+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 2 ve 2

Konu: Sosyal Yaraların Merhemi

  1. #1
    Ehil Üye Bîçare S.V. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul/Üsküdar
    Mesajlar
    2.407

    Exclamation Sosyal Yaraların Merhemi

    Âyet-i Kerime Meâli

    Geri çevrilmeyecek bir gün Allah tarafından gelmeden önce Rabbinizin dâvetine uyun. O gün ne sığınacak bir yeriniz olur, ne de yaptıklarınızı inkâr edebilirsiniz.
    Şûrâ Sûresi: 47
    10.06.2009



    Sosyal yaraların merhemi

    Sekizinci Nükte: “Eğer senden yüz çevirecek olurlarsa de ki: Allah bana yeter” (Tevbe Sûresi, 9:129.) âyetinden evvelki olan “Size kendi içinizden öyle bir peygamber geldi ki... (ilâ ahir)” (Tevbe Sûresi, 9:128.) âyeti, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın ümmetine karşı kemâl-i şefkat ve nihayet re’fetini gösterdikten sonra, şu “Eğer senden yüz çevirecek olurlarsa...” âyetiyle der ki:
    “Ey insanlar, ey Müslümanlar! Böyle hadsiz bir şefkatiyle sizi irşad eden ve sizin menfaatiniz için bütün kuvvetini sarf eden ve mânevî yaralarınız için, kemâl-i şefkatle, getirdiği ahkâm ve Sünnet-i Seniyyesiyle tedavi edip merhem vuran şefkatperver bir zâtın bedihî şefkatini inkâr etmek ve gözle görünen re’fetini itham etmek derecesinde onun sünnetinden ve tebliğ ettiği ahkâmdan yüzlerinizi çevirmek ne kadar vicdansızlık, ne kadar akılsızlık olduğunu biliniz.
    “Ve ey şefkatli Resûl ve ey re’fetli Nebî! Eğer senin bu azîm şefkatini ve büyük re’fetini tanımayıp akılsızlıklarından sana arka verip dinlemeseler, merak etme. Semâvat ve arzın cünudu taht-ı emrinde olan, Arş-ı Azîm-i Muhitin tahtında saltanat-ı rububiyeti hükmeden Zât-ı Zülcelâl sana kâfîdir. Hakikî mutî taifeleri senin etrafına toplattırır, seni onlara dinlettirir, senin ahkâmını onlara kabul ettirir.”
    Evet, Şeriat-ı Muhammediye ve Sünnet-i Ahmediyede hiçbir mesele yoktur ki, müteaddit hikmetleri bulunmasın. Bu fakir, bütün kusur ve aczimle beraber bunu iddia ediyorum ve bu dâvânın ispatına da hazırım. Hem şimdiye kadar yazılan yetmiş seksen Risâle-i Nuriye, Sünnet-i Ahmediyenin ve Şeriat-ı Muhammediyenin (asm) meseleleri ne kadar hikmetli ve hakikatli olduğuna yetmiş seksen şahid-i sadık hükmüne geçmiştir. Eğer bu mevzua dair iktidar olsa, yazılsa, yetmiş değil, belki yedi bin risâle, o hikmetleri bitiremeyecek.
    Hem ben şahsımda bilmüşahede ve zevken, belki bin tecrübâtım var ki, mesâil-i şeriatla Sünnet-i Seniyye düsturları, emrâz-ı ruhaniyede ve akliyede ve kalbiyede, hususan emrâz-ı içtimaiyede gayet nâfi birer devâdır bildiğimi ve onların yerini başka felsefî ve hikmetli meseleler tutamadığını, bilmüşahede kendim hissettiğimi ve başkalarına da bir derece risâlelerde ihsas ettiğimi ilân ediyorum. Bu dâvâmda tereddüt edenler, Risâle-i Nur eczalarına müracaat edip baksınlar.
    İşte böyle bir zâtın Sünnet-i Seniyyesine elden geldiği kadar ittibâa çalışmak ne kadar kârlı ve hayat-ı ebediye için ne kadar saadetli ve hayat-ı dünyeviye için ne kadar menfaatli olduğu kıyas edilsin.
    Lem’alar, s. 60, (yeni tanzim, s. 183)
    LÜGATÇE:
    mesâil-i şeriat: Şeriat meseleleri.
    Sünnet-i Seniyye: Peygamberimizin (asm) sözleri ve yaşantısı.
    emrâz-ı ruhaniye ve akliye ve kalbiye: Kalp, akıl ve ruh hastalıkları.
    emrâz-ı içtimaiye: Toplumsal hastalıklar, sosyal yaralar.
    nâfi: Menfaatli, faydalı, şifalı.
    Bediüzzaman Said Nursi
    10.06.2009 Alıntı: http://www.yeniasya.com.tr

    "İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."

    'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz' (Fâtiha Sûresi)


    "İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a da şükretmez.!" (H.Ş.)

