Aziz, s?dd?k kardeşlerim,
Ölü iken îmân ile diriltip nûra kavuşturduğumuz ve halk içinde o nûr ile doğru yolda yürüyen kimse... En'âm Sûresi: 6:122.
âyeti hem Risale-i Nur'a, hem kelimesiyle üç kuvvetli emâre ve münasebetlerle Risale-i Nur'un bu biçare şakirtlerine işareti Birinci Şuada izah edilmiş.
Şimdi bu hadisede o emârelerden birisi tam hükmediyor.
Çünkü bize zulmedenler, ellerinde hayat ve medeniyeti ve lezzeti tutup, bizi o tarz-? hayata ehemmiyet vermemekle itham edip mesul ederler, hattâ idam ve ağ?r ceza ile hapse sokmak isterler. Fakat kanunca sebep bulam?yorlar.
Biz dahi elimizde hayat-? bâkiyenin mukaddemesi ve perdesi olan mevti ve ölümü tutup, onlar?n başlar?na vurup intibaha getirmek ve onlar?n hakikî mes'uliyet ve mahkûmiyetten ve idam-? ebedî ve daimî haps-i münferitten kurtulmalar?na bütün kuvvetimizle çal?ş?yoruz.
Hattâ Ankara'ya giden şiddetli risaleler sebebiyle en ağ?r ceza nefsime verilse, fakat ceza verenler o risalelerle ölümün idam?ndan kurtulsalar, hem kalbim, hem nefsim raz? olurlar.
Demek, biz onlar?n iki cihanda yaşamalar?n? istiyoruz, ar?yoruz. Onlar bizim ölmemizi istiyorlar, bahaneler ar?yorlar.
Fakat güneş gibi zâhir ve gözle görünür gündüz gibi bir hakikat-? mevtiye ve hergün insanlarda otuz bin cenaze, ehl-i dalâlet hakk?nda, otuz bin idam-? ebedî, otuz bin haps-i münferit fermanlar?n?, ilâmnamelerini gösterdiklerinden, biz onlara karş? mağlûp değiliz. Ne yaparlarsa yaps?nlar!
Allah'a tâbi olan topluluk gerçek galiplerin tâ kendisidir. Mâide Sûresi: 5:56.
âyeti, on iki senedenberi en ac?nacak mağlûbiyetimiz zaman?nda dahi, cifir ve ebced hesab?yla galibiyetimize ayn? tarihiyle müjde ediyor.
Madem hakikat budur; biz şimdiden sonra hem mahkemeye, hem halka diyeceğiz ki:
"Bu gözümüz önünde ve bizi bekleyen ölümün idam-? ebedîsinden ve karş?m?zda kap?s?n? açan ve bizi cebr-i katî ile çağ?ran kabrin daimî karanl?k haps-i münferidinden kurtulmaya çal?ş?yoruz. Hem sizin de o dehşetli ve çaresiz musibetten kurtulman?za yard?m ediyoruz. Sizin nazar?n?zda en büyük bir mesele-i dünyeviye ve siyasiye, bizim nazar?m?zda ve hakikat cihetinde k?ymeti pek azd?r ve bilfiil vazifedar olmayanlara mâlâyani ve ehemmiyetsizdir ve k?ymeti yoktur. Fakat bizim iştigal ettiğimiz vazife-i zaruriye-i insaniye ise, herkese her zaman ciddî alâkas? var. Bu vazifemizi beğenmeyenler ve kald?ranlar, ölümü kald?rmal? ve kabri kapamal?!"
?kinci ve üçüncü noktalar şimdilik geri kald?.