Konu: Cay-ı Dikkat Bir Tesbit...

Sabri abinin Barla lahikasındaki mektubunda yer alan bir ifadesi yeni dikkatimi çekti , fark etmemiş olanların ilgisini çekebilir :


'' On Dokuzuncu Mektubun dördüncü cüz'ünü, nazar ve teveccüh-ü fâzılânelerinde min-gayr-ı haddin vekilleri bulunduğum mûmâileyh Hulûsi Beyefendiye irsal kılınmak üzere istinsaha başlamıştım.
Bin mucize-i Muhammediye münderic olan On Dokuzuncu Mektup, mukaddemen dahi arz edildiği vecihle, arzumun fevkinde pek ziyade ulvî ve nuranî mebâhis ve vekâyi-i risalet-meâbiyeyi beyan ve müjdeyle ruh ve kalb-i âcizîyi bahâr-ı âlem gibi gül ve gülistanlığa çevirmiştir. Bu hususta kalben hisseylediğim duygulardan mütevellid ve lâzımü'l-arz medh ü senâyı gayet parlak bir tarzda arzetmek, ehass-ı emelim ise de, maalesef söylemekten âciz bulunduğumu beyanla iktifa ediyorum. Yalnız şu noktayı hissettim ki:

O vekâyide (olaylarda - hadiselerde ) siz cismen değilse de, fakat ruhen, Server-i Kâinat Efendimiz Hazretleriyle beraber idiniz tasavvur ediyorum. Zira o vekayi-i mezkûrenin künyesiyle, mevkiiyle, an'anesiyle kat'iyen müşahede ve ol vecihle nakil ve tahrir buyurduğunuza kani ve kailim. ''

Hep duyuyorduk '' Üstad görüyor da öyle söylüyor '' diye... , işte Sabri abi '' müşahe ediyor ve ol vech ile nakil ve tahrir buyurduğunuza ...'' şeklinde ifade buyurarak bu meseleye kani ve kail olarak yani taklidane değil tahkikane hükmediyor . AMENNA VE SADDAKNA SABR? AĞABEY ...

gülşah kardeşim,Allah raz? olsun.Buna teyid olmas? nedeniyle Münacat'tan bende bir kaç anktod aktar?yorum.?kisi ne kadar manidar düşüyor.Bir yerde Sabri ağabeyin izhar?,diğer tarafta Üstad?m?z?n izhar?!

Yâ ?lâhî ve yâ Rabbî,
Ben iman?n gözüyle ve Kur'ân'?n talimiyle ve nuruyla ve Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm?n dersiyle ve ism-i Hakîmin göstermesiyle görüyorum ki,

Ey şiddet-i zuhurundan gizlenmiş ve ey azamet-i kibriyas?ndan ihtifa etmiş olan Kadîr-i Zülcelâl, ey Kâdir-i Mutlak,
Kur'ân-? Hakîmin dersiyle ve Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm?n tâlimiyle anlad?m:

Ey arz ve semâvât?n Hâl?k-? Zülcelâli,
Senin Kur'ân-? Hakîminin talimiyle ve Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm?n dersiyle iman ettim ve bildim ki:

Ey Rabbu'l-Berri ve'l-Bahr,
Kur'ân'?n dersiyle ve Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm?n talimiyle anlad?m ki:

Ey Hâl?k-? Rahmân ve ey Rabb-i Rahîm,
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm?n talimiyle ve Kur'ân-? Hakîminin dersiyle anlad?m:

Ey Fât?r-? Kadîr, ey Müdebbir-i Hakîm, ey Mürebbî-i Rahîm,
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm?n talimiyle ve Kur'ân-? Hakîmin dersiyle anlad?m ve iman ettim ki

Yâ Rabbe'l-Âlemîn, yâ ?lâhe'l-Evvelîne ve'l-Âhirin, yâ Rabbe's-Semâvâti ve'l-Aradîn,
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm?n talimiyle ve Kur'ân-? Hakîmin dersiyle anlad?m ve iman ettim ki:
(Münacat)
...

Kardeşler buradaki bahiste size kat?lm?yorum.Üstad hazretleri ferdi hayat?nda ve bize sunduklar?nda burada yazd?g?n?z anlamda feyizlere,talimlere,müşahedelere kavuşmuştur ve risale-i nurlar onlardan süzülmüştür amenna.

Fakat Kuran ?n dersiyle,Peygamber efendimizin talimiyle burada geçen cümleler itibariyle genel söylenmiş diye düşünüyorum.Yani Kuran ? kendine tek rehber alm?şt?r anlam?nda s?kça geçtigi şekilde ve bu haliyle nübüvvet yolu oldugu cihetiyle.

Burada kasdedilen manada bir talim mesela o ararat dag?n?n infilak etmesi veya işte köprüde bekleyip nas?l olsa herkes s?rattan geçecek vakalar?nda bana daha aç?k gelmişti.Ruhuma hitab ettigi haliyle.


