ÂYET-Ý KERÝME MEÂLÝ
Ýlahlarýnýn onlara bir yardýmý dokunmaz; onlarýn kendileri, ilâhlarýný koruyan hazýr askerlerdir.
Yâsin Sûresi: 75
05.11.2006
HADÝS-Ý ÃžERÝF MEÂLÝ
Ümmetimin bozulduðu bir zamanda benim sünnetime sýmsýký sarýlan kimseye bir þehid sevabý vardýr.
Câmi'ü's-Saðîr, c: 3, 3778
05.11.2006
Nurcular, maðlup edilemez ve daðýtýlamaz
Azîz, sýddîk kardeþlerim,
Ehemmiyetli bir taraftan, ehemmiyetli ve mânidar bir suâl edilmiþ. Bana sordular ki: “Siz, cemiyet olmadýðýnýza üç mahkeme o cihette berâet vermesiyle ve yirmi seneden beri tarassud ve nezâret eden altý vilâyetin o noktadan iliþmemeleriyle tahakkuk ettiði halde; Nurcularda öyle hârika bir alâka var ki, hiçbir cemiyette, hiçbir komitede yoktur. Bu müþkülü halletmenizi isteriz” dediler.
Ben de cevaben dedim ki:
“Evet, Nurcular, cemiyet-memiyet, husûsan siyasî ve dünyevî ve menfì ve þahsî ve cemaatî menfaat için teþekkül eden cemiyet ve komite deðiller ve olamazlar. Fakat, bu vatanýn eski kahramanlarý kemâl-i sevinçle þehâdet mertebesini kazanmak için ruhlarýný fedâ eden milyonlar Ýslâm fedâilerinin ahfadlarý, oðullarý ve kýzlarý, o fedâilik damarýndan irsiyet almýþlar ki, bu hârika alâkayý gösterip, Denizli Mahkemesinde bu âciz, bîçare kardeþlerine bu gelen cümleyi onlar hesâbýna söylettirdiler: ‘Milyonlar kahraman baþlar fedâ olduklarý bir hakîkate baþýmýz dahi fedâ olsun!’ diye, onlar nâmýna söylemiþ; mahkemeyi hayret ve takdirle susturmuþ. Demek Nurcularda hakîki, hâlis, sýrf rýzâ-i Ýlâhî için ve müsbet ve uhrevî fedâiler var ki, mason ve komünist ve ifsad ve zýndýka ve ilhad ve taþnak gibi dehþetli komiteler o Nurculara çare bulamayýp, hükûmeti ve adliyeyi aldatarak lâstikli kanunlar ile onlarý kýrmak ve daðýtmak istiyorlar. Ýnþallah bir halt edemezler. Belki Nurun ve îmânýn fedâilerini çoðaltmaya sebebiyet verecekler.”
Tarihçe-i Hayat, s. 518; Þuâlar, s. 447
***
Risâle-i Nur’a karþý gizli düþmanlarýmýzdan bâzý zýndýklarýn þeytânetiyle çevrilen plânlar ve hücumlar, inþaallah, bozulacaklar. Onun þâkirtleri, baþkalara kýyas edilmez, daðýttýrýlmazlar, vazgeçirilmezler, Cenâb-ý Hakkýn inâyetiyle maðlûp edilmezler.
Tarihçe-i Hayat, s. 483; Þuâlar, s. 317
***
Risâle-i Nur’a mübareze edemezsiniz ve etmeyiniz. Onu maðlûp edemezsiniz. Mübarezede millet ve vatana büyük zarar edersiniz. Fakat þakirtlerini daðýtamazsýnýz. Çünkü, hakikat-i Kur’âniyenin muhafazasý yolunda kýrk elli milyon þehid veren bu vatandaki geçmiþ ecdatlarýmýzýn ahfadlarýna bu zamanda hakikat-i Kur’âniyenin muhafazasý ve âlem-i Ýslâmýn nazarýnda eskisi gibi dindarâne kahramanlýklarý terk ettirilmeyecek. Zâhiren çekilseler de, o hâlis þakirtler, ruh u canýyla o hakikate baðlýdýrlar. Ve o hakikatin bir aynasý olan Risâle-i Nur’u terkedip, o terk ile vatan ve millet ve âsâyiþe zarar vermeyeceklerdir.
Tarihçe-i Hayat, s. 495; Þuâlar, s. 345
05.11.2006