+ Konu Cevaplama Paneli
1. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var 1 2 SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 10 ve 19

Konu: Sünnet-i Seniyye'ye İttiba Etmenin Ehemmiyetine Dair...

  1. #1
    Vefakar Üye sultanhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2007
    Mesajlar
    435

    Standart Sünnet-i Seniyye'ye İttiba Etmenin Ehemmiyetine Dair...

    “ ÜÇÜNCÜ MEYVE: Ey nefis! Az bir ömürde hadsiz bir amel-i uhrevî istersen ve herbir dakika-i ömrünü bir ömür kadar faydal? görmek istersen ve âdetini ibadete ve gafletini huzura kalb etmeyi seversen, Sünnet-i Seniyyeye ittibâ et. Çünkü bir muamele-i şer'iyeye tatbik-i amel ettiğin vakit, bir nevi huzur veriyor, bir nevi ibadet oluyor, uhrevî çok meyveler veriyor.
    Meselâ birşeyi sat?n ald?n. icab ve kabul-ü şer'îyi tatbik ettiğin dakikada, o âdi al?şverişin bir ibadet hükmünü al?r. O tahattur-u hükm-ü şer’i, bir tasavvur-u vahiy verir. O dahi, Şârii düşünmekle, bir teveccüh-ü ?lâhî verir. O dahi bir huzur verir. Demek, Sünnet-i Seniyyeye tatbik-i amel etmekle, bu fâni ömür, bâki meyveler verecek bir hayat-? ebediyeye medar olacak olan faydalar elde edilir.”

    “Şu derslerin iki kerameti vard?r. Dostlar?n? çekerek bağlar, düşmanlar?n? iterek uzaklaşt?r?r.”

    Bu as?rda sünnete riayet etmek en zorudur. Ne müşteri buna riayet eder, ne sat?c?, çok zor. Fakat o anda şeriata göre al?ş veriş yaparsan, o muamele-i şer’i yeden dolay? para kazanmakla beraber Cenab-? Hak o ticareti ibadet sayar.
    Besmeleyle başlar, pazarl?ğ?n? düzgün yapar. Harama girmez, faize girmez, borçland?ğ? zaman her şey yaz?l?, kay?tl? görülecek. Bu şartlara haiz olmak şart?yla o al?ş veriş bir ibadet olur.
    Pazarl?k yapmadan al?nan mal şer’i- şerife muhaliftir. Onun için al?ş verişte adab-? şer’i ye al?ş verişte riayet etmek o cüz-i muameleyi ibadete çevirir. Akşamleyin yatars?n, herkes yatar ya ibadet olur ya gaflet olur.Abdes ald?n mümkünse iki rekat namaz k?ld?n, yada k?lmadan otuz üç defa Allahu Ekber dedin, otuz üç defa Subhanallah dedin, otuz üç defa Elhamdülillah dedin, yatağ?na uzand?n, sağ elini yanağ?n?n alt?na koyup uzand?n-yorulduysan hemen dönebilirsin-?ki dakika öyle durmak sünnettir. Ondan sonra bu hal üzerine yatt?ysan, senin bu yatman ibadettir. Gece ölürsen şehitsin. Her hali kar?m?z böyle olursa şehitlik mertebesi var.
    Konu sultanhani tarafından (01.11.07 Saat 10:27 ) değiştirilmiştir.
    Ey derde derman isteyen, yetmez mi dert derman sana” diyen zat gibi bizde “Ey bu asrın manevi elemini nefsine çektiren ...kardeş; Yetmez mi Kur’an ve iman hizmeti sana?”diyoruz.
    Hulusi Ağabey


  2. #2
    Vefakar Üye sultanhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2007
    Mesajlar
    435

