Niçin istirahat-i hayat?na çal?şm?yorsun, belki reddediyorsun?
Ve gayet zevkli ve masumane lezzetli bir hayat ve bir ömür kendine Nur dairesinde aram?yorsun ve
ölmeye karar verip raz? oluyorsun?" dedi ve dediler.
Birden gayet kuvvetli iki hakikat, o ikinci nefs-i emmareyi şeytanla beraber susturdu.
Birincisi :
Madem Risale-i Nur'un vazife-i kudsiye-i imaniyesi benim ölümümle daha ziyade halisane inkişaf edecek ve hiçbir cihetle dünya işlerine ve benlik ve enaniyete vesilelikle itham edilmeyecek ve rekabeti tahrik eden hayat-? şahsiyemi bulmad?ğ? için daha mükemmel ve ihlas ile o vazife devam edecek.
Hem ben dünyada kald?kça gerçi bir derece yard?m?m olabilir; fakat adi şahsiyetimin ehemmiyetli rakipleri, münekkitleri, o şahsiyeti itham edebilir ve Risale-i Nur a ihlass?zl?kla ilişebilir ve bir derece çekinir, çekindirir.
Hem bir derece bekçilik yapan bir şahsiyetin yatmas?yla, o daire-i nuraniyedeki bütün ehl-i gayret müteyakk?z davran?r.
Bir nöbettar yerine, binler bekçi ç?kar.
Elbette ölüm gelse, "Baş üstüne geldin" demek gerektir.
Hem, madem Nur şakirtlerinden çoklar? hem mal?n?, hem istirahatini, hem dünya zevklerini, hem lüzum olsa hayat?n? Nurun hizmetinde feda ediyorlar.
Sen, ey nefsim; neden fedakarl?kta en geri kalmak istersin?
Hem katiyen bil ki,
Çok biçarelerin hayat-? bakiyelerini Nurlarla kurtarmak hizmetinde, fani ve zahmetli ihtiyarl?k hayat?n? memnuniyetle b?rakmaya lüzum olsa veya vakti gelse, raz? olmak gayet lezzetli bir şereftir.
Emirdağ Lahikas?/174