Malum olduğu üzere Hz. Ebubekir ile Hz. Ömer'in bir hayır yarışı var.
Bu yarış nasıl başlıyor nasıl bitiyor ve Hz. Peygamber neticede neye hükmediyor? Bu haidisi anlatanlar niye hepsini anlatmıyorlar acaba?
Malum olduğu üzere Hz. Ebubekir ile Hz. Ömer'in bir hayır yarışı var.
Bu yarış nasıl başlıyor nasıl bitiyor ve Hz. Peygamber neticede neye hükmediyor? Bu haidisi anlatanlar niye hepsini anlatmıyorlar acaba?
Bu konu hakkında bir diyeceği yok mu acaba?
Allah (c.c) hep 12'den vurur.
TEBÜK SEFERİ
Hicretin 9. yılında, Hristiyan Araplar, Rum hükümdarı Heraklius’a,
- Peygamberlik iddiasında bulunan adam öldü. Müslümanlar da kıtlık ve yokluk yılları geçiriyorlar. Eğer onları senin dinine katmak istiyorsan, şimdi tam sırası.
diye mektup yazdılar. Bunun üzerine 40.000 kişilik bir ordu Bizans tarafından silahlandırılarak yola çıktı. Ordunun yola çıktığı haberi Hz.Peygambere (s.a.s) de ulaşmıştı.
Hz.Peygamber (s.a.s), Müslümanların savaşa hazırlanması için onları gayretlendiriyor, durumu müsait olanların orduya yiyecek ve binek yardımında bulunmasını istiyordu. Bunun üzerine hali vakti yerinde olan Müslümanlar, karşılığını Allah’tan bekleyerek mallarından getirmeye başladılar. Bu hususta tatlı bir yarış da başlamıştı.
Hz.Ömer (r.a), bunu şöyle anlatıyor:
Ebu Bekir (r.a), beni daha önce geçmişse, ben de onu bugün geçerim” diye içimden geçirerek bağışlayacağım malımı getirip teslim ettim. Hz.Peygamber (s.a.s),
- Ey Ömer! Ev halkına ne bıraktın?
- Sana getirdiğimin yarısını!
Sonra EbuBekir (r.a) de gelip bağışını yaptı. Sanki onu herkesten gizler gibiydi. Resulallah’a (s.a.s) usulca verdi. Getirdiği 4.000 dirhem gümüştü. Hz.Peygamber (s.a.s), ona da sordu:
- Ey Ebubekir! Sen ev halkına ne bıraktın?
- Onlara Allah (c.c) ve Resulünü bıraktım.
Hz.Ömer (r.a) ağlayarak:
- Anam, babam sana feda olsun Ey EbuBekir! Hayır yolunda hiçbir yarış yapmadık ki, sen beni geçmiş olmayasın. Artık anladım ki, hiçbir şeyde seni geçemeyeceğim!
“Seherlerde eser bâd-ı tecellî
“Uyan ey gözlerim vakt-i seherde.
“İnâyethah zidergâh-ı İlâhi
“Seherdir ehl-i zenbin tevbegâhı,
“Uyan ey kalbim vakt-i fecirde,
“Bikün tevbe, bicu gufran, zidergâh-ı İlâhî.
Çok teşekkür ederim. İşte bu hadiseyi genelde bu şekilde anlatıyorlar. Halbuki burada devamında ise Peygamberimiz Hz. Ebubekir'in getirdiğinin tamamını almıyor ondan bir kısmını ev ahalisi için ayırmasını ve ihtiyaçları için olabilecek kısmını geri veriyor.
İşte benim sorum da bu: Neden bu gelişmeyi tam olarak anlatmıyorlar?
Allah (c.c) hep 12'den vurur.
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)