KÖKÜ ECNEBİ DE KENDİSİ BURADA BULUNAN ZINDIKA KOMİTESİ

Otuz sene evvel Dâr-ül Hikmette a'za iken, bir gün arkadaşımızdan ve Dâr-ül Hikmet a'zasından Seyyid Sa'deddin Paşa dedi ki:

"Kat'î bir vasıta ile haber aldım;
kökü ecnebide ve kendisi burada bulunan bir zındıka komitesi, senin bir eserini okumuş.

Demişler ki:
Bu eser sahibi dünyada kalsa, biz mesleğimizi yani zındıkayı, (dinsizliği) bu millete kabul ettiremiyeceğiz. Bunun vücudunu kaldırmalıyız."
diye senin i'damına hükmetmişler. Kendini muhafaza et."

Ben de "Tevekkeltü Alallah, ecel birdir, tegayyür etmez" dedim.

İşte bu komite, otuz sene belki kırk seneden beri hem tevessü' etti, hem benimle mücadelede herbir desiseyi istimal etti.
İki defa imha için hapse ve onbir defa da beni zehirlemeye çalışmışlar.

En son dehşetli plânları, sâbık dâhiliye vekilini ve Afyon'un sâbık valisini ve Emirdağı'nın sâbık kaymakam vekilini aleyhime sevketmeleriyle, resmî hükûmetin nüfuzunu bütün şiddetiyle aleyhimde istimal etmeleridir.

Benim gibi zaîf, ihtiyar, merdümgiriz, fakir, garib, hizmete çok muhtaç bir bîçareye o üç resmî memurlar, aleyhimde öyle bir propaganda yapmış ve herkesteki korku o dereceye varmış ki;
bir memur bana selâm etse, haber aldıkları vakit değiştirdikleri için, casusluktan başka hiçbir memur bana uğramadığını ve komşularımın da bazıları korkularından hiç selâm etmediklerini gördüğüm halde;
inayet ve hıfz-ı İlahî bana bir sabır ve tahammül verdi.
Emsalsiz bu işkence ve bu tazyik, beni onlara dehalete mecbur etmedi.

Tarihçe-i Hayat