Sahabelerden hal ve tevekkül dersleri
Hz. Ömer (ra) demiştir ki:
“?ster hoşuma giden olsun, isterse de gitmeyen; hangi hal üzere sabahlarsam sabahlayay?m benim için fark etmez. Çünkü ben hayr?n hoşuma gidende mi yoksa gitmeyende mi olduğunu bilmiyorum.”
Hz. Ali’ye (ra):
“Ebu Zerr-i G?fârî (ra), “Benim yan?mda fakirlik zenginlikten, hastal?k da s?hhat ve afiyetten daha sevimlidir!” diyor. Siz ne buyurursunuz?” denildi.
Hz. Ali (ra) şunlar? söyledi:
“Allah Ebu Zer’den (ra) raz? olsun! Ben diyorum ki, insan Allah’?n kendisi için vermiş olduğu şeylere raz? olup, bundan başkas?n? temenni etmemelidir. Kaza ve kaderin tasarrufuna raz? olman?n s?n?r? budur.”
Hz. Ali (ra) devamla şöyle buyurmuştur:
“Allah’?n kaza ve kaderi kendisine raz? olan ya da olmayan herkes üzerinde hükmünü icra eder. Ancak hükmüne raz? olanlar sevap kazan?rken, raz? olmayanlar?n amelleri boşa gider.”
Abdullah b. Mesut (ra) da diyor ki:
“K?yamet gününde bütün insanlar dünyada az bir geçimle yetinmiş olmay? temenni edeceklerdir. Nefsinde bir şüphe bulunmad?ğ? sürece sizden herhangi birinize akşam ya da sabah içinde bulunduğu durum zarar veremez. Sizden birinizin bir ateş korunu ağz?na al?p sönünceye kadar tutmas?, Allah’?n kendisi için hükmettiği bir şeye “Keşke bu olmasayd?! Keşke şöyle olsayd?!” şeklinde itiraz etmesinden daha hay?rl?d?r”
(Kenz, II/145)