+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 4 ve 4

Konu: Ahd'e Vefa

  1. #1
    Ehil Üye Muntesip - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2008
    Bulunduğu yer
    ....şehr-i güzin...
    Yaş
    37
    Mesajlar
    3.218

    Standart Ahd'e Vefa


    Hz. Ömer arkadaşlarıyla sohbet ederken, huzura üç genç girerler. Derler ki :
    Ey halife, bu aramızdaki arkadaş bizim babamızı öldürdü. Ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin.

    Bu söz üzerine Hz. Ömer suçlanan gence dönerek :

    Söyledikleri doğru mu diye sorar.

    Suçlanan genç der ki :

    Evet doğru.

    Bu söz üzerine Hz Ömer anlat bakalım nasıl oldu diye sorar. Genç anlatmaya başlar:

    Ben bulunduğum kasabada hali vakti yerinde olan bir insanım. Ailemle beraber gezmeye çıktık, kader bizi arkadaşların bulunduğu yere getirdi. Affedersiniz hayvanlarımın arasında bir güzel atım var ki dönen bir defa daha bakıyor. Hayvana ne yaptıysam bu arkadaşların bahçesinden meyve koparmasına engel olamadım. Arkadaşların babası içerden hışımla çıktı atıma bir taş att ı, atım oracıkta öldü. Nefsime bu durum ağır geldi, ben de bir taş attım, babası
    öldü. Kaçmak istedim fakat arkadaşlar beni yakaladı, durum bundan ibaret, dedi. Hz Ömer:

    Söyleyecek bir şey yok, bu suçun cezası idam. Madem suçunu da kabul ettin, dedi. Bu sözden sonra delikanlı söz alarak:

    Efendim bir özrüm var, diyerek konuşmaya başladı:

    Ben memleketinde zengin bir insanım, babam, rahmetli olmadan bana epey bir altın bıraktı. Gelirken kardeşim küçük olduğu için saklamak zorunda kaldım. Şimdi siz bu cezayı infaz ederseniz yetimin hakkını zayi ettiğiniz için (cc) indinde sorumlu olursunuz, bana üç gün izin verirseniz ben emaneti kardeşime teslim eder gelirim, bu üç gün içinde yerime birini bulurum, der.

    Hz. Ömer der ki:

    Bu topluluğa yabancı birisin, senin yerine kim kalır ki?

    Sözün burasında genç adam ortama bir göz atar, der ki:

    Bu zat benim yerime kalır. O zat Hz. Peygamber Efendimizin (sav) en iyi arkadaşlarından, daha yaşarken cennetle müjdelenen Amr Ibni As' dan başkası değildir. Hz. Ömer Amr'a dönerek:

    Ey Amr, delikanlıyı duydun, der. O yüce sahabe:

    Evet, ben kefilim, der ve genç adam serbest bırakılır. Üçüncü günün sonunda vakit dolmak üzere ama gençten bir haber yoktur. Medine'nin ileri gelenleri Hz. Ömer'e çıkarak gencin gelmeyeceği, dolayısıyla Amr Ibni As'a verilecek idam yerine maktulün diyetini vermeyi teklif ederler, fakat gençler razı olmaz ve babamızın kanı yerde kalsın istemiyoruz derler. Hz. Ömer kendinden beklenen cevabı verir de r ki:

    Bu kefil babam olsa fark etmez cezayı infaz ederim. Hz Amr Ibni As ise tam bir teslimiyet içerisinde der ki:

    Biz de sözümün arkasındayız.
    Bu arada kalabalıkta bir dalgalanma olur ve insanların arasından genç görünür. Hz. Ömer gence dönerek derki:

    Evladım gelmeme gibi önemli bir nedenin vardı neden geldin?

    Genç vakurla başını kaldırır ve
    (günümüz insani için pek de önemli olmayan):

    "AHDE VEFASIZLIK ETTI"
    demeyesiniz diye geldim der. Hz. Ömer başını bu defa çevirir ve Amr Ibni As'a der ki:

    Ey Amr, sen bu delikanlıyı tanımıyorsun, nasıl oldu onun yerine kefil oldun?.
    Amr Ibni As kendisinden ebediyyen razı olsun, vakurla kanımızı donduracak bir cevap verir:

    Bu kadar insanın içerisinden beni seçti."
    İNSANLIK ÖLDÜ"
    dedirtmemek için kabul ettim, der.
    Sıra gençlere gelir, derler ki:

    Biz bu davadan vazgeçiyoruz.

