Birçok hastalığın temeli tektir: Yanlış yaşam tarzı..."
İnsan çok yiyerek çöplüğe dönüşür...!!!
Her şeyin çöküşü sofradan başlıyor. Sağlığın, aklın, hayânın ve imanın çöküşü de. Çok yiyen, yediklerini hazım edemez. Hazım olmamış gıdaların metabolik atıkları vücutta birikir. Kan damarlarını tıkar, beyinde kan ve sıvı dolaşımı yavaşlar, nörolojik ve ruhsal problemler meydana gelir; kilo çoğalır. İnsan, kilo kazandıkça düşünce ve anlayış kabiliyetini ve aklı aynı oranda kaybeder. Akıl kaybını ise ruhsal problemler, hayâ ve imanın kaybı takip eder.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor ki;
"Kim karnını tıka basa doyurur ve sonra da uykuya yatarsa,o kimsenin kalbi katılaşır. Herşeyin bir sadakası vardır. Vücudun (bedenin) sadakası ise aç kalmaktır."
Çoğu insanlar fazla yemenin bedelini, aşırı şişmanlıkla ve şişmanlığın beraberinde getirdiği hastalıklarla öderler. Kimileri de, ne kadar yerse yesin, hep zayıf kalır. Bunlar kendi durumlarının şişmanlardan daha iyi olduğunu zanneder. Ancak çoğu zaman onların durumu şişmanlarınkinden daha tehlikeli olabilir. Çünkü fazlalıklardan oluşan atıklar, ilaçlar, toksinler ve katkı maddeleri şişmanların vücudundaki yağlarda depolandığı için, organların tahrip olması kısmen de olsa önlenebilir.
Ancak zayıfların, kan vasıtasıyla bütün vücutlarını dolaşan toksinler, ateş, öksürük, terleme, nezle, kusma, ishal, sivilce, çıban gibi yollarla dışarı atılırken, bu ağır işlemler hem organlarını yıpratır, hem de eklemlerde, kaslarda ve organlarda depolanarak, ağrıya, enfeksiyona, kistlere ve genetik değişimlere (mutasyonlara) sebep olur. Bu tip insanlar genelde sık hastalanan, sıkıntılı ve asabî insanlardır.
Aidin Salih