Muhterem Üstad?m, fakirin bir nokta çok hayretini mucib oluyor. Sizden bir mes'elenin izah?n? rica ediyorum. ?zah ediyorsunuz. O izahta da, muhtaç izah noktalar? bulunuyor. Öyle lâtif ve şümullü cümlelerle cevap veriyorsunuz ki, o cümleleri de anlamak için suâl icab ediyor. Bundan şu netice ç?k?yor ki, Sözlerinizin her sat?r?, bir kitab teşkil edecek kadar şümullü ve mânidard?r. ?stenildiği kadar izah olunabilecektir. Barl.Lahk.
Okurken, belki izah edilmesini isteyen kardeşlerimiz olacakt?r. Fakat, bu hususta arz edeyim ki, Üstâd?m?z Bediüzzaman, bir Nur Talebesine Risâle-i Nur’dan bâzan okuyuvermek lütfunu bahşederken, izah etmiyor, diyor ki: "Risâle-i Nur, imânî meseleleri lüzûmu derecesinde izah etmiş. Risâle-i Nur’un hocas? Risâle-i Nur’dur. Risâle-i Nur, başkalar?ndan ders almaya ihtiyaç b?rakm?yor...Okunan Türkçe veya Arapça bir risâlenin izah?, başka bir risâlede varsa, onu getirip okuyor. Konferans
Mânevî bir elektrik olan Resâili’n-Nur dahi gayet yüksek ve derin bir ilim olduğu halde, külfet-i tahsile ve derse çal?şmaya ve başka üstadlardan taallüm edilmeye ve müderrisînin ağz?ndan iktibas olmaya muhtaç olmadan, herkes derecesine göre o ulûm-u âliyeyi, meşakkat ateşine lüzum kalmadan anlayabilir, kendi kendine istifade eder, muhakkik bir âlim olabilir. Hem işaret eder ki, Resâili’n-Nur Müellifi dahi ateşsiz yanar, tahsil için külfet ve ders meşakkatine muhtaç olmadan kendi kendine nurlan?r, âlim olur. 1.şua