Kastamonu lahikas?ndan/56
Feyzi kardeşim,
Sen Isparta vilayetindeki kahramanlara benzemek istiyorsan, tam onlar gibi olmal?s?n.
Hapishanede-Allah rahmet eylesin-mühim bir şeyh ve mürşid ve cazibedar bir Nakşî evliyas?ndan bir zat, dört ay mütemadiyen Risale-i Nur'un elli altm?ş şakirtleri içinde celbkârâne sohbet ettiği halde, yaln?z birtek şakirdi muvakkaten kendine çekebildi. Mütebakisi, o cazibedar şeyhe karş? müstağni kald?lar.
Risale-i Nur'un yüksek, k?ymettar hizmet-i imaniyesi onlara kâfi olarak kanaat veriyordu.
O şakirtlerin gayet keskin kalb ve basireti şöyle bir hakikati anlam?ş ki:
Risale-i Nur'a hizmet ise, iman? kurtar?yor; tarikat ve şeyhlik ise, velayet mertebeleri kazand?r?yor.
Bir adam?n iman?n? kurtarmak ise, on mümini velayet derecesine ç?karmaktan daha mühim ve daha sevapl?d?r.
Çünkü iman, saadet-i ebediyeyi kazand?rd?ğ? için bir mümine, küre-i arz kadar bir saltanat-? bakiyeyi temin eder. Velayet ise, müminin Cennetini genişlettirir, parlatt?r?r. Bir adam? sultan yapmak, on neferi paşa yapmaktan ne kadar yüksek ise, bir adam?n iman?n? kurtarmak, on adam? velî yapmaktan daha sevapl? bir hizmettir.
?şte bu dakik s?rr?, senin Ispartal? kardeşlerin bir k?sm?n?n ak?llar? görmese de umumunun keskin kalbleri görmüş ki, benim gibi biçare günahkâr bir adam?n arkadaşl?ğ?n? evliyalara, belki de eğer bulunsayd? müctehidlere dahi tercih ettiler.
Bu hakikata binaen, bu şehre bir kutup, bir gavs-? âzam gelse, "Seni on günde velayet derecesine ç?karacağ?m" dese, sen Risale-i Nur'u b?rak?p onun yan?na gitsen, Isparta kahramanlar?na arkadaş olamazs?n.