    Bu sözün üzerine Hz Ömer:

    Biraz evvel babamızın kani yerde kalmasın diyordunuz ne oldu da vazgeçiyorsunuz, der. Gençlerin cevabı da dehşetlidir:

    "MERHAMETLİ İNSAN KALMADI"
    DEMEYESINIZ DİYE…

    Anlamaya başlama belirtilerinden birisi de ölme isteğidir...


  2. #2
    Ehil Üye istiğna - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2008
    Mesajlar
    2.274

    Standart

    maşallah.....Allah razı olsun ablacım.çok manidar bir paylaşım....sorarım kendime Amr Ibni As hz yerinde olsaydım ne yapardım?ne yapardık? Allah(cc) af etsin beni...bizi...
    Konu istiğna tarafından (14.10.08 Saat 20:21 ) değiştirilmiştir.

    "Allah'a tevekkül et! Zira O vekil olarak kuluna yeter!.." (Ahzab/48)



  3. #3
    Ehil Üye Muntesip - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2008
    Bulunduğu yer
    ....şehr-i güzin...
    Yaş
    37
    Mesajlar
    3.218

    Standart

    Alıntı firdevs cenneti Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    maşallah.....Allah razı olsun ablacım.çok manidar bir paylaşım....sorarım kendime Amr Ibni As hz yerinde olsaydım ne yapardım?ne yapardık? Allah(cc) af etsin beni...bizi...
    Amin amin evet çok değişik bir şuur .. maşAllah

    Anlamaya başlama belirtilerinden birisi de ölme isteğidir...


  4. #4
    Garip_Maznun
    Guest Garip_Maznun - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart

    Bir savaşın en kanlı günlerinden biridir. Bir asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü görür. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı bir durumda, kurşun yağmuru altındadırlar. Asker, teğmene koşar ve “Komutanım, arkadaşım yaralandı, müsaade ederseniz onu alıp gelebilir miyim?..” diye sorar. Komutan, “Delirdin mi sen?” dercesine bakar ona, “Gitmeye değer mi?.. Arkadaşın delik deşik olmuştur... Yaşaması mümkün değil, çoktan ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atmış olursun, gitme.” der. Asker çok ısrar edince teğmen “Peki” der.. “Git o zaman…” Vefa abidesi asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaşır. Onu sırtına alıp koşa koşa döner. Birlikte siperin içine yuvarlanırlar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene eder; sonra da onu sipere taşıyan arkadaşına döner ve “Sana, ‘hayatını tehlikeye atmana değmez’, demiştim. Bu zaten ölmüş..” diye söylenir. Bu sitemi işiten asker, “Değdi komutanım, gittiğime değdi; hatta ölseydim, öldüğüme de değerdi.” der. Teğmen sorar. “Nasıl değdi? Bu adam ölmüş, görmüyor musun?..” deyince vefa insanı cevap verir: “Gene de değdi komutanım. Çünkü yanına ulaştığımda arkadaşım henüz yaşıyordu. Kanlar akıyordu; ama beni görünce çok sevindi, tebessüm etti; belki bir cümlelik canı kalmıştı, son nefesinde şöyle dedi: “Geleceğini biliyordum dostum!.. Geleceğini biliyordum..” “Geleceğini biliyordum” ifadesi aslında bize vefayı anlatıyor.

    Vefa, dost ikliminde yetişen güllerdendir. Büyüklerimiz vefayı hep dost olmanın ispat değeri olarak kabul ederler. Eğer Allah(c.c)a karşı vefalı bir dost olmak istiyorsanız O(c.c.)nun emirlerinden dışarı çıkmayacaksınız. Efendimiz’(s.a.v)e vefa göstermek istiyorsanız O(s.a.v)nun sünnet-i seniyyesini hayatınıza hayat yapacaksınız. Dostum dediğiniz büyüklerinize, arkadaşlarınıza vefalı olmak istiyorsanız onları arayıp soracaksınız. Kurbette gurbet yaşamayacaksınız. Gurbette dahi olsanız kurbetin yollarını arayacaksınız. Bu konuda öne sürülen hiçbir mazeretin arkasına sığınmayacaksınız.

    SELAM VE DUA İLE...

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Vefa. . .
    By BiRDüNYaUMuT in forum Edebiyat
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 20.09.13, 20:16
  2. Ah vefa... Ahde vefa...
    By BiRDüNYaUMuT in forum Edebiyat
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 30.05.13, 19:55
  3. Aşk-ı Vefa
    By m_safiturk in forum Edebiyat
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 28.12.08, 23:17
  4. Vefa
    By delailinnur in forum İslami Nitelikli Yazılar
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 18.11.08, 07:08

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0