    Standart

    Sabahleyin kalkt?n. Abdes ald?n, abdesli evden ç?kt?n. Senin o günkü gezmelerin ibadet hükmündedir. O anda ölsen şehit hükmündesin. Mesela yemek yersin, besmele ile başlad?n, önünden yedin, başkas?n?n lokmas?n? hususi bilerek takip etmedin(bazen insan?n gözü kayabilir.) O anda bu nimeti kimin verdiğini düşündün, beni bununla besleyen kimdir? Sonunda elhamdülillah dedin, ağz?n? çalkalay?p-temizlemek bunlar hep adab? şeriatt?r. Bak hem yemeği yersin, hem de ibadet yapm?ş olursun. O yemek üzerine ölsen yine şehitlik mertebesi var. Bir cemaate gittin. Cemaatin büyüğü var- küçüğü var-adab? var. Sünnet olduğu için ona riayet edin. O sünnet olduğu için o da ibadettir.
    Evden giderken han?m?n harçl?k istedi, para verdin. O sadaka olur. Yani “Yarabbi bu senin mal?nd?r, emanettir. Çoluk çocuğuma, kendime sadaka niyetiyle sarf eyledim.” Dersin. Cenab? Allah bire on yaz?yor. Cenab? hakk?n yan?nda en makbul sadaka budur. Bu niyetle vermeyi kendimize adet edelim. Sabah evden ç?karken sarf ettiğin şeylerin hepsi sadakad?r. Dükkâna gittin, halis bir niyette yemek verdin. “Bu Allah’?n mald?r. Ben dağ?t?yorum.” Bu sadakad?r.
    Aşç? halis bir niyetle “Bu mal benim değildir, ama Allah’?nd?r. Bende bunlar? sadaka niyetiyle dağ?t?r?m.” Bu aşç?n?n sadakas? olur.
    Mesela devlet memurudur. Veya senin dükkân?nd?r. Aybaş?nda maaş? dağ?t?rken sadaka niyetiyle dağ?t?rsa hepsi sadaka olur, sevab? sana yaz?l?r.
    Demek ki cenab? hak şöyle geniş bir rahmet kap?s?n? kullar?na açm?ş. “Kulum her halini ibadet haline getirip kurtulsun.” Allah’?m?z biz kullar?n?n kurtulmas? için bunlar? bahane yap?yor. Fakat bununla beraber şeytan? da musallat eylemiş.
    Halis bir niyetle yap?lan bütün haller ibadete dönüyor. ?ttiba-? sünnet yoksa,yani adam işçi çal?şt?r?yor. “Ücretini veriyorum.” O kadar. Uhrevi cezay? düşünmüyor., Allah’?n emrini düşünmüyor, tek dünyay? düşünüyor. Veya yerken Allah’? düşünmüyor. Veya yatarken Allah’? düşünmüyor. Yapt?ğ? işler boşa gider. Baş?na bela al?r.
    Bütün örf ve adetlerini ibadete çevirme kabiliyetini Cenab-? Hak şu ümmete ihsan eylemiş. Bu ihsanlar? elde etmek için bu halde yaşamam?z vazifemizdir.
    Ey derde derman isteyen, yetmez mi dert derman sana” diyen zat gibi bizde “Ey bu asrın manevi elemini nefsine çektiren ...kardeş; Yetmez mi Kur’an ve iman hizmeti sana?”diyoruz.
    Hulusi Ağabey


  3. #3
    Vefakar Üye sultanhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2007
    Mesajlar
    435

