ve bihi nesteinu
Risalet-i nur; Risalete oda (insana) (varisliğe bakan bir vazifedir) bakar...
'' her yüz yılda ( bir devirde ) bir VARİSİ NEBİ ( DİNİ MÜCEDDİD) GELİR , GÖNDERİLİR''( hadisi bil mana)
'' Benim Ümmetimin Alimleri (varisi nebileri - VARİS O KİMSEDİRKİ SIRR LAR İLMİNE VAKIF OLUR) BENİ İSRAİLİN PEYGAMBERLERİ GİBİDİRLER''...(hadisi bil mana)
''"Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, vazife-i risaletin icrasına mukabil ücret istemez, yalnız Âl-i Beytine meveddeti istiyor...
Elcevab: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm,
gayb-aşina nazarıyla görmüş ki: Âl-i Beyti, Âlem-i İslâm içinde bir şecere-i nuraniye hükmüne geçecek.
Âlem-i İslâmın bütün tabakatında
kemalât-ı insaniye dersinde rehberlik ve mürşidlik vazifesini görecek zâtlar,
ekseriyet-i mutlaka ile Âl-i Beytten çıkacak.
Teşehhüddeki ümmetin "Âl" hakkındaki duası ki,
اَللّهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى اِبْرَاهِيمَ وَ عَلَى آلِ اِبْرَاهِيمَ اِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
dir. Makbul olacağını keşfetmiş,
yani nasılki millet-i İbrahimiye'de ekseriyet-i mutlaka ile nuranî rehberler Hazret-i İbrahim'in (A.S.) âlinden,
neslinden olan enbiya olduğu gibi;
ümmet-i Muhammediyede de (A.S.M.)
vezaif-i azîme-i İslâmiyette
ve ekser turuk ve mesalikinde Enbiya-i Benî-İsrail gibi,
Aktab-ı Âl-i Beyt-i Muhammediyeyi (A.S.M.) görmüş.
Onun için قُلْ لاَ اَسْئَلُكُمْ عَلَيْهِ اَجْرًا اِلاَّ الْمَوَدَّةَ فِى الْقُرْبَى demesiyle emrolunarak,
Âl-i Beyte karşı ümmetin meveddetini istemiş
. Bu hakikatı teyid eden diğer rivayetlerde ferman etmiş:
"Size iki şey bırakıyorum. Onlara temessük etseniz, necat bulursunuz.
Biri: Kitabullah, biri:
Âl-i Beytim.
" Çünki Sünnet-i Seniyenin menbaı ve muhafızı ve her cihetle iltizam etmesiyle mükellef olan Âl-i Beyttir.
İşte bu sırra binaendir ki; Kitab ve Sünnete ittiba ünvanıyla bu hakikat-ı hadîsiye bildirilmiştir. Demek Âl-i Beytten, vazife-i risaletçe muradı:
Sünnet-i Seniyesidir.
Sünnet-i Seniyeye ittibaı terkeden, hakikî Âl-i Beytten olmadığı gibi,
Âl-i Beyte hakikî dost da olamaz.
Hem ümmetini Âl-i Beytin etrafında toplamak arzusunun sırrı şudur ki:
Zaman geçtikçe Âl-i Beyt çok tekessür edeceğini izn-i İlahî ile bilmiş ve
İslâmiyet za'fa düşeceğini anlamış.
O halde gayet kuvvetli ve kesretli bir cemaat-ı mütesanide lâzım ki,
Âlem-i İslâmın terakkiyat-ı maneviyesinde medar ve merkez olabilsin.
İzn-i İlahî ile düşünmüş ve ümmetini Âl-i Beyti etrafına toplamasını arzu etmiş.
Evet Âl-i Beytin efradı ise,
itikad ve iman hususunda sairlerden çok ileri olmasa da,
yine teslim, iltizam ve tarafgirlikte çok ileridedirler.
Çünki
İslâmiyete fıtraten,
neslen ve cibilliyeten tarafdardırlar.
Cibillî tarafdarlık zaîf ve şansız, hattâ haksız da olsa bırakılmaz.
Nerede kaldı ki, gayet kuvvetli, gayet hakikatlı, gayet şanlı, bütün silsile-i ecdadı bağlandığı ve şeref kazandığı ve canlarını feda ettikleri bir hakikata tarafdarlık, ne kadar
esaslı ve fıtrî olduğunu
bilbedahe HİSSeden bir zât, hiç tarafdarlığı bırakır mı?
Ehl-i Beyt,
işte bu şiddet-i iltizam
ve fıtrî İslâmiyet cihetiyle
Din-i İslâm lehinde edna bir emareyi, kuvvetli bir bürhan gibi kabul eder. Çünki fıtrî tarafdardır.
Başkası ise, kuvvetli bir bürhan ile sonra iltizam eder.
bu 4. lem anın bu kısmı bir çok hakikati ve tabakatını anlayarak kabul ederek okuyan muhatabına ders verir...
''Malûm olsun ki:
Bizi ziyaret eden,
ya hayat-ı dünyeviye cihetinde gelir; o kapı kapalıdır.
Veya hayat-ı uhreviye cihetinde gelir. O cihette iki kapı var:
Ya şahsımı mübarek ve makam sahibi zannedip gelir. O kapı dahi kapalıdır. Çünki ben kendimi beğenmiyorum, beni beğenenleri de beğenmiyorum.
Cenab-ı Hakk'a çok şükür, beni kendime beğendirmemiş.
İkinci cihet, sırf Kur'an-ı Hakîm'in dellâlı olduğum cihetledir.
Bu kapıdan girenleri, alerre'si vel'ayn kabul ediyorum.
üstadımıza Muhatablığımızı vazifelilik le bağlayıp (şimdilik şahsiyetini gizlemesindeki sırrları açmadan) VAZİFELİLİK CİHETİ İLE MESELEMİZİ AÇMAYA ÇALIŞACAZ İNŞAALLAH...
bu ve benzeri meseleleri aynı anda (zaman cemaat zamanıdır) ile ifade edilen cematin nasıl olması gerektiğini anlamada bizlere yardımcı olması için nazara alınsa isabet olur...
aczi_reşha