Ramazanda ibadetlerdeki manevî ortakl?k
Aziz, s?dd?k kardeşlerim,
Evvelâ: Bütün ruh u can?mla mübarek Ramazan?n?z? tebrik ederim. Ve o mübarek şehirde ettiğiniz duâlar?n, Cenâb-? Hak yan?nda makbul olmas?n? Erhamürrâhimînden niyâz ederim.
Saniyen: Bu seneki Ramazan-? Şerif hem âlem-i ?slâm için, hem Risâle-i Nur şakirtleri için gayet ehemmiyetli, pek çok k?ymetlidir.
Risâle-i Nur şakirtlerinin iştirâk-i âmâl-i uhreviye düstur-u esasiyeleri s?rr?nca, herbirisinin kazand?ğ? miktar, herbir kardeşlerine ayn? miktar defter-i âmâline geçmesi, o düsturun ve rahmet-i ?lâhiyenin muktezas? olmak haysiyetiyle, Risâle-i Nur dairesine s?dk ve ihlâsla girenlerin kazançlar? pek azim ve küllîdir. Herbiri, binler hisse al?r. ?nşaallah, emval-i dünyeviyenin iştirâki gibi ink?sam ve tecezzî etmeden, herbirisine, ayn? amel defterine geçmesi, bir adam?n getirdiği bir lâmba, binler aynalar?n herbirisine ayn? lâmba ink?sam etmeden girmesi gibidir.
Demek, Risâle-i Nur’un sad?k şakirtlerinden birisi leyle-i Kadrin hakikatini ve Ramazan’?n yüksek mertebesini kazansa, umum hakikî sad?k şakirtler sahip ve hissedar olmak, vüs’at-i rahmet-i ?lâhiyeden çok kuvvetli ümitvâr?z.
***
Aziz, s?dd?k, mübarek, kahraman kardeşlerim,
Evvelâ: Bu mübarek Ramazan’da, iştirâk-i âmâl düstur-u esasiyle, herbir has kardeşimizin k?rk bin dili bulunan bir melâike hükmünde, k?rk bin dillerle, yani kardeşlerin adedince manevî dilleriyle ettikleri ve edecekleri duâlar, rahmet-i ?lahiye nezdinde makbul olmas?n?, o lisanlar adedince, Cenâb-? Erhamürrâhimînden niyaz ediyoruz. Bu mahiyetteki Ramazan’?n?z? tebrik ediyoruz.
Kastamonu
Lâhikas?, s. 65
***
Mübarek Ramazan’?n Leyle-i Kadir s?rr?yla, seksen üç sene bir ömr-ü manevî kazand?rmas? s?rr-? hikmetiyle ve Risâle-i Nur’un şakirtlerindeki s?rr-? ihlâsla, tesanüd ve iştirâk-i âmâl-i uhrevî düsturuyla, herbir sad?k şakirt, o fevkalâde manevî kazanc? elde edeceğine gayet kuvvetli bir delili budur ki:
Bu daire içinde k?rk bin, belki yüz bin halis, hakikî mü’minlerin içinde hakikat-i leyle-i Kadri elde edecek bir, iki, on, yirmi değil, belki yüzlerin elde etmesi ihtimali kavîdir.
S?rr-? ihlâsla ve iştirâk-i âmâl-i uhrevî düsturunun s?rr?yla biz ve siz bu hakikate müteveccihen, bu Ramazan-? Şerif’te herbirimiz umumun hesab?na ve umum arkadaşlar? içinde kendini farz edip, nun-u mütekellim-i maalgayr?, yani daima “Bizi mükâfâtland?r, bize merhamet et, bizi bağ?şla, bize muvaffakiyet ihsan et ve bizi doğru yoldan ay?rma. Bu leyle-i Kadri, hakk?m?zda bin aydan hay?rl? k?l” gibi kelimelerde “Biz (Nâ)” içinde umum kardeşlerini niyet etmektir. Ve bilhassa, en zay?f olan bu kardeşinizi, ağ?r vazifesinde, o hususi niyetle yard?m etmektir.
Kastamonu Lâhikas?, s. 138
Lügatçe:
iştirâk-i âmâl-i uhreviye: Ahirete yönelik amellerde ortakl?k.
defter-i âmâl: Amel defteri.
emval-i dünyeviye: Dünyevî mallar.
ink?sam: K?s?mlara ayr?lma, bölünme.
tecezzî: Parçalanma.
vüs’at-i rahmet-i ?lâhiye: Allah’?n geniş rahmeti.
tesanüd: Dayan?şma. nun-u mütekellim-i maalgayr: Konuşan kimsenin kendisinin de içinde bulunduğu bir cemaata ait fiili ifade eden kelimelerin sigas?d?r.