    Standart

    “Çünkü bir mesele-i şeriyeye tatbiki amel ettiğin vakit bir nevi huzur veriyor.”
    Bak bir işi yaptığın vakit “bu Allah’ın emridir” dersen, o hal huzur verir. O adet ibadete dönüyor. Yolda yürürken ne hızlı yürüyorsun nede Fahir için yavaş yürüyorsun, normal yürüyüşle, Adab-ı nebeviyle yürüyorsun. Bu ibadettir. Bakarken namahreme bakmadın, konuşurken yalan söylemedin, duyarken yalan şeyleri duymadın, duymamak içinde mücadele veriyorsun bunların hepsi ibadettir. Bunlar hep harp meydanıdır. Dünya harp meydanıdır. Nefiste harp meydanıdır. Fakat insan düşünemiyor, basit düşünüyor.
    Şu dar-ı imtihan olan dünyada Hâkim-i alelıtlak olan; bütün halimizi kontrole tabi tutmuş. Bizi bir tek zatın ittibaına mecbur tutmuş. Ona ittiba etmişsek, hal ve hareketlerimiz ibadettir. İttiba etmemişsek dalalettir. Kısa yoldan hakikate geçmek isteyen bunu yapar.
    Ezan okundu. Cemaatle namaz kılmak, abdest alırken adaba riayet ederek olmak, tuvalete giderken adaba riayet etmek ibadet olur. Adaba riayet etmesek pislik olur. Yani bütün adatımızı ibadete çevirecek bir imkân elimize ihsanı ilahi tarafından konulmuş. O fıtri adetleri peygamberimizin âdetine göre yaptın. Hepsi ibadettir.
    Ömrün her bir hareketi, gözün görmesi, kulağın duyması, dilin konuşması, aklın düşünmesi, kalbin tefekkürü, ayağın yürümesi hepsi ibadete dönüyor. İnsan birden, bütün azalarıyla “abid-i sabit” oluyor. Fakat sünnete ittiba edilmediği takdirde, deş ha, deş. Hangi şeyi tamir edeceksin, her şeyi bozulur.
    Sofilerimiz, insanımız “Allah, Allah” diye bağırana kadar, kulağını şarkıdan, gözünü haramdan, dilini yalandan, kalbini masivadan kurtarmaya, aklını tefekküre sevk eylese yeter.
    —Sual: Bu hale Muaffak olmanın şartı nedir?
    —Çalışacaksın, hadis okuyacaksın, dersleri mütalaa edeceksin. Sabahleyin kalktın, dükkâna gideceksin. Vakitte dar, acele ediyorsun. Kalk iki rekât namaz kıl, abdestli çık. En az iki, en çoğu on ikidir. O gün Allah senin bütün uzuvlarından bir sadaka istiyor. O iki rekât namazın 360 uzvun sadakası olur. Geceleyin yatağında yattın, beşeriyet muktezası gusül gerekiyor. Gücün varsa gusul yap. İnsan bazen yapamıyor. Abdest al yat. Ölürsen şehitsin.
    Farz için alınan abdeste bütün adaba riayet etmek lazım. Fakat yatmak için veya abdestsiz gezmemek için abdestin farzlarını yerine getirmek yeterlidir. Farzlar için sünnete riayet ederek abdest almak lazımdır.
    Ey derde derman isteyen, yetmez mi dert derman sana” diyen zat gibi bizde “Ey bu asrın manevi elemini nefsine çektiren ...kardeş; Yetmez mi Kur’an ve iman hizmeti sana?”diyoruz.
    Hulusi Ağabey


  4. #4
    Yasaklı Üye özür - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Bulunduğu yer
    siirt
    Yaş
    36
    Mesajlar
    73

    Standart

    Farzlar için sünnete riayet ederek abdest almak laz?md?r. Laz?md?r derken şart olarak m? gerek olarak m?

  5. #5
    Vefakar Üye sultanhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2007
    Mesajlar
    435

    Standart

    Alıntı özür Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Farzlar için sünnete riayet ederek abdest almak laz?md?r. Laz?md?r derken şart olarak m? gerek olarak m?
    1.Farzlar için sünnete uymak farzsa "laz?md?r" farz olarak kullan?lm?şt?r
    2.Farzlar için sünnete uymak vacibse "laz?md?r" vacib olarak kullan?lm?şt?r
    3.Farzlar için sünnete uymak sünnetse "laz?md?r" sünnet olarak kullan?lm?şt?r
    4.Farzlar için sünnete uymak müstehabsa "laz?md?r" müstehab olarak kullan?lm?şt?r.
    Konu sultanhani tarafından (02.11.07 Saat 09:57 ) değiştirilmiştir.
    Ey derde derman isteyen, yetmez mi dert derman sana” diyen zat gibi bizde “Ey bu asrın manevi elemini nefsine çektiren ...kardeş; Yetmez mi Kur’an ve iman hizmeti sana?”diyoruz.
    Hulusi Ağabey


  6. #6
    Ehil Üye nâme-i nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Mesajlar
    1.460

    Standart

    Doğrudan doğruya Sünnete ittiba etmek, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ı hatıra getiriyor. O ihtardan o hatıra, bir huzur-u İlahî hatırasına inkılab eder. Hattâ en küçük bir muamelede, hattâ yemek, içmek ve yatmak âdâbında Sünnet-i Seniyeyi müraat ettiği dakikada, o âdi muamele ve o fıtrî amel, sevablı bir ibadet ve şer'î bir hareket oluyor. Çünki o âdi hareketiyle Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a ittibaını düşünüyor ve şeriatın bir edebi olduğunu tasavvur eder ve şeriat sahibi o olduğu hatırına gelir. Ve ondan şâri-i hakikî olan Cenab-ı Hakk'a kalbi müteveccih olur, bir nevi huzur ve ibadet kazanır.