    'Bırak bîçare feryâdı, belâdan; gel tevekkül kıl' (17.Söz.)

    "Şimdi 'OKU' kabirde okuyamazsın" (Z.Gündüzalp)

    'ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR' (YENİASYA)

    Selâm ve duâyla. Bîçare S.V.

  2. #2
    Ehil Üye Bîçare S.V. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul/Üsküdar
    Mesajlar
    2.407

    Standart

    BU OLAYLAR BAŞKA BİR ÜLKEDE OLSA...

    Adana'da bir kişinin 8 aile ferdini öldürmesi ve bir kız öğrencinin annesini kurşunlamasının çok düşündürücü olduğunu belirten Prof. Dr. Ercan Tatlıdil, bu olayların başka bir ülkede olması halinde çözüm için tüm kurumların bir araya gelip konuyu masaya yatırdıklarını, ama bu durumun Türkiye'de olmadığını ifade etti.
    DEĞERLER SİSTEMİNDE AŞINMA VAR


    Prof. Tatlıdil, “Bu tür olayları sadece ekonomik krize bağlamak anlamlı değil. Değerler sistemimizde bizi birbirimize bağlayan, toplumun üyesi olarak paylaştığımız bazı değerler var. Bu değerlerde bir aşınma var. İnsanların ailelerini katletmeleri, çocukların aile fertlerini öldürmeleri bu aşınmanın sonucu” dedi.


    DİNî DEĞERLER FREN VAZİFESİ GÖRÜYOR

    Dinî değerler ve geleneksel dayanışma kodlarının sosyal risklere karşı fren vazifesi gördüğünü belirten Prof. Dr. Ahmet Özer, “Devlet, son yıllarda kırsal alanları güvenli hale getireceğim diye kentlerin varoşlarında fitili ateşlenmemiş bombalar meydana getirdi. Bunlar açlık, yoksulluk ve yoklukla mâlûl bombalardır” dedi.


    Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Özer, ekonomik sorunlar ve işsizlik nedeniyle gerçekleşen göçlerin sosyal riski artırdığını belirterek, ‘’Bir an önce herkesi bulunduğu yerde yaşayabilir kılmak gerekiyor’’ dedi.
    Prof. Dr. Ahmet Özer, yaptığı açıklamada, sabit sermaye yatırımlarındaki azalmanın, fabrika ve iş yeri açılmamasının işsizliği artırdığını, son rakamlara göre çalışabilecek durumdaki yaklaşık 8 milyon kişinin işsiz olduğunu söyledi. İşsizliğin birçok sosyal riski beraberinde taşıdığını belirten Prof. Dr. Özer, şöyle konuştu:
    ‘’Evine ekmek götürebilecek olmasına rağmen çalışamayan bu nüfus, ekonomiye de bir yük teşkil ediyor. Bir ailede de böyledir. Üretmeden tüketenlerin sayısı çoğaldığı zaman, ailenin huzuru bozulur. Giderek büyüyen nüfus, yatırım azlığı nedeniyle büyük bir işsizlikle karşı karşıya getiriyor ekonomiyi. Bu, ailelerde moral motivasyon eksikliğine neden olduğu gibi ülke ekonomisini olumsuz etkiliyor. Bu durum aynı zamanda gelecekte meydana gelebilecek sosyal patlamaların da düzenleyicisi durumunda.’’
    Kırsal alanlardan gelen yoksulların, şehirlere çeşitli imkansızlıkları da birlikte getirdiğini ifade eden Prof. Dr. Özer, bu nüfusun şehirleşemeyerek arada kaldığını, bunun da şehrin üstünde, toplumsal yapıda ve ülkede giderek tazyik meydana getirdiğini bildirdi. Şehirlerde artık birden fazla şehrin bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Özer, ‘’Kenti çepeçevre saran varoş kentler oluştu. Bunlara uydu kentler denebilir. Bu yapı içinde çok fazla kriminal olaylar ortaya çıkıyor ve mahkemeler yetersiz kalıyor, çeteler oluşuyor. İnsanlar halledemedikleri sorunları çetelere havale ediyor’’ dedi.
    İşsizlik sebebiyle şehirlerin varoşlarında sosyal patlamaların görülebileceğini belirten Prof. Dr. Özer, bugüne kadar dini değerler ve geleneksel dayanışma kodlarının sosyal risklere karşı fren vazifesi gördüğünü kaydetti. İşsizliğin göçleri tetiklediğine işaret eden Prof. Dr. Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:
    ‘’Devlet, son yıllarda, kırsal alanları güvenli hale getireceğim diye kentlerin varoşlarında fitili ateşlenmemiş bombalar meydana getirdi. Bunlar açlık, yoksulluk ve yoklukla malul bombalardır. Bunların önüne geçilebilmesinin yolu, bir an önce herkesi bulunduğu yerde yaşayabilir kılmaktan geçiyor. Van’ın, Batman’ın, Diyarbakır’ın sorunlarını çözmediğiniz takdirde İstanbul’un, Antalya’nın, Mersin’in sorunlarını çözemezsiniz. Orası huzura kavuşmadığı takdirde burası da huzura kavuşamaz. Bunlar birbirlerine bağlıdır. Bu göçlerin önüne geçilmesi gerekir. Sanayi mi olacak, kırsal sanayi kuralım. Tarım mı olacak, modern tarım için ucuz ve kolay ulaşılabilir krediler sağlayalım. Güvenlik mi yok, o zaman barış ortamını tesis edelim. Böylece insanlar köylerinden kırlarından ata baba topraklarından göçüp gelmesinler.’’ Antalya / aa