Sabri abi barla mektublar?ndan okudugum şekliyle(nurcu çevrelerde bulunmad?g?m için hat?ralar az biliyorum) ikinci bir hulusi,üstada ve davaya bagl?l?g? daha kavi olan bir agabey ve burada bu vas?flar?ndan(arka plan?yla beraber) ötürü üstad? Peygamber efendimiz S.A.V yan?nda tahayyül ediyor.Yani belki hayal kuvvetiyle üstad?n? ve misyonunu da bildi
gi için onu orda biliyor.

Ayr?ca risale-i nurlardaki hakikatler çok kuvvetli oldugundan,bunun gibi bizi teşvik eden unsurlara raslanmakla beraber az ihtiyaç gösteriyor.

Risale-i nurdaki hakikatlerin bizlere kafi geldiği böyle teşviklere gerek olmad?ğ? konusu doğru,Fakat bi de olaya bizim cihetten değil de evliyalar cihetiyle bakacak olursak işin rengi değişiyor...Sağlam bi ehl-i tasavvuf arkadaş?mla bu meseleleri konuştuk o da risale -i nuru okumuştu derslere kat?lm?şt?...üstad bu imani ve kurani hakikatlar? yazarken resullullah(sav) taraf?ndan ona evliyalar içinde bu görev verilmiştir o da itiraz etmeden bunlar? zaten yazacakt? demişti...Zaten tasavvufa göre baş?n? peygamberimizin çektiği bir meclis mana aleminde bulunmakta ve hizmet taksimat? yapmaktad?r...Kimileri bu meclise k?rklar meclisi de demektedir...alevilikteki ile kar?şt?r?lmas?n tabi...zaten Hz.ali'nin de ayet-ül kübra dan haber vermesi bunun bir nevi ispat?d?r diye düşünüyorum...ayr?ca baz? sohbetlerde üstad?n talebeleri üstadla ilgili çok acayip hadiseler de anlatm?şlard?...neyse bu mesele için bu kadar yeter...

Paylaş?mlar?n?z için Allah raz? olsun...

Risale-i Nur hakaik-i Kuran 'a ayna olmas? hasebiyle derine dald?kça dibe ulaş?lamayan bir bahr-i muhit adeta . Farkl? derinliklerde müteferrik mücevherlerini , o mertebeye inmiş - hakikatte ç?km?ş- olan muhatab?n?n eline ikram ediyor o yüzden kardeşler aras?nda ki istihraçlar da bu noktadan -- başka esbab?da eklersek-- ayr? düşebiliyor. Bunlar? neden yazd?k ; şundan dolay?
Benim gibi henüz o bahr-i muhitte ayağ?n? ?slatma aşamas?nda bulunan biçareler taraf?ndan Sabri ağabeyin tesbitleri oldukça tefeyyüze medar oluyor dolay?s?yla faraklit kardeşimizin : '' Risale-i nurdaki hakikatlerin bizlere kafi geldiği böyle teşviklere gerek olmad?ğ? konusu doğru'' şeklindeki tesbiti beni dahiline alam?yor ...

Allah ( c.c ) tüm nur talebelerinin istifadelerini ve istifazalar?n? artt?rs?n amin.

gulsah Nickli Üyeden Alıntı

Sabri abinin Barla lahikasındaki mektubunda yer alan bir ifadesi yeni dikkatimi çekti , fark etmemiş olanların ilgisini çekebilir : '' On Dokuzuncu Mektubun dördüncü cüz'ünü, nazar ve teveccüh-ü fâzılânelerinde min-gayr-ı haddin vekilleri bulunduğum mûmâileyh Hulûsi Beyefendiye irsal kılınmak üzere istinsaha başlamıştım. Bin mucize-i Muhammediye münderic olan On Dokuzuncu Mektup, mukaddemen dahi arz edildiği vecihle, arzumun fevkinde pek ziyade ulvî ve nuranî mebâhis ve vekâyi-i risalet-meâbiyeyi beyan ve müjdeyle ruh ve kalb-i âcizîyi bahâr-ı âlem gibi gül ve gülistanlığa çevirmiştir. Bu hususta kalben hisseylediğim duygulardan mütevellid ve lâzımü'l-arz medh ü senâyı gayet parlak bir tarzda arzetmek, ehass-ı emelim ise de, maalesef söylemekten âciz bulunduğumu beyanla iktifa ediyorum. Yalnız şu noktayı hissettim ki: O vekâyide (olaylarda - hadiselerde ) siz cismen değilse de, fakat ruhen, Server-i Kâinat Efendimiz Hazretleriyle beraber idiniz tasavvur ediyorum. Zira o vekayi-i mezkûrenin künyesiyle, mevkiiyle, an'anesiyle kat'iyen müşahede ve ol vecihle nakil ve tahrir buyurduğunuza kani ve kailim. ''

Hem kalbi ,
Hem akli ile
evci kemalata uruc eden saffı evvel yıldızlarından bir yıldızdır Sabri abimiz ( ra )

Harika pişe, manevi gözleri ile gördüğü harikaları bizlere de gösterip görmemizi sağlıyor cennet mekan.
Söylediğini Çok görmeyip,
Az bile söylemiş diyenlerdenim...

Nur içinde uyu ey katibimiz...