    İşte bu sırra binaen Sünnet-i Seniyeye ittibaı kendine âdet eden, âdâtını ibadete çevirir, bütün ömrünü semeredar ve sevabdar yapabilir.

    (Lem'alar)



  7. #7
    Vefakar Üye sultanhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2007
    Mesajlar
    435

    Standart

    Onun için sünnete ittiba edilecek. Sünnet dediğim zaman, sade adab değil. Hırsıza gerekli cezayı vermek, faiz yerlerini kapatmakta sünnettir. Hem bunlar sünnetin uslü-l esasıdır. Namazı cemaatle kıldırmak buda sünnettir. Kuranın her bir emrinde, peygamberin her bir halinde ibret vardır. Ona ittiba ettikçe nur akar. Onunla ebedi bir saadet kazanılır. Adeti insan bir kelam gibi olur, döndükçe uhrevi amel yazıyor. Sünneti terk ettiğin zaman bir şer olur, cehenneme mahsulât olur.
    İnsan çok büyüktür. Dünyada gezerken ya yüksek âlem olan Cennet onu bekliyor, yâda yer dibindeki Cehennem onu bekliyor. Onun ameli ya Cennete, yada Cehenneme intikal neticesi verir. İnsan başıboş değildir. Keyfemayaşa harekete serbest değildir. Bir tek habibi edibe bütün dünyanın ittiba etmesi gerekir. İster kabul etsinler ister etmesinler.
    Bu davanın hak olduğuna delilimiz; başta Kurandır. 1400 seneden beri bu davayı yapmış. “Benzerini getirin” denilmesine rağmen getirilmemesi bunun doğru olduğunun delilidir. İkincisi Sahabenin âdetidir ki; o hal tek başıyla bir mucize olmuş. Üçüncüsü bütün Müçtehid-i izamın tetkikhanesidir. Bugün beşer ne yaparsa yapsın oraya yetişemiyor. Dördüncüsü bütün evliyanın keşif ve kerametidir. Cennet var, keşfetmişler. Bütün ameller peygamberimize ittiba ile kurtulur. Husussan Risale-i Nur Kuranın bir mucizesidir. Kimse benzerini yazamıyor. Demek ki Üstad semavidir.
    Ey derde derman isteyen, yetmez mi dert derman sana” diyen zat gibi bizde “Ey bu asrın manevi elemini nefsine çektiren ...kardeş; Yetmez mi Kur’an ve iman hizmeti sana?”diyoruz.
    Hulusi Ağabey


  8. #8
    Vefakar Üye sultanhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2007
    Mesajlar
    435

    Standart

    Suyu iki türlü içmek var. Deve hasta olduğu zaman başını içine sokar, bir dakikada su içer, bazen patlar. Öyle içmek hayvan içmesidir. Hastalıklı devenin içmesi denir. Mümin öyle su içmez. Mümin üç defada içer. Kadehi azından uzaklaştıracaksın. Uzaklaştırmazsan senin içinden çıkan zehirli nefes suya gire ve seni zehirlerler. Vücudundan çıkan zehirler ağaca yarar. Suyu içerken besmele ile başla, emerek yavaştan, üç defada iç. Hızlı içilen su vücuda zarar verir. Sonunda da Elhamdülillah diyeceksin. Şimdi bu suyu peygamberimizin içtiği gibi içtik. Ne kadar sevap oldu? Bu içişin Cennette bir ağaç olur. O ağacın başında 10 tane meyve ebedi olarak durur. Kopardığın anda yeri hemen dolar.
    Çocuksu hareketlerle din gelmez. Size öyle bir nefis musallat olmuş ki, kendini öyle saklamış ki, ne kadar kurşun atarsan at, tutmuyor. Saklı kalıyor. Senin gaflet zamanını yakaladıkça, sana bir günah işletir. Bittin. O zaman her günahın ardından istiğfar et. Tevbe et. Estağfirullah silahını kullanmak, işte sünnet budur. Tevben ibadet olur. Ondan dolayı o günahın ibadet ve sevap olur. Hataya anında cidden nedamet ettiyse, hatayı affeder. Hayır, işlemiş gibi mükâfat verir. Evet, istiğfar afdır. İstiğfarı sana yaptırması affetmek demektir. Eğer affını istemese, sana istiğfarı vermez. İstiğfar demek af demektir. Affı vermiş demektir. Bazen riya oluyor, bazen ağızda kalıyor, tam değil. Cidden kalben nedamet etmeli. Bazen dilden estağfirullah, estağfirullah o istiğfar boştur. Günah işlediysen cidden nadim ol. Laftan ibaret olan estağfirullah boştur. O istiğfarada bir istiğfarlazımdır.
    Tecrübem var. Dünyanın en büyük nimeti imandan sonra, günahı insana unutturmasıdır. Eğer unutturulmazsa dünaya insana zindanı mutlak olur, insan içinde yaşayamaz. Salih bir kişi yaşayamaz. Muvakkaten unutturuyor. Ara sıra akla getirir.
    Ey derde derman isteyen, yetmez mi dert derman sana” diyen zat gibi bizde “Ey bu asrın manevi elemini nefsine çektiren ...kardeş; Yetmez mi Kur’an ve iman hizmeti sana?”diyoruz.
    Hulusi Ağabey


