Hemen umumiyetle,
Risâle-i Nur hizmetinin yegâne maksad? olan imân?n kuvvetlenmesinin vatan ve milleti tehdit eden dinsizlik ve komünistlik tehlikesine mânî olduğunu;
şimdi en elzem vazifenin, fertlere ve cemiyete düşen hizmetin, îmân? kurtarmak ve kuvvetlendirmek bulunduğunu; zaman?n en büyük dâvâs?n?n Kur'ân'a sanlmak olduğunu;
Risâle-i Nur bütün kuvvetiyle bu meseleye hasr-? nazar ettiğinden, vatan ve millet düşmanlar?, gizli dinsizler, bahanelerle hücuma geçip aleyhte tahriklerde bulunduklar?n?;
"Fakat biz müsbet hareket etmeye mecburuz. Elimizde nur var, siyaset topuzu yok. Yüz elimiz de olsa, ancak nura kâfi gelir" diyerek, Nurun, din düşmanlar?n? mağlup edeceğinden müsbet hareket etmenin atom bombas? gibi tesiri bulunduğundan Risâle-i Nur'un siyasetle hiçbir alâkas? bulunmad?ğ?n?;
mesleğimizin en büyük esâs?n?n ihlâs olduğunu, r?zâ-i ?lahîden başka hiçbir maksat ittihaz edilemeyeceğini, Nurun kuvvetinin işte bu olduğunu;
ihlasla, müsbet hareket etmekle inâyet ve rahmet-i ?lahîyenin Risâle-i Nur'u himâye edeceğini, ilâ âhir, beyân ederdi...
Üstad?n dersini ve sohbetini dinleyenleri işhâd ederek diyebiliriz ki: Üstad?n bir dersi, bir sohbeti çok gençler için vesîle-i necat olduğu gibi, Risale-i Nur'a fedakarane hizmet için de bir menba-? istinad olurdu. Nura hizmet eden fedakâr talebelerin ekserisi, böyle bir veya birkaç defa Üstad?n dersinde, îkaz?nda haz?r bulunmuştur.
Emirdağ'?nda iken, Ankara'ya Nur hizmeti için gönderdiği bir talebesi, hâl-i âleme bakarak, "Bu insanlar ne zaman Nur hakîkatlerini dinleyecek? Kal?n zulmet perdeleri nas?l y?rt?lacak? Mânevi karanl?klar nas?l izâle olacak?" diye ümitsizliğe düşer. Sonra, birgün Emirdağ'?na, Üstad?n yan?na döndüğü zaman, o büyük Üstad der:
"Vazifemiz hizmettir; muvaffak olmak, insanlara kabul ettirmek Cenâb-? Hakk?n vazifesidir. Biz vazifemizi yapmakla mükellefiz. Sen orada, 'Bu insanlar ne zaman Risale-i Nur'u dinleyecekler?' diye ümitsizliğe düşme, merak etme! Katiyen bil ki: Mele-i Âlân?n hadsiz sakinleri, bugün Risâle-i Nur'u alk?şl?yorlar. Onun için, hiç ehemmiyeti yok. K?ymet kemiyette değil, keyfiyettedir. Bâzan bir halis ve fedakar talebe, bine mukabildir" diyerek, ye'sini giderir.
Tarihçe-i Hayat, s. 402