İleride, meşrebini çok beğenen bazı zâtlar ve hodgâm bazı sofi-meşrebler ve nefs-i emmaresini tam öldürmeyen ve hubb-u câh vartasından kurtulmayan bazı ehl-i irşad ve ehl-i hak, Risale-i Nur'a ve şakirdlerine karşı kendi meşreblerini ve mesleklerinin revacını ve etba'larının hüsn-ü teveccühlerini muhafaza niyetiyle itiraz edecekler, belki dehşetli mukabele etmek ihtimali var. Böyle hâdiselerin vukuunda, bizlere itidal-i dem ve sarsılmamak ve adavete girmemek ve o muarız taifenin de rüesalarını çürütmemek gerektir.

Said Nursi

Tarihçe-i Hayat

------------------------------------
Meşreb: Gidiş şekli, anlayış tarzı.
Hodgâm: Kendi keyfini düşünen, bencil.
Sofi-meşreb: Sofi huylu, tarikatçı huylu, sofi yapılı.
Nefs-i emmare: Kütü istek ve düşünceleri uyandırıp yapmaya kuvvetli şekilde zorlayan nefis.
Hubb-u câh: Makam sevgisi.
Varta: Uçurum, kurtuluşun zor olduğu yer, tehlike.
Ehl-i irşad: İrşad ehli.
Şakird: Talebe, öğrenci.
Revac: Kıymet, değer, geçerlik.
Etba': Tabi olanlar, bağlılar.
Hüsn-ü teveccüh: Sevgi ve alâka güzelliği, iyi ve güzel şekilde sevgi ve alâka gösterme.
Hâdise: Olay.
Vukuu: Olması, meydana gelmesi, gerçekleşmesi.
İtidal-i dem: Soğukkanlılık, düşünerek tedbirli ve ölçülü hareket.
Adavet: Düşmanlık.
Muarız: Karşı çıkan, karşı gelen.
Taife: Topluluk.
Rüesa: Reisler, başkanlar.