  9. #9
    Ehil Üye ademyakup - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2006
    Mesajlar
    8.211

    Standart

    En büyük sünnet Allah resulunun yapt?ğ? ilk şey olan..

    Kainata Allah?n varl?ğ?n?n ve birliğinin anlat?lmasd?r..

    işte risalei nuru okuyan ve anlatanlar bu büyük sünnete uymuş oluyorlar..
    iman insanı insan eder, belki sultan eder..

  10. #10
    Vefakar Üye sultanhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2007
    Mesajlar
    435

    Standart

    Demek sünneti seniyeye tatbiki amel etmekle bu fani ömür baki meyveler verecek ve bir hayat? ebediyeye medar olacak faydalar elde edilir.”

    De ki: ey insanlar! Haberiniz olsun ben size, sizin hepinize Allah?n Resulüyüm, o Allah ki bütün Semavat-ü Arz?n mülkü onun, ondan başka ilâh yok, hem diriltir hem öldürür, onun için gelin iyman edin Allaha ve Resulüne, Allaha ve Allah?n bütün kelimat?na iyman getiren o ümmî Peygambere, Ve ittiba' edin ona ki bu hidâyete erebilesiniz. (Araf 158)
    ferman?n? dinle. Şeriat ve Sünnet-i Seniyyenin ahkâmlar? içinde cilveleri intişar eden Esmâ-i Hüsnân?n herbir isminin feyz-i tecellîsine bir mazhar-? câmi olmaya çal?ş.”

    Bu sadece müminlere hitap değildir ha! Yahudi’ye, H?ristiyan’a, bütün insanlara hitapt?r. Evvela Allah’a iman edin. Peygambere imandan maksat nedir? Nebiyi ümmidir o, okumam?ş peygamberdir. Öyle ise Kuran mucizedir. O zaman dediği doğrudur. Ümmi bir zat bu hareketi yapamaz. O nebi hem Allah’a, Kuran’a iman eder. Sizde ayn?s?n? yap?n.
    Allah’a, peygambere iman etmek demek; sade zat?n? kabul etmek demek değildir. Allah’a, peygambere iman etmek demek; Kuran’a, Sünnete riayet etmek demektir. Allah’?n, Peygamberin şahs?n? kabul değildir. Getirdiğine de iman edeceksin. Yahudi “ Allah’?n zat?n?, peygamberin zat?n? kabul edin, iman budur” diyor. Bu Yahudilerin bütün dünyaya att?ğ? bir fitnedir. Bütün semavi dinlerin kabul ettiği inanç bu değildir. Peygamberin getirdiğini kabul etmek, ha kitap, ha sünnet, peygamber ne getirdiyse onu kabul etmektir.
    Def vurmak düğünde sünnettir, ihya edin, bir iki defa vurun. Halk o kadar günah? ihya eder, sende sünneti ihya et.
    Def vururken “La ilahe illallah” demek haramd?r. Bütün fukuhay? ?slam bunu haram kabul etmişler. Defle zikir beraber olmaz. Def keyif yeridir, düğünle zikir beraber olmaz, edepsizliktir. Kuranla def vurmak, zikirle def vurmak kesin haramd?r. Önceki ehli tasavvuf zikirden sonra, zikir bittikten sonra neşe için vuruyorlard?. Diyoruz kimsenin kafas?na yatm?yor. Def zikirden sonra olmuş. Dersten sonra olur. Çünkü sahabe yapm?ş. Sahabe Kuran dersinde yoruluyorlar veya cihatta yoruluyorlard?, def vurup neşeleniyorlard?. Def neşe içindir. Def zikir için değildir.
    Risale-i Nur olurken arkadan müzik sesi geliyor.
    — Onlar haramd?r. Sadece defte olsa haramd?r, olmaz. Cenab-? hakk?n tedrisat? bittikten sonra def vurula bilir. Tedrisat an?nda def olmaz haramd?r. Dinle alakas? yoktur. Bu işte münaf?klar?n işidir. Bilerek tarikat?n içine, Risale-i Nurun içine sokulmuş. Bunlar 100 sene evvel yoktu, yeni bidatlard?r.

