![]()
![]()
Yapt?klar? kötülüklerle sevinen ve yapmad?klar? hay?rla övülmekten hoşlanan kimseleri, sak?n azabdan kurtulurlar zannetme. Onlar için pek ac? bir azab vard?r. (Al-i ?mrân Sûresi: 188.)
Nefs-i emmâreme bir sille-i te’dib
Ey fahre meftun, şöhrete mübtelâ, methe düşkün, hodbînlikte bîhemtâ sersem nefsim! Eğer binler meyve veren incirin menşei olan küçücük bir çekirdeği ve yüz salk?m ona tak?lan üzümün siyah kurucuk çubuğu bütün o meyveleri, o salk?mlar? kendi hünerleri olduğu; ve onlardan istifade edenler o çubuğa, o çekirdeğe medih ve hürmet etmek lâz?m olduğu, hak bir dâvâ ise, senin dahi sana yüklenen ni’metler için fahre, gurura, belki bir hakk?n var. Halbuki, sen dâim zemme müstehaks?n. Zîrâ o çekirdek ve o çubuk gibi değilsin. Senin bir cüz-i ihtiyâr?n bulunmakla, o ni’metlerin k?ymetlerini fahrin ile tenkîs ediyorsun. Gururunla tahrip ediyorsun ve küfrân?nla iptal ediyorsun ve temellükle gasb ediyorsun.
Senin vazifen fahr değil, şükürdür. Sana lây?k olan şöhret değil, tevâzudur, hacâlettir. Senin hakk?n medih değil istiğfard?r, nedâmettir. Senin kemâlin hodbînlik değil, hudâbînliktedir. Evet, sen benim cismimde âlemdeki tabiata benzersin. ?kiniz, hayr? kabul etmek, şerre mercî olmak için yarat?lm?şs?n?z. Yani, fâil ve masdar değilsiniz, belki münfail ve mahalsiniz.
Yaln?z bir tesiriniz var; o da hayr-? mutlaktan gelen hayr? güzel bir sûrette kabul etmemenizden, şerre sebep olman?zd?r. Hem, siz birer perde yarat?lm?şs?n?z; tâ güzelliği görülmeyen zâhirî çirkinlikler size isnad edilip, Zât-? Mukaddese-i ?lâhiyenin tenzihine vesîle olas?n?z. Halbuki, bütün bütün vazife-i f?trat?n?za z?d bir sûret giymişsiniz. Kabiliyetsizliğinizden hayr? şerre kalbettiğiniz halde, Hàl?k?n?zla güyâ iştirâk edersiniz. Demek, nefisperest, tabiatperest, gayet ahmak, gayet zâlimdir.
Hem deme ki, "Ben mazhar?m. Güzele mazhar ise güzelleşir." Zîrâ, temessül etmediğinden, mazhar değil, memerr olursun.
Hem deme ki, "Halk içinde ben intihab edildim. Bu meyveler benim ile gösteriliyor. Demek bir meziyetim var." Hay?r, hâşâ! Belki herkesten evvel sana verildi; çünkü herkesten ziyâde sen müflis ve muhtaç ve müteellim olduğundan en evvel senin eline verildi.(Hâşiye:Hakîkaten, ben de bu münâzarada Yeni Said nefsini bu derece ilzam ve iskât etmesini çok beğendim ve "Bin bârekâllah" dedim. 18.söz'den