elff Nickli Üyeden Alıntı
Tenbih
Medeniyetten istifam, sizi düşündürecek.
Evet, böyle istibdat ve sefahete ve zilletle memzuç medeniyete, bedeviyeti tercih ediyorum.
Bu medeniyet, eşhası fakir ve sefih ve ahlâksız eder.
Fakat hakikî medeniyet, nev-i insanın terakki ve tekemmülüne ve mahiyet-i nev'iyesinin kuvveden fiile çıkmasına hizmet ettiğinden, bu nokta-i nazardan medeniyeti istemek, insaniyeti istemektir.
Hem de mânâ-yı meşrutiyete iptilâ ve muhabbetimin sebebi şudur ki:
Asya'nın ve âlem-i İslâmın istikbalde terakkisinin birinci kapısı meşrutiyet-i meşrua ve şeriat dairesindeki hürriyettir.
Ve talih ve taht ve baht-ı İslâmın anahtarı da meşrutiyetteki şûrâdır.
Zira, şimdiye kadar üç yüz yetmiş milyon İslâm ecanibin istibdâd-ı mânevîsi altında eziliyordu.
Şimdi hakimiyet-i İslâmiye, âlemde, bahusus bundan sonra Asya'da hükümfermâ olduğu halde, herbir ferd-i Müslüman hâkimiyetin bir cüz-ü hakikîsine mâlik olur. Ve hürriyetten üç yüz yetmiş milyon İslâmı esaretten halâs etmeye bir çâre-i yegânedir.
Farz-ı muhal olarak, burada yirmi milyon nüfus, tesis-i hürriyette çok zarardîde olsalar da, feda olsunlar. Yirmiyi verir, üç yüzü alırız.
Yazık! Eyvahlar olsun! Bizdeki unsurlar, ırklar, hava gibi muhtelittir. Su gibi memzuç olmamışlar. İnşaallah, elektrik-i hakaik-i İslâmiyetle imtizaç ederek, ziya-yı maarif-i İslâmiye hararetiyle kuvvet tevlid ederek bir mizâc-ı mutedile-i adalet vücuda gelecektir.
Yaşasın meşrutiyet-i meşrua!
Sağ olsun hakikat-i şeriat terbiyesinden tam ders alan neyyir-i hürriyet!
İstibdadın Garibüzzamanı
Meşrutiyetin Bediüzzamanı
Şimdikinin de Bid'atüzzamanı
Said Nursî
Divan-ı Harb-i Örfi