    Her bir sünnetin içinde gizli bir isim sakl?d?r. O sünnetin ittiba?nda o sünneti bul. Düğünde def vurursan “BAS?T” ismi tezahür eder. Madem Allah emretmiş, bas etmiş, rahatl?k vermiş. Her bir sünnetin arkas?nda gizli bir isim-i ilahi var. Onu kaybetmemek laz?m, sünnet terk edildiği zaman o isim gizlenmeye başlar, görünmez.
    —Düşünmeden banyo yap?yor, KUDDÜS ismine mazhar oluyor?
    —Ama o sevab? alam?yor, hissedemiyor, yine necis kal?yor. Kâfirde gusül yapar, ama yine necis kal?yor. Bedenen temizlenir ama ondan istifadesi yoktur. O ismin tecelli etmesi için yapm?yor.
    Her bir sünnetin ittiba bir isme kavuşturuyor. Her bir sünnetin terki ile kişi kendini görür. Gururdur, fahirdir. Her bir sünnetin ittiba?nda tevhidi esma, tevhidi s?fat vard?r. Sünnetin ittiba?nda tevhide gidecek bir yol, her bir sünnetin terkinde gizli şirke gidecek bir yol var. Sünneti terk ettiği zaman şahsiyet görünür. O gizli şirktir. Hemen izale etmek gerekir. Çok mühim bir meseledir. Buras? anlaş?lmad?ysa, Cehennemi zümera yeter. Adab?ndan tut ta, farz?na kadar sünnet demek orada tecelli eden isme kavuşmak demektir. O sünnet terk edildiği zaman gizli bir şirke yol aç?l?r. Yatarken “estegfirullah yarabbi! Hay?r, olarak ne işlemişsem sana şükrederim. Şer olarak ne işlemişsem sana tövbe ederim.” De, sabah kalk yine istiğfar et.
    Yarab! Risale-i Nur çok güzel derslerdir. Onu şerlilerin şerlerinden kurtar. Ulemay? uyand?r, tabi eyle,... Yarabbi ne güzel hakikatlerdir, mücahidi ?slama yard?m eyle günahlar?m?z? affeyle
    Amin.
    Konu sultanhani tarafından (02.11.07 Saat 16:43 ) değiştirilmiştir.
    Ey derde derman isteyen, yetmez mi dert derman sana” diyen zat gibi bizde “Ey bu asrın manevi elemini nefsine çektiren ...kardeş; Yetmez mi Kur’an ve iman hizmeti sana?”diyoruz.
    Hulusi Ağabey


+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Sünnet-i Seniyye ve Risale-i Nur
    By fakrime in forum Sahabeler ve Sünnet-i Seniyye
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 25.09.12, 08:57
  2. Berat Kandilinin ehemmiyetine dair...
    By ecma in forum İslami Nitelikli Yazılar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 04.07.12, 12:02
  3. Sünnet-i Seniyyeye Harfiyen İttiba Etmek?
    By Ahsen Nur in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 02.12.08, 10:20
  4. Sünnet-i Seniyye Edeptir
    By Haydarı kerrar in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 12.11.08, 01:26
  5. Uzmandan, 'Sünnet-i Seniyye' Tavsiyeleri
    By Ebu Hasan in forum Sahabeler ve Sünnet-i Seniyye
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 30.03.07, 12:36

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0