    Değerler sisteminde aşınma var
    Ege Üniversitesi (EÜ) Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Tatlıdil, şiddet olaylarının sadece ekonomik krize bağlanmaması gerektiğini ifade ederek, “Bizi birbirimize bağlayan, paylaştığımız değerlerde bir aşınma var. Bunların mutlaka sorgulanması gerekiyor’’ dedi. Prof. Dr. Tatlıdil, yaptığı açıklamada,Türkiye’nin kadına yönelik şiddet, aile içi şiddet, futbol sahalarında şiddet gibi konularda son zamanlarda daha sık gündeme geldiğini söyledi. Bu tarz gerginliklerin neden yaşandığının irdelenmesi gerektiğini, şiddet olaylarının sürekli ‘’münferit’’ olarak algılanmasının yanlış olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tatlıdil, ‘’Bu olaylar, Türk toplumunun yarattığı değerlerdeki aşınmanın doğal bir süreci olarak ele alınmalı’’ dedi. Son zamanlarda Adana’da bir kişinin 8 aile ferdini öldürmesi ve bir kız öğrencinin sınava göndermediği gerekçesiyle annesini kurşunlaması olaylarının çok düşündürücü olduğunu belirten Prof. Dr. Tatlıdil, bu tarz olayların başka bir ülkede olması halinde sorunun çözülmesi için tüm kurumların bir araya gelerek konuyu masaya yatırdıklarını, ancak bu durumun Türkiye’de olmadığını ifade etti. Şiddet olaylarının sadece ekonomik krize bağlanmaması gerektiğini bildiren Prof. Dr. Tatlıdil şöyle konuştu: ‘’Günlük yaşamımızda şiddet olaylarının neden yaşandığını Başbakanlık, Aile Araştırma Kurumu, Milli Eğitim, Kültür Bakanlığı ve ilgili kurumların araştırması gerek. Ne yazık ki bu tür olayları hep münferit gördük. Bu tür olaylar toplumumuzun yarattığı bir problemdir. Bu tür olayları sadece ekonomik krize bağlamak anlamlı değildir. Krizin yansıttığı ekonomik bunalım şiddete neden olmuyor. Değerler sistemimizde bizi birbirimize bağlayan, toplumun üyesi olarak paylaştığımız bazı değerler vardır. Paylaştığımız değerlerde bir aşınma var. İnsanların ailelerini katletmeleri, çocukların aile fertlerini öldürmeleri bu aşınmanın sonucudur. Türk milleti olarak paylaştığımız ilişkilerde referans olan değerlerimiz farklılaşıyor. Bunların mutlaka sorgulanması gerekiyor.’’ Özellikle medyanın kötü örnek teşkil ettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Tatlıdil, ‘’Televizyon, gazete, hatta sinema, insanların şiddete yönelmesinde etkili oluyor. Akıllı işaretler koymakla olay bitmiyor. Kültür politikamızın mutlaka yapılanma sürecine girmesi lazım’’ dedi. İzmir / aa
    10.06.2009 Alıntı: http://www.yeniasya.com.tr
    "İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."

    'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz' (Fâtiha Sûresi)


    "İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a da şükretmez.!" (H.Ş.)

    'Bırak bîçare feryâdı, belâdan; gel tevekkül kıl' (17.Söz.)

    "Şimdi 'OKU' kabirde okuyamazsın" (Z.Gündüzalp)

    'ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR' (YENİASYA)

    Selâm ve duâyla. Bîçare S.V.

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. İşte bu müdhiş marazın merhemi, ilâcı ihlastır.
    By fanidünya... in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 12.04.14, 18:14
  2. Sosyal Yaraların Merhemi
    By Bîçare S.V. in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 30.06.11, 09:27
  3. Sosyal Zeka
    By slim in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 01.02.09, 21:05
  4. Sosyal Sünnetlerimiz
    By Meyvenin Zeyli in forum Sahabeler ve Sünnet-i Seniyye
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 17.10.07, 13:25
  5. Kalbin Beş Yarasına Beş Merhemi Tazammun Eder
    By Ebu Hasan in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 6
    Son Mesaj: 24.04.07, 20:30

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Var
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0