+ Konu Cevaplama Paneli
1. Sayfa - Toplam 3 Sayfa var 1 2 3 SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 10 ve 26

Konu: Dünyevî Saadetimiz Meşrûtiyettedir

  1. #1
    Ehil Üye Bîçare S.V. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul/Üsküdar
    Mesajlar
    2.407

    Exclamation Dünyevî Saadetimiz Meşrûtiyettedir

    Hadis-i Şerif Meâli


    Çok çok secde yapın. Çünkü Allah için bir defa secde eden her Müslümanı, Allah mutlaka o secdesi sayesinde Cennette bir derece yükseltir, bir günahını da siler.

    Câmiü's-Sağîr, No: 810


    02.12.2009



    Dünyevî saadetimiz Meşrûtiyettedir


    Ey paşalar, zabitler!
    Hapsimi iktiza eden cinayetlerin icmâli:
    Medar-ı iftiharım olan mehasinim, şimdi günah sayılıyor. Artık nasıl itizar edeyim, mütehayyirim.
    Mukaddeme olarak söylüyorum: Mert olan cinayete tenezzül etmez. Şayet isnad olunsa cezadan korkmaz. Hem de haksız yere idam olunsam, iki şehid sevabını kazanırım. Şayet hapiste kalsam, böyle hürriyeti lâfızdan ibaret bulunan gaddar bir hükûmetin en rahat mevkii hapishane olsa gerektir. Mazlûmiyetle ölmek, zâlimiyetle yaşamaktan daha hayırlıdır. Bunu da derim ki:
    Siyaseti dinsizliğe âlet yapan bazı adamlar, kabahatini setr için başkasını irtica ile ve dinini siyasete âlet yapmakla itham ederler. Şimdiki hafiyeler eskisinden beterdirler. Bunların sadakatine nasıl itimad olunur? Adalet onların sözlerine nasıl bina olunur?
    Hem de cerbeze ile, insan adalet yaparken zulme düşüyor. Zirâ insan kusursuz olmaz. Fakat uzun zamanda ve efrad-ı kesîre içinde ve tahallül-ü mehasinle tâdil olunan müteferrik kusurları cerbeze ile cem edip bir zaman-ı vahidde bir şahs-ı vahidden sudurunu tevehhüm ederek şedid cezaya müstehak görür. Halbuki bu tarz, bir zulm-ü şedîddir.
    Şimdi gelelim on bir buçuk cinayetlerimin tâdâdına:
    Birinci Cinayet: Geçen sene bidayet-i Hürriyette elli-altmış telgraf umum şark aşiretlerine Sadâret vasıtasıyla çektim. Meâli şu idi:
    “Meşrûtiyet ve kanun-u esasî işittiğiniz mesele ise, hakikî adalet ve meşveret-i şer’iyeden ibarettir; hüsn-ü telâkki ediniz. Muhafazasına çalışınız. Zira dünyevî saadetimiz Meşrûtiyettedir. Ve istibdattan herkesten ziyade biz zarardîdeyiz.”
    Her yerden bu telgrafların cevabı, müspet ve güzel olarak geldi. Demek vilâyat-ı şarkiyeyi tenbih ettim, gafil bırakmadım. Tâ yeni bir istibdat onların gafletinden istifade etmesin. Neme lâzım demediğimden cinayet işledim ki, bu mahkemeye girdim.
    İkinci Cinayet: Ayasofya’da, Bayezit’te, Fatih’te, Süleymaniye’de umum ulemâ ve talebeye hitaben müteaddit nutuklarla Şeriatın ve müsemmâ-yı Meşrûtiyetin münasebet-i hakikiyesini izah ve teşrih ettim. Ve mütehakkimane istibdadın Şeriatla bir münasebeti olmadığını beyan ettim. Şöyle ki: “Milletin efendisi, onlara hizmet edendir” (Keşfü’l-Hafâ, 1:462, No: 1515) hadîsinin sırrıyla, Şeriat âleme gelmiş, tâ istibdadı ve zâlimâne tahakkümü mahvetsin.
    Herhangi bir nutuk irad ettimse, herbir kelimesine kimsenin bir îtirazı varsa, bürhan-ı kat’î ile ispata hazırım. Ve dedim ki: Asıl, Şeriatın meslek-i hakikîsi, hakikat-i Meşrûtiyet-i meşrûadır.
    Demek Meşrûtiyeti, delâil-i şer’iye ile kabul ettim. Başka medeniyetçiler gibi taklîdî ve hilâf-ı şeriat telâkki etmedim. Ve şeriatı rüşvet vermedim. Ve ulemâ ve Şeriatı, Avrupa’nın zunûn-u fâsidesinden iktidarıma göre kurtarmaya çalıştığımdan cinayet ettim ki; bu tarz muâmelenizi gördüm.

    Divan-ı Harb-i Örfî, s. 20-23
    http://www.yeniasya.com.tr/2009/12/0...ka/default.htm
    "İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."

    'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz' (Fâtiha Sûresi)


    "İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a da şükretmez.!" (H.Ş.)

    'Bırak bîçare feryâdı, belâdan; gel tevekkül kıl' (17.Söz.)

    "Şimdi 'OKU' kabirde okuyamazsın" (Z.Gündüzalp)

    'ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR' (YENİASYA)

    Selâm ve duâyla. Bîçare S.V.

  2. #2
    Pürheves izgiey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2009
    Mesajlar
    219

    Standart

    Zira dünyevî saadetimiz Meşrûtiyettedir. Ve istibdattan herkesten ziyade biz zarardîdeyiz.”

    Bu o zaman söylenmiş sözden sonra konu ile ilgili ÜstadHz.leri daha neler söylemiş. Özellikle cumhuriyetin nasıl bir istibdat getirdiğini.... Üstad Hz.leirni sürüm süründüren hangi rejim idi?...

  3. #3
    Pürheves izgiey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2009
    Mesajlar
    219

    Standart

    Bu konunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Kimse acaba neden mesaj yazmadı!...

  4. #4
    Yasaklı Üye hotmail - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Mesajlar
    53

    Standart

    Lafı nereye çekeceğin belli de ondan. Bari yarım arpa boyu yol olsaydı.

  5. #5
    Pürheves Sürur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Mesajlar
    179

    Standart

    Meşrûtiyet ve kanun-u esasî işittiğiniz mesele ise, hakikî adalet ve meşveret-i şer’iyeden ibarettir; hüsn-ü telâkki ediniz. Muhafazasına çalışınız. Zira dünyevî saadetimiz Meşrûtiyettedir. Ve istibdattan herkesten ziyade biz zarardîdeyiz.” emeğine sağlık anlamlı paylaşımdı...

  6. #6
    Pürheves izgiey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2009
    Mesajlar
    219

    Standart

    Alıntı hotmail Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Lafı nereye çekeceğin belli de ondan. Bari yarım arpa boyu yol olsaydı.
    Ben kesinlikle doğru şeyleri yazdığıma inanıyorum amma, nedense bazıları doğruları sevmiyor!

  7. #7
    Pürheves izgiey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2009
    Mesajlar
    219

    Standart

    Alıntı hotmail Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Lafı nereye çekeceğin belli de ondan. Bari yarım arpa boyu yol olsaydı.
    Alıntı Sürur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Meşrûtiyet ve kanun-u esasî işittiğiniz mesele ise, hakikî adalet ve meşveret-i şer’iyeden ibarettir; hüsn-ü telâkki ediniz. Muhafazasına çalışınız. Zira dünyevî saadetimiz Meşrûtiyettedir. Ve istibdattan herkesten ziyade biz zarardîdeyiz.” emeğine sağlık anlamlı paylaşımdı...
    Şu söz ne zaman söylenmiş, daha sonra Üstad Hz.leri bu konuda başka neler söylemiş, haberiniz var mı?

  8. #8
    Pürheves izgiey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2009
    Mesajlar
    219

    Standart

    Üstelik bu sistemin ne olduğu günmüzde ayan beyan ortada iken..

  9. #9
    Pürheves izgiey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2009
    Mesajlar
    219

    Standart

    Lütfen artık beşeri sistemleri savunmayı bırakalım da Rabbimizin bize gönderdiği kanunları savunalım. İkisini birden savunmak mümkün değildir, unutmayalım.

  10. #10
    Ehil Üye Bîçare S.V. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul/Üsküdar
    Mesajlar
    2.407

    Exclamation

    Alıntı izgiey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Lütfen artık beşeri sistemleri savunmayı bırakalım da Rabbimizin bize gönderdiği kanunları savunalım. İkisini birden savunmak mümkün değildir, unutmayalım.
    ***********************
    Hâtime




