüküm
ve
hikmet sahibidir." (Tevbe-2
.........
Bir yakýnýnýz ölümcül
hastalýkla yataða düþtü. Doktorlar fazlaca ümit
vermiyorlar.
Çoðu kere Onu nasýl teselli edeceðinizi dahi bilemiyorsunuz. Gerçek
ortada
iken moral vermeye çalýþmak
sanki sahte davranmak gibi geliyor size. Ciddi
bir delil olmalý ki hastanýza siz de inanarak
moral verebilesiniz. Eyyub
Nebi var
Kur'an'da...
Hastalýklarýn, dertlerin en aðýrýna müptela olmuþ ama sýhhate
kavuþmuþ. Onun
hali size dayanak
oluyor: Kulumuz Eyyub u da an, o zaman Rabbine þöyle nida
etmiþti: "Bak bana, meþekkat ve acý ile
þeytan dokundu! Ve ona, bütün
ailesini ve beraberlerinde bir misli daha tarafýmýzdan bir rahmet
olarak
bahþettik ki, temiz akýllýlar
için bir ibret olsun. (Sa'd-41/43)
.........
Olaylarý, geliþmeleri
yorumlamakta, tavýr belirlemekte zorlanýyorsunuz.
Bazen her þey lehinize giderken, bazý dönemlerde
de yýðýnla aleyhinize
geliþmeler
oluyor.
Aslýnda Allah Sisteminde lehte
yada aleyhte düzenlemeler söz konusu deðil.
Sadece olmasý gereken; olmasý
gerektiði en uygun vakitte geliþiyor. Ama yine de bazý þeyleri yediremiyorsunuz kendinize. Bir
tutamak arýyorsunuz. Ayet el veriyor
size: "Olur ki, siz bir þeyden hoþlanmazsýnýz; oysa o, hakkýnýzda
hayýrlýdýr. Olur ki, siz bir þeyi
seversiniz; ama o, sizin hakkýnýzda bir fenalýktýr. Allah bilir, siz bilmezsiniz. (Bakara-216)
......... Rabbimiz Allah, Rasülümüz Muhammed(s.a.v) ,
Kitabýmýz Kur'an, Yolumuz Sýrat-ý Müstakim! .. Bizden bahtiyarý yok dünyada! .. Her ne olursa
olsun, ne yaþanýrsa yaþansýn zafer ve
baþarý bizim. Bunu da kafadan söylemiyoruz, Kur'an konuþuyor:Vel
Akýbetü lil Müttakin(Kasas-83):Akýbet(hayýrlý son, güzel sonuç) Müttakiler (takvayý kuþananlar,
korunanlar, inanca sarýlanlar)
içindir! ..