İnsan hüsn-ü zanna memurdur. İnsan, herkesi kendisinden üstün bilmelidir. Kendisinde bulunan sû'-i ahlâkı, sû'-i zan saikasıyla başkalara teşmil etmesin. Ve başkaların bazı harekâtını, hikmetini bilmediğinden, takbih etmesin. Binaenaleyh eslaf-ı izamın hikmetini bilmediğimiz bazı hallerini beğenmemek, sû'-i zandır. Sû'-i zan ise, maddî ve manevî içtimaiyatı zedeler.
Said Nursi
Hüsn-ü zan: İyi ve güzel zan beslemek, iyi ve güzel düşünce ve kanaat.
Sû'-i ahlâk: Kötü ahlak, ahlak kötülüğü.
Sû'-i zan: Kötü zan, kötü düşünce ve kanaat, kötü gözle bakma.
Saika: Sürükleyici sebep, götürücü sebep, sevkeden sebep. *Sevkedip götüren altıncı his.
Teşmil: Şümullendirme, kapsamlaştırma, genelleştirme, kapsamına alma.
Harekât: Hareketler.
Hikmet: Gözetilen fayda ve gaye. * İnsanın, mevcudatın hakikatlerini bilip hayırlı işleri yapmak sıfatı. * Herkezin bilmediği gizli sebeb. *Ahlaka ve hakikata faydalı kısa söz.
Takbih: Kötüleme, çirkin görme, beğenmeme.
Binaenaleyh: Bundan dolayı.
Eslaf-ı izam: Geçmiş büyük İslam alimleri.
İçtimaiyat: Toplum hayatına ait olma, sosyal hayatla alakalı olma, toplum yaşantısıyla ilgili olmak. *Sosyoloji, toplum hayatı ilmi.