İstanbul'da Kürdlere edilen Telkinat

(Ruhumu misafireten bir hammal cesedine gönderdim. Ve hammal lisanıyla hammallara hitaben beyan-ı hâl ettim. Kusurumu müstear hammallığıma bağışlamalı.)

Ey hammallar!

Sizin kalbinizde bu fikri ekiyorum. Zira kalbiniz hâli ve bozulmamıştır.

اَتاَنىِ هَوَاهاَ قَبْلَ اَنْ اَعْرِفَ الْهَوٰى ٭ فَصَادَفَ قَلْباً خَالِياً فَتَمَكْنَا

beytinin ruhu sizden tecelli edecek. Kulak istemem, kalble dinleyiniz.

Gayet kıymettar üç cevherimiz var.
Şeriat, namus, gayret lisanıyla muhafazasını bizden istiyorlar:

Birincisi, İslâmiyet ki,
milyonlarla şühedânın kan pahasıdır.

İkincisi, insaniyet ki,
insanı umum âleme sultan eden odur.

Üçüncüsü, milliyetimiz ki,
o âsârıyla hayy olan dâhi seleflerimizle bir rabıta-i ittihadımızdır.

Bundan maada bizim üç düşmanımız var, bizi mahvediyor:

Birincisi, fakr.
Yalnız burada kırk bin hammal buna canlı delillerdir.

İkincisi, cehl.
Bu kırk binde kırk nefer, mürebbi-i efkârî olan gazeteyi bu zaman-ı terakkide okuyamamasıyla müsbittir.

Üçüncüsü, keşmekeştir.
Şimdi dörtyüz bin cesur muharib bir kuvve-i cesimeye malik olduğumuz halde ihtilaf-ı dahiliden dolayı mahv oluyor.

Şimdi bize üç elmas kılınç lazımdır;
tâ ki üç cevherimizi muhafaza ve üç düşmanımızı da mahvetsin:

Birincisi, ittihad-ı millî.
İkincisi, sa’y-i insanî.
Üçüncüsü, muhabbet-i millidir ki,

bu ittihadla o kuvve-i cesimeyi hükümetin eline vermekle harice sarfettiğinden kendimizi müstahak-ı adalet ve ona bedel hükümetten adalet ve müterakim hukukumuzu isteyeceğiz.

Altı yüz seneden beri bayrak-ı tevhidi umum âleme karşı ilan eden ve istibdada şiddet-i itaat ve terk-i âdât-i milliye ile ihtiyarlanan bizim şanlı Türk pederlerimize kuvvet ve cesaretimizi peşkeş ve hediye edelim.
Ona bedel, onların akıl ve marifetinden istifade edeceğiz ve asaletimizi de göstereceğiz.

Elhasıl:
Türkler bizim aklımız, biz de onların kuvveti; mecmuumuz bir iyi insan oluruz. hodserane yapmayacağız.

Bu azmimizle başka unsurlara ders-i ibret vereceğiz. İyi evlad böyle olur.

Hem de istibdat zamanında bir batman itaat etmiş isek, şimdi bin batman itaat ve ittihad farzdır. Zira şimdi sırf menfaati göreceğiz. Çünkü hükümet-i meşruta, hakiki hükümet-i meşruadır.

Elhasıl:
İttifakta kuvvet var. İttihadda hayat var. uhuvvette saadet var. İtaat-i hükümette selâmet var.
Hablü’l metin-i ittihada ve şerit-i muhabbete sarılmak zaruridir.

Said

***