    [Gafil kafaya bir tokmak ve bir ders-i ibrettir.]
    Ey gaflete dalıp ve bu hayatı tatlı görüp ve âhireti unutup dünyaya tâlip bedbaht nefsim! Bilir misin, neye benzersin? Devekuşuna. Avcıyı görür; uçamıyor, başını kuma sokuyor. Tâ avcı onu görmesin. Koca gövdesi dışarıda; avcı görür. Yalnız, o, gözünü kum içinde kapamış; görmez.
    Ey nefis! Şu temsile bak, gör:
    Nasıl dünyaya hasr-ı nazar, azîz bir lezzeti, elîm bir eleme kalbeder. Meselâ, şu karyede, yani Barla’da, iki adam bulunur; birisinin yüzde doksan dokuz ahbabı İstanbul’a gitmişler, güzelce yaşıyorlar. Yalnız birtek burada kalmış; o dahi oraya gidecek. Bunun için, şu adam, İstanbul’a müştaktır, orayı düşünür, ahbaba kavuşmak ister. Ne vakit ona denilse, "Oraya git!"; sevinip, gülerek gider. İkinci adam ise, yüzde doksan dokuz dostları buradan gitmişler. Bir kısmı mahvolmuşlar; bir kısmı ne görür, ne de görünür yerlere sokulmuşlar. Perişan olup gitmişler, zanneder. Şu bîçare adam ise, bütün onlara bedel, yalnız bir misafire ünsiyet edip teselli bulmak ister; onunla o elîm âlâm-ı firâkı kapamak ister.
    Ey nefis! Başta Habîbullah, bütün ahbabın kabrin öbür tarafındadırlar. Burada kalan bir iki tane ise, onlar da gidiyorlar. Ölümden ürküp, kabirden korkup, başını çevirme; merdâne kabre bak, dinle ne talep eder. Erkekçesine ölümün yüzüne gül; bak, ne ister. Sakın gàfil olup ikinci adama benzeme.
    Ey nefsim! Deme, "Zaman değişmiş, asır başkalaşmış; herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder, derd-i maîşetle sarhoştur." Çünkü, ölüm değişmiyor; firâk bekàya kalbolup, başkalaşmıyor. Acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor; ziyâdeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sürat peydâ ediyor.
    Hem deme, "Ben de herkes gibiyim." Çünkü, herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder. Herkesle musîbette beraber olmak demek olan teselli ise, kabrin öbür tarafında pek esassızdır.
    Hem kendini başıboş zannetme. Zîrâ, şu misafirhâne-i dünyada, nazar-ı hikmetle baksan, hiçbir şeyi nizamsız, gàyesiz göremezsin; nasıl, sen nizamsız, gàyesiz kalabilirsin? Zelzele gibi vâkıalar olan şu hâdisât-ı kevniye, tesadüf oyuncağı değiller. Meselâ, zemine nebâtât ve hayvanât envâından giydirilen birbiri üstünde, birbiri içinde, gayet muntazam ve gayet münakkaş gömlekler, baştan aşağıya kadar gàyelerle, hikmetlerle müzeyyen, mücehhez olduklarını gördüğün ve gayet âlî gàyeler içinde kemâl-i intizam ile meczub Mevlevî gibi devredip döndürmesini bildiğin halde, nasıl oluyor ki, küre-i arzın benîâdem’den, bâhusus ehl-i imândan beğenmediği bir kısım etvâr-ı gafletin sıklet-i mâneviyesinden omuz silkmeye benzeyen zelzele gibi
    Hâşiye mevtâlûd hâdisât-ı hayatiyesini, bir mülhidin neşrettiği gibi gàyesiz, tesadüfî zannederek bütün musîbetzedelerin elîm zâyiâtını bedelsiz, hebâen mensur gösterip, müthiş bir yeise atarlar. Hem, büyük bir hatâ, hem büyük bir zulüm ederler. Belki, öyle hâdiseler, bir Hakîm-i Rahîmin emriyle ehl-i imânın fânî malını sadaka hükmüne çevirip, ibkà etmektir ve küfrân-ı nimetten gelen günahlara kefârettir.
    Nasıl ki birgün gelecek, şu musahhar zemin, yüzünün zîneti olan âsâr-ı beşeriyeyi şirkâlûd, şükürsüz görüp çirkin bulur. Hàlık’ın emriyle büyük bir zelzele ile bütün yüzünü siler, temizler. Allah’ın emriyle, ehl-i şirki Cehenneme döker; ehl-i şükre,

    "Haydi, Cennete buyurun" der.


    Hâşiye:

    İzmir’in zelzelesi münâsebetiyle yazılmıştır.


    Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
    Dünya hayatı aldatıcı bir menfaatten başka birşey değildir. (Âl-i İmrân Sûresi: 185.)
    "İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."

    'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz' (Fâtiha Sûresi)


    "İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a da şükretmez.!" (H.Ş.)

    'Bırak bîçare feryâdı, belâdan; gel tevekkül kıl' (17.Söz.)

    "Şimdi 'OKU' kabirde okuyamazsın" (Z.Gündüzalp)

    'ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR' (YENİASYA)

    Selâm ve duâyla. Bîçare S.V.

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Cevaplar: 8
    Son Mesaj: 05.05.13, 21:46
  2. Tüm Dünyevi Düşüncelerinizden Arınarak Giriniz
    By delailinnur in forum Hz. Muhammed (S.A.V)
    Cevaplar: 83
    Son Mesaj: 31.10.08, 17:42
  3. Kiymettar Dualar Dünyevi Istekler Icin Okunur Mu?
    By Gül-ihamra in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 17
    Son Mesaj: 13.04.08, 12:34
  4. Acil Saadete ve Dünyevi Cennete Buyrunuz..
    By acizizfakiriz in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 23.08.07, 23:05
  5. Yeknesak Dünyevi Meşguliyet,Ulvi Melekeyi Köreltir
    By elff in forum Risale-i Nur Talebeliği
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 22.02.07, 13:08

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Var
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0