insirah Nickli Üyeden AlıntıAziz, s?dd?k kardeşlerim,
Size dört meseleyi beyan etmek kalbime ihtar edildi:
Birincisi : Hem lisan-? hal, hem lisan-? kal ile ve başka tezahüratlarla sorulan bir suale cevapt?r.
Deniliyor ki: "Madem Risale-i Nur hem kerametlidir, hem tarikatlerden ziyade ?mân hakikatlerinin inkişaf?nda terakki veriyor ve sad?k şakirtleri k?smen bir cihette velayet derecesindeler. Neden evliyalar gibi manevi zevkler ve keşfiyatlara ve maddi kerametlere mazhariyetleri görülmüyor; hem onun talebeleri de öyle şeyler aram?yorlar? Bunun hikmeti nedir?"
Elcevap:
Evvela: Sebebi, s?rr-? ihlast?r. Çünkü, dünyada muvakkat zevkler, kerametler tam nefsini mağlup etmeyen insanlara bir maksat olup, uhrevi ameline bir sebep teşkil eder, ihlas? k?r?l?r. Çünkü amel-i uhrevi ile dünyevi maksatlar, zevkler aran?lmaz; aran?lsa, s?rr-? ihlas? bozar.
Saniyen: Kerametler, keşfiyatlar, tarikatta süluk eden ami ve yaln?z iman? taklidi bulunan ve tahkik derecesine girmeyenlere, bazan zay?f olanlar? takviye ve vesveseli şüphelilere kanaat vermek içindir. Halbuki Risale-i Nur'un imani hakikatlerine gösterdiği hüccetler, hiçbir cihette vesveselere meydan vermediği gibi, kanaat vermek cihetinde kerametlere, keşfiyatlara hiç ihtiyaç b?rakm?yor. Onun
Onlar Allah ?n nurunu ağ?zlar?yla söndürmek isterler. Fakat Allah nurunu tamamlayacakt?r-kafirler isterse hoşlanmas?nlar. (Saf Sûresi: 8.)
verdiği iman-? tahkiki, keşfiyat, zevkler ve kerametlerin çok fevkinde olmas?ndan, hakiki şakirtleri, öyle keramet gibi şeyleri aram?yorlar.
Salisen: Risale-i Nur'un bir esas?, kusurunu bilmekle mahviyetkarane yaln?z r?za-y? ?lahi için rekabetsiz hizmet etmektir. Halbuki keramet sahipleri ve keşfiyattan zevklenen ehl-i tarikat?n mabeynindeki ihtilaf ve bir nevi rekabet ve bu enaniyet zaman?nda, ehl-i gafletin nazar?nda, onlara su-i zan edip, o mübarek zatlar?, benlik ve enaniyetle itham etmeleri gösteriyor ki, Risale-i Nur'un şakirtleri, şahs? için keramet ve keşfiyatlar istememek, peşinde koşmamak laz?m ve elzemdir.
Hem onun mesleğinde şahsa ehemmiyet verilmiyor. Şirket-i maneviye ve kardeşler birbirinde tefani noktas?nda Risale-i Nur'un mazhar olduğu binler keramet-i ilmiye ve intişar-? hizmetteki teshilat ve çal?şanlar?n maişetindeki bereket gibi ikramat-? ?lahiye umuma kafi gelir; daha başka şahsi kemalat ve kerameti aram?yorlar.
Rabian: Dünyan?n yüz bahçesi, fani olmak haysiyetiyle, ahiretin baki olan bir ağac?na mukabil gelemez. Halbuki, haz?r lezzete meftun kör hissiyat-? insaniye, fani, haz?r bir meyveyi, baki, uhrevi bir bahçeye tercih etmek cihetiyle, nefs-i emmare bu halet-i f?triyeden istifade etmemek için Risale-i Nur şakirtleri ezvak-? ruhaniyeyi ve keşfiyat-? maneviyeyi dünyada aram?yorlar.
Risale-i Nur şakirtlerine bu noktada benzeyen eskiden bir zat, haremiyle beraber büyük bir makamda bulunduklar? halde, maişet müzayakas? yüzünden haremi, demiş zevcine: "?htiyac?m?z şedittir."
Birden, alt?ndan bir ker*** yanlar?nda haz?r oldu. Haremine dedi: "?şte Cennetteki bizim kasr?m?z?n bir kerpicidir."
Birden o mübarek han?m demiş ki: "Gerçi çok muhtac?z ve ahirette de çok böyle ker***lerimiz var; fakat fani bir surette bu zayi olmas?n, o kasr?m?zdan bir ker*** noksan olmas?n. Dua et, yerine gitsin; bize laz?m değil." Birden yerine gitti, Keşifle gördüler diye rivayet edilmiş.
?şte bu iki kahraman ehl-i hakikat, Risale-i Nur şakirtlerinin dünyaya ait ezvak-? kerametlere koşmad?klar?na bir hüsn-ü misaldir.
Emirdağ Lâhikas? | Yirmi Yedinci Mektubun Lahikas?n?n Zeyli
EN BÜYÜK KERAMET ?HLASTIR.
?HLASI BULAN, N?YE KERAMET ARASIN K?....